Çalışma odasında yeniden yalnız kaldığımda Ferit Bey'den istediklerimi de öğrenmem gerekenleri de zihnimden çıkardım. Sonunda açmayı başardığım kutuyla beraber oradan hızla çıkarken salona gittim. Kutuyu açabilme cesaretini gösterene kadar sadece ona bakmakla yetindim. En sonunda kapağı açabildiğimde ise içinde iki defter, ondan fazla fotoğraf ve iki kolye buldum. Elim istemeden boynumdaki kolyeye giderken tıpatıp ona benzeyen ikisine bakarken gözümü bile kırpmadım. Nisa Hanım'a ait olan bir kutuda Peri'ye ait olan ve yıllardır boynumda taşıdığım kolyenin aynısından iki tane olmasını anlayamıyordum. Bu bir tesadüf ise bile kesinlikle kötü ve korkunçtu. Ama bundan daha da korkunç olanı kutu içinde bulunan fotoğraflardı. Peri ve iki bebeğin fotoğrafı vardı. Önce bebeklerin Kerem ve Murat olduğunu düşünsem de bir diğerinde de yine aynı üçlü ve hamile annem vardı. Öğrenmek istediğim bir şey daha olduğunu anlarken Ferit Bey'in asla hoşlanacağım şeyler getirmeyeceği korkusu içime yerleşmeye başlamıştı.
Kutudan çıkan fotoğraflara bakmak korkutucuydu. Kerem'in bir kardeşi ve belki de bir ikizi vardı. Peri'nin Nisa Hanım ile fotoğrafları vardı. Nisa Hanım ve dedemin beraber mutlu halleri ise kafamda daha da büyük sorulara neden oluyordu. Üstelik onlarım mutlu aşk tablolarında büyükannemde onlara eşlik ediyordu. Beynimin patlamak üzere olduğunu fark ederken kaçacak bir yere ihtiyacım vardı. Yapabileceğim tek şeyi yaparak fotoğrafları kutuya bırakıp defterleri aldım. Birinin Nisa'ya diğerinin Peri'ye ait olduğunu anlamamın ardından daha eski olanı elime alıp ilk sayfayı açtım. Sayfada zarif bir el yazısıyla "Annemin de dediği gibi bize benzeyen ama bizden olmayan biri geldiğinde bizim de ruhumuz kurtulacak. Zehir bir sureti bırakacak." yazıyordu. Ne dediğini anlamaya çalışmak yerine diğer sayfayı açtım ve bir çizimle karşılaştım. Diğer tüm sayfalarda da aynı yüz, dedemin gençlik yıllarındaki genç yüzü vardı. Başka hiçbir şey bulamadan defteri bırakırken Nisa Hanım'ın dedemi bu kadar severken neden gittiğini bilebilmeyi istedim.
Peri'nin defterinin de çizimlerle dolu olduğunu anladığım da hiçbir iz bulamamıştım. Yine de tüm sayfaları teker teker açarken onun çizimleri arasında da aynı erkek yüzü vardı. Bu adamın Selim Amca olduğunu bildiğimden yadırgamadım. İki bebeğin karalamalarını geçtiğimde ise başka bir erkek yüzü gördüm. Yüz bana tanıdık gelirken tüm sayfaları bitirip yeniden o sayfaya geri döndüm. Kim olduğunu hatırlamam için çocukluğuma dönmem yeterli idi. Babamın yüzü o kadar gerçekçi görünüyordu ki gözlerim ona takılı kalsa bir süre sonra bunun gerçek olduğunu dahi düşünürdüm. Ama neden orada olabileceğine dair bir fikir yürütebilmem pek kolay olamazdı.
Saate gözüm takılırken Kerem'in yakında geleceğini fark edip elimdekileri kutuya geri koyup hızla yerimden kalktım. Şu an için Kerem'in bunları görmemesi gerektiğini düşündüm. Ne olduğunu anladıktan sonra ona gösterebilirdim. İşleri bulandırmadan önce gerçekte ne olduğu hakkında her şeyi bilmeliydim. Bu ikinci bebek ile ilgili bir şeyler bulduktan sonra ona sormam daha doğru olacaktı. Kutuyu onun çalışma odasında yeniden kilitleyip salona geri getirip televizyon ünitesinin üstüne bir süs eşyası gibi bıraktım. Karşısına geçip ona bakarken Kerem'in bu tür şeylere asla dokunmamasının bir gün bana faydası olacağını sanmıyordum. Ama şimdi kilitli de olsa benden başka kimse eline almayacaktı. Bir süre için eskisi gibi gözlerden uzak olması hem benim hem onun içindekiler için güvenliydi. Zaten karmaşa içinde olan hayatımızın ben gerçekleri öğrenmeden yeni sorunlara kucak açmasını istemiyordum.
"Bugün nasıl geçti?" Kerem'in öpücüğü ile kendime geldiğimde tam zamanında önlem almış olduğum için şükrettim. Birkaç dakika daha geç kalsam kutuyu yerine koyarken ve belki de o çizimlere bakarken yakalanabilirdim. Ama şimdilik ucuz atlatmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SARMAŞIK
General FictionOna kalbinde öyle bir taht yapmıştı ki ne onu ne de onun yerini kimse alamazdı. Onu almak isteyen geçmiş ve gelecek karşısındayken şimdi bile o ellerinin sonsuza kadar kenetli olmadığının farkındaydı. Fırtına en güzeli yok etmek isterken onu elinden...