Büyükannemle Vera'nın gitmesinden sonra biraz oturmaya karar vermiştim. Üzerime çöken kötü bir his beni hareket etmekten alıkoyuyor gibiydi. Onların gezisi hakkında konuşurken yıllar sonra böyle bir şeyi yapmayı isteyip istemediğimi düşündüm. Hiçbir sorun çıkaracak durum kalmadığında, çocuklar büyüdüğünde rotasız bir seyahate başlayıp haftalar boyu ayağımın toprağa değmediği günler geçirmeyi istediğimden emindim. Denize oldum olası açıktım ve iki mavinin ortasında bir teknede yıllarca kalabilirdim. Ufku seyrederken hiçbir şey beni o anda bulacağım huzur kadar mutlu edemezdi. Bunu Kerem de isteyebilirdi. Belki de gelecek yıl yaz aylarında küçük bir sürümünü gerçekleştirip bunu deneyebilirdik.
Sohbetimizin ve hayallerimin neşesi gelen mesaj sesiyle kaçtı. Büyükannemi duymaz olduğumda gelen mesaja bakmaktan başka bir şey yapamadım. Kenan'ın durmayacağını zaten biliyor olmama rağmen bu kadar hızlı olmasını da beklemiyordum. Söyleyeceklerinin gerçek olamayacağını düşünsem de kabul etmem ve duymam gerekiyordu. Ne planladığını anlamak ve önlem almak istiyordum. Evden hızla çıkarken en azından büyükanneme haber vermem gerektiği halde bunu yapmayıp ondan gelen mesajda verilen konuma doğru yola çıktım. Eğer şimdiki aklım olsaydı kendime bunu yapma derdim. Ne yapacaksa yapsın ama sen bundan kendi adına uzak kal derdim. Zaten her şekilde içine çekilecektim.
Yol boyunca aklımda olan en önemli şey ne söylemeyi planladığıydı. Benden gizlenen geçmişi biliyordum. Kerem'in bilmediği bir sır yoktu. Toprak ile eskisinden daha iyi bir durumda idiler ve bundan da Kenan'ın eline bir şey geçemezdi. Güneş tam tepeden aşağıya inmeye başlamasından sonra uzun zaman geçmiş ve kaybolmadan önce ikinci yarının ortasına gelmişti. Gecenin gelmesine henüz daha çok varken Kenan'ın karanlığı ile karşılaşmak istemediğimden emin olsam da yapmam gerekenlerden kaçamazdım. Aileme, Kerem'e zarar vermeyi nasıl planlıyorsa bunu öğrenmem ve engellemem gerekiyordu. Huzur içindeki zamanlarımızı yeniden berbat etmesine ve hayatımızı bir kargaşa için çekerek hepimizi mutsuzlaştırmasına izin vermemeliydim. Ne olursa olsun onu durdurabilecek bir yolu ailem ve Kerem ile bulabileceğime inanıyordum. Kerem'e, ailemize, ailelerimize inanıyordum.
Bebek'e yakın bir yerde demirli olan tekneye çıkarken duyacaklarımdan endişe etmedim. O her zaman yalanların arkasına sığınmaktan başka bir şey yapmıyordu ve yine doğrularla karşıma çıkmayacaktı. Ben sadece onun ne yapmayı planladığını ve nasıl zarar vermeye çalışacağını öğrenecek, sonrasında da bunu Kerem'e söyleyip tedbir alacaktım. Asla onun emellerine hizmet edecek bir şey yapmamaya kararlıydım. Onun karşısına geçtiğimde de bundan, amacımdan başka bir şey düşünmedim. Ailemi korumak için ona bir süre dayanabilirdim ama çok zorladığı zaman bunu asla sürdürmeyecektim. Karşımda o midemi bulunduran gülüşü ile dururken sessizliğe daha fazla katlanamayacağımı biliyordum.
"Yine hangi yalanlarla beni tehdit edeceksin?"
"Bu sefer gerçeklerle tehdit edeceğim."
"Tüm gerçekler ortaya çıktı. Kimsenin sakladığı bir şey kalmadı." Her şey ortaya dökülmüş ve biz bununla yaşamayı öğrenmiştik. Şimdi yeniden onun suyu bulandırmasına gerek yoktu.
Onun Kerem'in kardeşi olduğuna inanamıyordum. Birbirlerine bu denli taban tabana zıt iki karakterde kardeşin olabileceğini hiç düşünmezken bunu mümkün kılmayı bir şekilde başarmıştı. Onu ellerimle boğmak istediğim zamanlar bile olmuştu ama şu an buna değmeyeceğini biliyordum. Kenan gibi biri için suç işlemenin anlamı yoktu. O kadar karanlık ve kötü bir enerji yayıyordu ki yıllar önce dernekten çıkarken karşımda belirdiğinde onun iyi biri olmasa da farklı biri olmayı istediğine dair bir düşünceye nasıl kapılabilmiş olduğuma inanamıyordum. Herkese, her şeye zarar vermek ister gibi davranıyor ve kendi istekleri için insanların canlarını yakmaktan asla çekinmiyordu. Sadece bir an bile başka insanlara karşı iyi olduğunu düşündüğüm için asla kendimi affetmeyecektim. Ve bir gün hak ettiği cezayı artık almasını istiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SARMAŞIK
General FictionOna kalbinde öyle bir taht yapmıştı ki ne onu ne de onun yerini kimse alamazdı. Onu almak isteyen geçmiş ve gelecek karşısındayken şimdi bile o ellerinin sonsuza kadar kenetli olmadığının farkındaydı. Fırtına en güzeli yok etmek isterken onu elinden...