Sarhoş geçen üç haftanın sonunda bir salı gecesi dayanamayacak noktaya geldim. Atölyede yine aynı şarkıyı dinlerken onun geldiğini bir şekilde hissettiğimde bardağımı da alıp kapıya çıktım. Atölyemin kapısında onu izledim. Salona gittiğinde de peşinden gitmeme engel olamadım. Onunla konuşmak ya da kavga etmek falan istemiyordum. Haftalardır yüzünü doğru dürüst göremediğim kocamı ışıkta görmek, ona eskisi gibi uzun uzun bakmak istiyordum. Karşısındaki koltuğa geçip oturduğumda ise o beni görmezden geldi. Elindeki belgelerle uğraşıyordu. Eve asla iş getirmeyeceğine dair evlenmeden önce verdiği sözün artık geçerli olmadığını anlarken ona sinirlendiğimi hissettim. Karşısında dakikalarca oturup ona bakmama rağmen bana bakmamasından nefret ettim.
"Eve iş getirmeyeceğine söz vermiştin."
"Önemli bir konuydu ve bu gece bakmam gerekiyor." Yüzüme bakmadan beni başından savmak için konuşurken içimdeki öfkenin kabardığını biliyordum. Önce beni sonra da onu yakıp kavurmasından ise endişe etmiyordum. Ben daha fazla ondan uzak kalamazdım. Hatamı bilmeme rağmen bedeli bu olmamalıydı.
"Şirketteyken zamanını bunlara harcaman gerekiyor." Gözlerini kâğıtlardan ayırmamasına rağmen artık eskisi gibi tüm dikkati onlarda değildi. Onunla sonunda konuşmak, gerekirse tartışmak için bu anı sonuna kadar kullanacaktım. "Yeni asistan kızların o kadar da çekici olacağına inanmıyorum."
"Saçmalama."
Gözlerini sadece bir an elindeki dosyadan ayırıp öfkeyle bakmasının ardından ne yapmam gerektiği konusunda büyük bir boşluğa düştüm. Onunla geçmişte anlaşamadığımız ve tartıştığımız çok zaman olmasına rağmen bunların hiçbiri o anda sonlanmayan şeyler olmamıştı. Biz eskiden tartışmaktan bile keyif alırdık. Ama şimdi başka insanlar gibiyken eskiden olduğumuz kişiler biz değildik. Bardağımda kalanı tek hamlede içerken bunun devam etmesine izin vermemeye kararlıydım. Yanına gitmek için ayağa kalkarken başım bir an dönse de yapacağım şeyden vazgeçmedim. Ne olursa olsun bu gece aramızdaki sorunları bir sonuca bağlayacaktım. Ya tamamen kaybedecektim ya da bir umut bulacaktım. Umudumu bile tüketen bu arafı daha fazla uzatmayacaktım.
"Seni özledim." Yanına gidip oturduğumda bundan hoşlanmadığı gibi eskiden çok sevdiği gibi boynunu öptüğümde ise benden uzaklaştı. Geçmişin çok uzakta kaldığına mı yoksa beni bilmeden ya da bilerek bir kez daha parçaladığına mı üzülmem gerektiğini bilmiyordum. Ama artık eskisi kadar sakin olamayacağımı da anlamıştı. Tüm uğraşlarıma, onun bana dönmesi için sessiz kalmalarıma rağmen her an benden daha da uzaklaşmasına bir an daha katlanmayı istemiyordum.
"Masal, lütfen." Dosyaları alıp ayağa kalktığında benden uzaklaştı. Elindekileri benden çok uzak bir noktaya koyup salondan çıktığında doğru olanları ve olabilecekleri yok saydım. Ne düşündüğünü de ne istediğini de umursamıyordum.
Oturduğum yerden sendeleyerek ayağa kalktığımda nereye gitmiş olabileceğini bilmiyordum. Ev büyük olsa da gidebileceği birkaç yer olabilirdi ve ben şansımı onun benden kaçmak için kullandığı yere kullandım. Koridorda ilerleyip basamaklardan çıkarken ne olursa olsun geriye dönmeyecektim. Bu gece bu meseleyi ya kökten çözecek ya da gidecektim. Ama asla bu şekilde devam etmesine izin vermeyecektim. Haftalardır yere aldığı gururumu bir kez daha kırmasına seyirci kalmayacaktım. Tüm basamakları bitip ilerlerken onu o odada bulup aramızdaki bu mutsuzluğa bir son yazacaktım.
Kapıyı çalmadan girdiğimde gömleğinin düğmelerine açmakla meşgul olduğunu görmeme rağmen önemsemedim. Benden uzak kalmak için geçtiği bu odaya tüm eşyalarını yerleştirmiş olduğunu fark ettiğimde ise ondan da kendimden de nefret ettim. Yatağına oturup ona bakmamdan rahatsız olduğunu anladığımda ise yatağına uzanmak için kendimi bıraktım. Aklımdan tek geçen bu yatakta bir daha uyuyamamasıydı. Çocukça bir istekle yatağına su dökmek, çivi koymak ve ona eziyet edebilecek pek çok şeyi yapmayı istedim. Murat ile beni kendilerinden uzak tuttukları zamanlarda yaptığım gibi ikisinden nasıl intikam alıyorsam şimdi benimle yatmayan karısı değilmişim gibi davranan Kerem'den de aynı şekilde intikam almak istiyordum. Benim canım yanarken, pişmanlık içinde beni affetmesini beklerken tek yaptığı beni görmemek olan Kerem'e her türlü eziyeti yapmayı hak görüyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SARMAŞIK
General FictionOna kalbinde öyle bir taht yapmıştı ki ne onu ne de onun yerini kimse alamazdı. Onu almak isteyen geçmiş ve gelecek karşısındayken şimdi bile o ellerinin sonsuza kadar kenetli olmadığının farkındaydı. Fırtına en güzeli yok etmek isterken onu elinden...