20

1.2K 89 1
                                    

Madison hala gidişten vazgeçirebilmek adına umut taşıyordu.
Tony ve diğerleri Fury ile son kez toplanmış nasıl bir yol izleyeceklerini tartışıyordu.
"Herşey yolunda gidecek gibi görünüyor. "
Avengers kulesinde büyük salonda toplanmışlardı. Madison, Tony'nin yanında oturmuş ona olabildiğince sokulmuştu.
"Tony..." omzuna başını koydu, amacı Tony'i bu durumdan kurtarmaktı.
"Tony, hadi odamıza gidelim." Tony diğerlerinin söylediklerine odaklanamıyordu.
Madison Tony'nin elini sıkıca tuttu.
Tony dudağını dişledi.
Madison onun nefes düzeninin bozulduğunun farkındaydı.
"Beni öpmeden mi gideceksin?" Madison Tony'nin kulağına fısıldadı.
Tony ona bakmadan konuştu.
"Madison, lütfen yapma. Burada olsun istemezsin değil mi?"
"Yeri sen seç. " Madison kıkırkadı.
"Ah Tanrım..." Tony'nin  inlemesini duyunca sesli bir gülüş attı. Gözler ona dönünce bakışını yere çevirdi.
"Evet çocuklar, size güveniyorum  Canınız  pahasına bu işin üstesinden geleceginize şüphem yok."
"Pardon Bay Fury. " Madison araya girdi.
"Ben kimsenin canına mal olmasını istemiyorum. Böyle bir risk varsa gitmesinler." Göz devirdi.
"Korkun herkes için mi? Yoksa sadece Tony için mi?" Madison Tony'e döndü. Gözleri dolmuştu.
"Tony... Ölmeni istemiyorum. Kimse ölmesin! Neden bunu yapmak zorundalar, Uzay hakkında ne biliyoruz? " sıkıntılı bir nefes verdi.
"Bilinmezlikle başbaşa kalacaklar. Ya çıkış yolu bulamazlarsa? Dönemezlerse!"
"Avengers toplantısında ne işin var senin?"
"Ne ? Ironman'imin yanında olacağım tabi ki!" Tony sesli bir kahkaha attı.
"Madison, bana olan sevgin gözlerimi yaşartiyor ama oturmalısın. " ayakta olduğunun farkında bile değildi.
"Tony , bırak onlar halletsin. Gitme." Üzgünce gözlerine baktı.
"Bebeğim, konuştuk bunları."
"Bencillik yapma Madison, bencil olma! " kendi kendine söylendi.
"Tamam , nasıl iletişim kuracağız sizinle?" Birbirlerine baktılar.
"Uzaydayken iletişim pek mümkün olmayacaktır. " Madison  yine ayağa kalktı.
"Anlayamadım, iletişim yok mu yani? Hayır, Stark gitmiyorsun! Ben senin hayatta olup olmadığını bile bilemeyecek miyim? Hayır bu mümkün değil! Delireyim mi istiyorsun? " sağa  sola yürümeye başladı.
"Madison." Kızın  yanına gelerek elini tuttu.
"Herkes gergin lütfen yapma böyle."
Madison diğerlerine göz gezdirdi.
Wanda ve Vison ellerini birbirine dolamış dizdize oturuyor, Bruce eli ile oynayarak yere bakıyor, Clint ve Natasha boş gözlerle ellerindeki kadehlere bakıyordu. Steve ile göz göze geldiler ve birkac saniye bakışma ardından Steve gözlerini kaçırdı. Madison gözlerini once yere sabitledi sonra sevdiği adamın kahvelerine.
"Seni kaybetmek istemiyorum. " elini adamın yanağına koydu.
"Biliyorum Mad kaybetmek yok. Bak sana özür borcum var hem de çok fazla. Geçirdiğimiz şu son bir kaç ayın sana işkence olduğunun farkındayım. Bir çok şeyin sebebi senmişsin gibi davrandım seni suçladım. Özellikle Steve konusunda. Ona olan ilgini hep  gereksiz buldum, bağırdım. Çekilmez bir adamım kabul ediyorum ,belki biraz da mükemmelim..." Madison'un yanağına öpücük bıraktı. Madison  gözlerini kısarak baktı.
"Tamam fazla mukemmelim!"
"Tony!"
"Ben seninle mükemmelim. Bana katlandığın için teşekkür ederim. Sana söz veriyorum döndüğüm zaman herşeyi telafi edeceğim. "
Madison gözyaşlarına engel olmaya çalışsa da başarılı olamadı. Tony silmesine yardım etti.
"Ağlamak yok Madison. Güzel günlere ." Diyerek elindeki kadehi havaya kaldırdı. Madison'a  uzattu, Madison bir yudum aldı sonra kendisi de bir yudum içti. Ve dudaklarını birleştirdi.

---

" Kendime inanamıyorum , gitmene izin verdiğime inanamıyorum. "
Madison  arkasından Tony'e sarıldı. Başını sırtına yasladı belini sıkıca sardı. Sırtına öpücükler kondurdu.
Tony ani hareketle kıza  döndü ve duvarla kendi arasına aldı.
"Madison, özellikle bugünü mü bekledin? Neden yapıyorsun bunu bana?" Madison gözlerini kaçırdı ve derin bir nefes aldı.
Tony kızın kalkıp inen göğsüne baktı.
"Tanrım!" Arkasını dönecekken adamın kolunu tuttu.
Yüzü yeniden kendisine çevrilince dudaklarını birleştirdi. Bu öpüşü onu bir daha görememe ihtimaline karşındı.
Düşünmek istemese de dönemeyebilirdi.
Orda neyle karşılaşacaklarını bilmiyorlardı.
Madison başını biraz yukarı kaldırdı Tony'nin boynunda gezinmesine izin verdi. Tony kızın belini kavrayarak yatağa sürükledi.
Madison yataga düşünce Tony'i de çekerek yeniden öptü. Tony kızın gömlek düğmelerini açmaya başladı. Madison Tony'nin tişörtünü çekiştirdi ve çıkardı.
"Beni zayıflatıyorsun Tony."
"Bu benim cümlem. " gülümsedi.
"Sana yeniliyorum. " Tony konuşmasına imkan vermeden yeniden öptü, öptü ,öptü...
Son defaymış gibi öptü.

---

"Tony, tüm ekip hazır gidiyoruz."
"Lanet olsun!" Tony acele ile yere attığı tshirtu aldı ve kafasından geçirdi.
Madison da panikle gömleğini ilikledi.
"Ne berbat zamanlama! Madison , döndüğümde bunu hatırlat. " göz  kırptı.
"Avucunu yalarsın. Bundan fazlası yok." Ellerini iki yana açtı ve güldü.
Tony kapıya yöneldi. Madison elini tuttu.
"Söz ver, ne olursa olsun bir yolunu bulup döneceksin. " gözleri doldu ve ağlamaya  başladı.
"Söz Madison, beni bekliyor olacaksan söz."
"Yıllar sürse de bekleyeceğim. Hayatta kal Tony, lütfen " hıçkırıklarla başını adamın boynuna gömdü. Tony sırtını okşamaktan başka  birşey yapamıyordu.
"Seni seviyorum." Son kez dudaklarını birleştirdi.
"Friday, istediğin herşeyde yardımcı olacaktır. "
"Iletişim kurmamıza?"
"Bilmiyorum Mad, oraya gitmeden bilemeyecgim."
Madison başını salladı ve odadan çıktılar.
Herkes dışarda toplanmıştı.
Sıra ile hepsiyle görüştü Madison ve Happy. Tony ile uzun bir sarılmanın ardından gözyaşlarıyla bıraktı adamı.
Tony ve diğerleri araca bindikten sonra Happy'nin yardımı ile içeriye geçtiler.
"Happy, içecek birşeyler ayarlar mısın  ? Biraz sert olsun."
"Madison, bünyen dayanıklı değil. "
"Ya birşeyler içeceğim ya da gidip aşağıya atlayacağım. "
Happy , mutfağa ilerledi ve içki doldurdu.
Bu, Madison'ın alkol komalarının başlangıcıydı.

《 Like a Star'k  》Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin