Kafe kapanalı 1 hafta olmuştu. Madison ala kiraya çözüm bulamamıştı. Yardım isteyebileceği kimse de yok diye düşünüyordu.
Ceketini aldı ve kapıya yöneldi. Ceketinin cebinden bir kart düştü. Eğilip onu aldı.Tony Stark
Stark EndüstrisiAh tabi ya herhangi birşeye ihtiyacı olursa arayabilecegini söylemişti. Belki de ondan yardım isteyebilirdi.
Ama hayır nasıl para isterdi ki , bu doğru olmazdı. Hemen bu düşünceden kurtuldu."Bilemiyorum, bu doğru olmaz. "
"Bence iyi bir adam , anlayış gösterecektir. "
"Hakkında biraz araştırma yaptım ama pek iyi şeylerde yazmıyor. Evet başarılı bir adam ama bilemiyorum Mel."
"Iş isteyebilirsin değil mi ? " bu iyi bir fikir olabilirdi.
"Düşünmem gerekiyor. " Mel de kafede çalışanlardan biriydi. Onun sıkıntısı yoktu, ailesi para gönderiyordu.
"Ben gitmeliyim, sahile gideceğim biraz, bunaldım iyice."---
Tony elinde telefonu ile bekliyordu. Madison onu mutlaka aramalıydı, arayacaktı. Hiç mi etkilenmemişti ondan.
Telefonunda Madison isminin üzerine gelip bekledi. Daha önce defalarca aramıştı ancak telefonu hep kapalıydı. Bir kez daha deneyecekti.
Yine aynı sonucu aldı, telefonu kapalıydı. Numara servis dışı diyordu.
Oflayarak telefonu uzak bir köşeye fırlattı.Message to
unknown number
Merhaba Bay Stark, müsait olduğunuzda konuşabilir miyiz?Tony garajından cıktı ve odasına ilerledi. Yorgun hissediyordu. Steve'e de ayıp etmişti. Hepsi ayrılıklarından beri ona destek olmaya çalışıyodu. Tony nankörlük etmiyordu aslında ancak pek bilinçli olduğu da söylenemezdi.
Kendi odasının önüne gelince durdu. Hayır bir özür borcu vardı.
"Girebilir miyim? Ah burası benim evim. Tabi ki girebilirim." Kaşlarını kaldırarak kapı arasından dostuna baktı.
Steve yatağın ucuna oturmuş dışarıya bakıyordu.
"Rogers?" Başını Tony'e çevirmeden yanıtladı.
"Bak Tony, daha fazlasını konuşmak istemiyorum. Saçmalıyorsun ve bunu çok sık yapmaya başladın."
"Biliyorum dostum , üzgünüm tamam mı? Beni affedebilecek misin? " Steve gülümsedi .
"Affetmek mi? Bunun için önce küsmüş olmak gerekir." Göz kırptı.
"Haklıydın. Madison konusunda. Son 1 yıl berbattı. Benim yüzümden. Hepinize haksızlık yaptım en çokta ona. Biliyorum. Pisliğin tekiyim." Aklına gelen şeyle gülümsedi.
"Ama hem dahi, hem zeki ,hem yakışıklı ve aşırı da zenginim. Bunları da görmezden gelemeyiz değil mi? Ah bir de harika bir Avengers'ım." Steve omzuna vurdu.
"Egoisti unuttun." Gülümsediler ve sarıldılar.---
"Hey siz ikiniz ! Hemen yemeğe." Natasha onları çağırarak yemeğe indi. Masada hepsi toplanmıştı.
"Hepinize özür borçluyum. Bazen zihnimi kontrol etmekte zorlanıyorum. Ağzımdan çıkan sözleri kontrol etmek zor olabiliyor. Beynim çok dolu. Bunlara rağmen yanımdasınız. Teşekkür ederim." Yüzlerine bakamadı Tony. Bruce onu desteklercesine sırtına dokundu.
Özlemişti Tony. Elinde sarıabileceği arkadaşları vardı sadece onları da kaybedemezdi.
Savaşacak ve kazanacaktı.---
"Aptal kafam ! Nasıl bana dönüş yapmasını beklerim ki? Hem neden istesin bana yardım etmeyi? Harika mezun ama işsiz!"
Kendime lanetler yağdırarak telefonu yatağın üzerine bıraktı.
Kendini küçük düşürmüştüm resmen. Zavallı kız. Stark endüstrisinde ne işim vardı benim.
Gece uyumaya çalışıyordu ama gözünü kapattığı an kalbi sıkışıyordu. Yaptığı aptallıktı ona göre. "Adam kartını verdi ama umursamaz hatırlamazdı bile. " diye düşündü.
Düşüncelere dalarken uyuyakalmıştı Madison..Message from
Tony Stark
Madson, umarım sensin ?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
《 Like a Star'k 》
Fanfiction《Read Me 3.000 Times.》 "Ya dönemezsem?" diye sordu esmer adam karşısında yaşlı gözlerle ona bakan esmer kadına. Esmer kadın bu soruyla afalladı, onun dönmeme ihtimalini hiç düşünmemişti. "Cevap ver Madison." kadının yüzünü okşadı. içten bir gülü...