Günlerdir bu odadayım. Alice sürekli benim yanıma geliyor. Onun sayesinde içimdeki boşluk bir nebze de olsa doluyor. Şu kısacık zamanda kalbimde yer edinmeyi başardı. Güçsüz düşüp ağladığımda yanıma gelip göz yaşlarımı sildi. Beni gülümsetmek için her şeyi yaptı. Bana duyduğu şefkat bana Nina'yı hatırlatıyor. Onu her hatırladığımda gözlerim doluyor. İçimdeki özlem duygusu her geçen gün artıyor. Dayanamayacağımı hissetiğimde Alice beni elimden tutup kaldırıyor. Bana duyduğu sevgiye,ilgiye anlam veremiyorum. Bir annenin çocuğunu korumak istemesi gibi o da beni korumak istiyor. Ruhumda açılan yaralara merhem olmaya çalışıyor. Halbuki onun da ruhunda derin yaraları var. Benden saklamaya çalışıyor ama bunu gözlerinde görebiliyorum. Gözlerinin içine baktığımda gördüğüm yıkım kalbimi parçalıyor. Ben de onun yaralarına merhem olmak istiyorum ama o yaralarını benden gizlemek için her şeyi yapıyor. Beni daha fazla üzmek istemiyor ama ben dayanamıyorum. O bana yardım etmek için herşeyi yaparken ben ona yardım edemiyorum. Onu gerçekten seviyorum ama o beni benden bile daha çok seviyor. Ne olursa olsun benden sevgisini esirgemiyor. Peki ben karşılığında ona ne verebilirim? Acı. Ben ona sadece acı verebilirim. Bir gün burdan gittiğimde o yine içindeki yıkımla baş başa kalıcak. Üstelik bu yıkımına bir de benim onu acımasızca terk edişim eklenicek. Ona kaç kere benimle gelmesi için yalvarmam rağmen o her defasında burası benim evim diyerek beni reddetti. Neden beni bu kadar seviyor ki? Sonunda onu yanlız bırakacağımı bilmesine rağmen neden bu kadar seviyor? Hiç bu kadar çaresiz hissetmemiştim. Onun için elimden hiç birşey gelmiyor. Acılarını dindirmeyi başaramıyordum. Onun için elimden bir şey gelmiyor ve bu da beni kahrediyor. Bir gün onu burda yine aynı yanlızlığına terk edip gideceğim düşüncesi gözümden yaşlar süzülmesine neden oluyor. Her defasında ne kadar bencil olduğumu görüyorum. Ben nasıl bu kadar bencil olmuştum? Ben Alice hiç haketmiyordum. Onun benim için kalbinde beslediği sevgiye yokluğumdan başka birşeyle karşılık veremem. Keşke bir şeytan olmasaydı. O zaman burda bu halde olmazdı. İşte hayat bu kadar acımasızdı. Oturduğum yerden kalkıp cama yöneldim.Gecenin karanlığına rağmen parlayan yıldızlar içinde umut barındırıyordu. Tıkpı benim Alice için içimde barıdırdığım umut gibi. Odanın içindeki sessizlik gözümden yere düşen damlaların çıkardığı sesle bozuluyordu. Her zaman yaptığım gibi onun için bir şey yapamamanın verdiği vicdan azbayıla gözümden yaşlar akıyordu. İçimdeki küçük çocuk benden çığlıklar atarak kaçıyor,benden korkuyor. Bencilliğim yüzünden içimdeki çocuk için bir canavardan farksızdım. O çocuk benden kaçmaya çalıştıkça her seferinde düşüp yaralanıyor. Bencilliğim hem içimdeki çocuğu hem de Alice yaralıyordu. Bense bencilliğim yüzünden kendimden nefret ediyorum. Biliyorum ona yardım edemediğim için ömür boyu pişmanlık duyacağım. Ölene kadar bu pişmanlığın acısını çekeceğim. Düşüncelerimi açılan kapının sesi böldü. Alice olmazdı. Saat gece yarısını çoktan geçmişti. Kendimi o kadar bitmiş hissediyordum ki arkamı dönüp kim olduğuna bile bakmadım. Gelen kişi elini omzuma yerleştirdi ama ben tepki veremiyecek kadar güçsüz düşmüştüm. Gelen kişi kolumdan tutup beni kendine çevirdi. Bruce gelmişti. Buraya daha önce hiç gelmemişti. Gözlerinde hafif bir şaşkınlık gördüm ama bu saniyelik bir şeydi ve hemen yine o dönük bakışlarına geri döndü. Ellerini kolumdan çekip bir iki adım geri gidip arkasını döndü.
"Burda zorla tutulduğun için mi ağlıyorsun?"
Neden bunu merak ediyordu ki? Sanki evet desem beni bırakıcaktı. Öyle olsa bile ben burda tutulduğum için ağlamıyordum ve asla ağlamayacaktım. Bir gün burdan gidecektim ve işte o gün arkamda yaralı bir kalp bırakıcaktım. Bu yüzden ağlıyordum.
"Hayır. Burda tutulduğum için hiç ağlamadım ve ağlamayacağım."
Cevabımı duyduktan sonra tekrar bana döndü. Her me kadar Alice burda böyle bırakıp gideceğim için canım yansa da onun benden tek isteği ne olursa olsun burdan gitmemdi ve ben bu sözümü tutacağım. Hem belki bir şekilde onu da benimle gelmeye ikna edebilirim. Hemen kendimi toparladım ve kafamdaki düşünceleri bir rafa kaldırdım. Bruce'un güvenini kazanıp burdan gitmeli ve bir şekilde Alice de benimle gelmeye ikna etmeliydim. Alice ikna edebilmek için içimde beslediğim umut giderek büyümeye başladı. Ne olursa olsun Alice de benimle gelecek. Bu umut gülümsememi sağladı. Bruce'un sesiyle kendime geldim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cehennem Tutsağı(Askıya Alındı)
FantastikSuçsuz olduğu halde kilit altına alınan cehennemin efendisi ve sıradan bir hayatı olan Alexis'in kesişen yolları... Bu acı, aşk, romantizm ve sırlarla dolu hikayede sen de bize katıl. Başlangıç: 06.06.2020