"Tanrım! Bunca zaman bunu sakladın mı? Daha söylemediğin neler var Madison?"
Madison salondan çıkınca kurtulabileceğini düşünmüştü. Ancak öyle olmadı. Tony hemen arkasından gitmiş, onu kolundan tutmuş ve tekrar salona sürüklemişti.
Şimdi herkesin rahatsız bakışları arasında cevap vermek zorunda kalmıştı.
"Başka birşey yok Tony. Soylecektim aklımdan çıkmış. "
"Ah elbette! Bazen ne kadar iyi bir rol yeteneğin olduğunu unutuyorum. "
"Tony, bağırmayı keser misin?"
"Üzgünüm prenses hazretleri, sesim sinirlendiğimde yüksek çıkıyor!" Madison göz devirdi.
"Gerçekten şuan bunu tartışacak mıyız? Thanos yaşıyor dedim. Ona odaklansanız."
"Işimizi öğretiyorsun bir de. Söyle o halde ne öneriyorsun?"
"Tony, bu tavırda devam edeceksen, konuşmak istemiyorum. Odama gidebilir miyim?"
Madison ayağa kalktı. Steve yanına gelerek onu kolundan tuttu.
"Madison, lütfen üzerine gitme. "
"Ben mi üzerine gidiyorum ? Neden yine ben suçluyum? "
Madison Tony'nin yanına ilerledi. Arkası dönük olan Tony, yaklaşan adımlardan onun olduğunu anlamıştı.
"Neden birşeyleri ilk anda söylemiyorsun? Neden hep sonradan öğrenmek zorundayım.?"
"Tamam haklısın, daha önce söylemeliydim ama herşey yolunda baksana! Onunla uğramanızı istemedim. Şuan bir sorun da görünmüyor. Sizinle uğraşmıyor. Hem bana söz verdi zaten, uzak duracak." Madison dediğinin yanlış olduğunu anında farketti. Ancak ağzından çıkmıştı bir kere. Herkes şokla ona bakarken o tavana bakmayı seçti. Tony kolunu tutarak kendine çevirdi.
"Sana söz mü verdi?"
Alaylı bir gülümseme ve göz kırpışlar sonrasında yeniden Madison'ın gözlerine odaklandı.
"Sana söz mü verdi? Madison, bu sözü ne zaman , nasıl verdi sana? Sen onunla ne zaman karşılaştın? Bunları geçtim sana söz verme seviyesine gelecek samimiyetiniz nerden?"
Madison , nasıl sıyrılacaktı bu işten bilmiyordu.
"Intikam için beni buldu. Sen eldiveni kullandıktan sonra o yok olmamış. "
"Hey bir dakika! Ne yani dünyaya mı geldi? Biz bunu neden göremedik?"
"Bilmiyorum Thor. Şekil değiştirmişti sanırım. Hatırlayamıyorum. Ama oydu. Sonra beni götürdü bir yere. Götürdüğü yer sizin savaştığinız gezegendi. Bana o anları gösterdi. Tony eldiveni takıp parmağını şıklattı
ğında , Tony yoktu. Ama siz oradaydınız. Onun Ölmediğini söyledi. Tabi bana bunları gösterdiğinde hepiniz dünyadaydınız. Hepinize kızıp ,Tony'e sarıldığım , döndüğü için sevindiğim, evimdeki o günü hatırlıyorsunuz değil mi? O gün işte hatırladım bunları. Sorun yoktu ve söylemek istemedim."
Madison sıkıntı ile nefes verdi.
"Sonrasında aslında burada değiliz falan dedi sanırım beynimle oynamaya çalıştı. "
Madison başını salladı.
"Neye karşılık bir söz verdi Mad? "
Madison Tony'e döndü yeniden.
"Sana karşılık. Bir anlaşma yaptık Tony. Senin yaşamana karşılık, anılarımı sildi." Tony yavaşça koltuğa oturdu. Eliyle yüzünü kapattı.
"Tanrım..."
Koltukta dikleşerek Madison'a baktı.
"Yaşamama karşılık... Bana olan sevginden mi vazgeçtin? Yaşadığımı mı sanıyorsun Madison? Dünyaya döndüğüm ilk andan beri hep seni aradım. Yoktun, hiç bir yerde yoktun! 1 yıla yakın bir süre sadece seni aradım. Bana verdiğin sözü tutmadın diye kendimi kahrettim. Sana lanetler yağdırdım. Her gün bir başkasına dokundum! Sen mutlu musun peki yaptığın anlaşmadan!"
Madison öfke ile ona döndü.
"Senin hayatın için vazgeçtim diyorum. Senin için Tony. Sen yaşa diye. Ama tabi sen sevgin için sevdiğinden vazgeçmek nedir bilemezsin. Hiç böyle bir tercih yapmak zorunda kaldın mı? Hayatına da devam etmişsin işte! Her gün birine dokundun ha ! Bunu istediğinden değil de beni unutmak için mi yaptın? Unutmayı istedin yani ? Seni öldürmüştü aslında Tony, senin zırhının silahını sana saplamıştı. Bu anlaşma olmasaydı sen asla dünyaya dönemeyecektin. Iki seçeneğim vardı. Ya senin ölümüne göz yumacaktım ya da acı çekerek te olsa yaşaman için seçim yapacaktım. Hayatta olmanı tercih ettim Tony. Hayatta olursan bir gün beni bulabilirsin diye bunu seçtim. " Madison ağlamaya başladı. Tekli koltuğa oturdu.
"Efendim, kalp ritminiz bozuluyor. Uzanmanızı öneriyorum ."
Friday 'ın sesi odada yankılanırken kimse konuşmamıştı.
Uzun bir süre sadece nefes sesleri hakimdi, Tony sakalı ile oynadı.
Yine hata yapmıştı, yine onu suçlamıştı.
"Dinle Madison, ben bundan yoruldum. Anladın mı? Yasattıklarından haberin yok. Nasıl tehlikeli birşey yaptığından haberin yok. Beni koruduğunu sanıp milyonlarca insanı tehlikeye atmak... bu sadece aptallık. Verdiğin tüm kararlar doğru olamaz! Kahraman olmaya çalışmaktan vazgeç. "
"Ne? Kahraman olmak mı? Böyle bir amacım yok."
Hadi ama der gibi baktı Tony.
"Ben mutlumuydum sanıyorsun hiç birşey hatırlamıyorken? Senin için yaptım diyorum! Aptallık olan ne biliyor musun? Aptallık olan benim hala burada duruyor olmam! Ama bak ne diyeceğim sana ; bu aptallığa devam etmeyeceğim. Ne halin varsa gör!"
Madison salondan ayrılarak kendi odasına ilerledi.
"Kaç Madison, sadece kaç!"Diğerleri şaşkın bir şekilde olanları anlamaya çalışırken Loki aradan sıyrılmış ve Madison'ın peşinden gitmişti.
---
ŞİMDİ OKUDUĞUN
《 Like a Star'k 》
Fiksi Penggemar《Read Me 3.000 Times.》 "Ya dönemezsem?" diye sordu esmer adam karşısında yaşlı gözlerle ona bakan esmer kadına. Esmer kadın bu soruyla afalladı, onun dönmeme ihtimalini hiç düşünmemişti. "Cevap ver Madison." kadının yüzünü okşadı. içten bir gülü...