SARMAŞIK

BÖLÜM I - XX

Kerem'in her zamanki işe gitme saatinden sonra son vizemin de bitmiş olmasının rahatlığı ile yatakta kalmaya karar verdiğimde planlarımı sonlandıran mesaj geldi. Ferit'in yaklaşık bir aydır küçük haberler verdiği araştırmasının bittiğini öğrendiğimde onun hemen eve gelmesini istedim. Ne duyacağımı bilmezken kendimi güvende hissetmek istiyordum ve güvende olabileceğim tek yer burasıydı. Hazırlanıp odadan çıkarken de bunun en doğru karar olduğundan tekrar emin oldum. Ellerim titrerken ve korkudan kalbim çarparken dışarıda olmam gerekliydi. Bir histeri krizi geçirmem durumunda gözlerden uzak olmayı tercih ederdim. Bir gün sonrasında acınası hallerimi gazetelerde manşet olarak görmem ise işleri daha da büyütebileceği için uslu bir kız gibi en mantıklı kararı verdiğime inanmıştım. Ve Ferit geldiğinde duymaya hazırdım. Ama Filiz'in kahvelerimizi bırakıp çıkmasına kadar sabır göstermeye katlanabilmem bir mucizeydi.

"İstediğiniz her şeye ulaştım. Ama duymak istediğinizden emin misiniz?" Korkmama rağmen bunu istiyordum. Ne olursa olsun artık gerçekleri bilmek istiyordum. Saklananlardan uzak tutulmaktan da benden bir şeyler saklanıyor olma hissinden de bıkmıştım. O defterleri, o iki kadına geçmişte neler olduğunu öğrenmek istiyordum. Aynısının benimde başıma gelip gelmeyeceğinden emin olmaya ihtiyacım vardı. Yoksa ihtimallerden asla kurtulamayacaktım.

"Kesinlikle duymak istiyorum."

"Siz dedenizden başlamamı emretmiştiniz ama daha geriden almam gerekti. Büyük dedeniz ile başlayan bir durum söz konusu."

"Dedemin babasının âşık olduğu kadınla mı ilgili?"Nisa Hanım'ın annesi ile dedemin babası bir zamanlar birbirine âşıkken sonradan düşman olmuşlardı. Bunu dedemin dediği günü bir hatırlıyordum. Zaten o gün açılan o eski defterden sonra her şey değişmiş, farklı bir dünya benim için kapılarını açmıştı. İlk kez o günden sonra işler yolundan çıkmıştı.

"Söylediğiniz gibi biraz uzak bir geçmişten başlayan bir durum olduğuna ulaştım. Erhan Bey'in abası Rıfat Bey ile Nisa Hanım'ın annesi Maria Romanova arasında bir aşk ilişkisi varmış. Maria'nın ailesi İhtilal'den sonra Osmanlı'ya gelen Rus Yahudilerindenmiş. İki tarafında ailesi bu ilişkiyi başta dinler yüzünden istemedikleri hakkında hem fikirken geçmişte çok yakın ailelerken öğrenemediğim bir sebepten dolayı aralarının açılmış olduğuna ulaştım. Bir şekilde iki âşıkta ailelerine boyun eğip başkaları ile evleniyorlar. Maria sonrasında din değiştirip Hristiyan olmuş ve bir Türk ile evlenmiş. Bu evlilikten de Nisa Hanım dünyaya gelmiş. Her ikisi de 18 yaşındayken bir tesadüf eseri Galatasaray Lisesi Binasında yapılan bir sergide tanışıp arkadaş oluyorlar. Arkadaşları hızla ilerleyip sevgili olduklarında birbirleri hakkındaki her şeyi biliyorlar. Ki buna anne ve babalarının da geçmişi dâhil olmasına rağmen onları karşılarına alıp evleniyorlar." Ferit notlarında bir atlama yapıp yapmadığını kontrol ederken bu kısma kadarını dedemden biliyordum. Ama sonrasında ne olduğu hakkında en ufak bir fikrim yoktu. Neden ayrıldıklarını ya da Nisa Hanım'ın gerçekten delirip delirmediği konularında bir şey bulmasını ise her şeyden daha çok istiyordum.

"Nisa Hanım ve Erhan Bey bir seneden bir ay fazla evli kalıyorlar ve bu kısa zamanda Nisa Hanım tam dört kere düşük yapıyor." Cümlesini bitirdiğinde nefes alamadığımı hissettim. Onun aklını kaybetmesini anlayabilirdim. O sınıra bende yaklaşmıştım. Dedemin bebeğimin ölümü hakkında neden benimle konuştuğunu şimdi daha iyi anlıyordum. "Nisa Hanım buna neden olarak annesinin ona kızgın olmasını görmüş. Onun rızasını almadığı için bebeklerinin öldüğünü düşünerek ona kendisini affetmesi için gitmiş. Annesi ise ona bir bebek istiyorsa Erhan Bey'den ayrılmasını söylemiş. Bu konuşma üçüncü düşükten sonra yaşanıyor. Nisa Hanım önce annesinin sözlerini gerçek olarak algılamayıp dedenizden ayrılmayı düşünmüyor. Ancak dördüncü kez bebeğini düşürdüğünde bir bebeğe sahip olabilmek için hayatının aşkını geride bırakıyor. İkisinin de bu ayrılığı istemediğine ve ağlayarak ayrıldıklarını öğrendim. Erhan Bey ona, kendisi için değerli olanın o olduğunu söylemesine rağmen Nisa Hanım onu dinlememiş ve gitmiş."