26

1.1K 86 17
                                    


Madison odada bir sağa bir sola dolanıyordu. Tony'e ağır konuşmuş olabilirim diye düşündü. Ancak bunu haketmişti de.
Onu aldatmasına göz yummuş olması tekrar hatırlayınca göz yumacağı anlamına gelmiyordu.
"Mad, girebilir miyim?"
"Gel Natasha."
Natasha nemli gözlerle yanına yaklaştı.
"Tartıştığınızı gördük. Iyi misin?"
Madison derin bir nefes aldı.
"Bilmiyorum. Gerçekten ne yapmalıyım bilmiyorum."
"Onu seviyor musun?" Madison bunu hiç düşünmemişti. Tony'e olan sevgisi duruyor muydu ki?
"Ben... Galiba... Ama şuan ne hissettiğimi sorarsan öfke ağır basıyor. "
"Bana sorarsan birşeyler geri gelmiş gibi Madison. Ne hatırladın?"
"Beni aldattığını. Steve'ı gördün mü?" Natasha olumsuz anlamda başını salladı.
"Nerede bilmiyorum. Ancak evde değil."
"Natasha, Tony beni seviyor mu ?"
"Inan bana o adam , bir kadına katlanmaz , sevmiyorsa."
Bu cümleyi anımsadı Madison. Daha önce duymuştu.
"Bakışlarında görüyorum aslında bunu ama, bilemiyorum anımsadığım şeyler pek öyle hissettirmiyor. "
Natasha ona hakveriyordu. Tony'nin davranışlarına çoğu zaman tanık olmuştu.
Birşey diyemedi.

---

"Teşekkür ederim Peter, geldiğin için. "
"Sorun yok Madison."
Madison, Happy'dan Peter'ı davet etmesini rica etmişti. Peter geri çevirmediği için mutluydu.
"Bak kesinlikle seninle alakalı bir durum yoktu. Ben Tony'e kızgındım. Bu şekilde olduğu için üzgünüm. Ama telafi edebiliriz. Değil mi?"
Cevap arayan gözlerle Peter'a baktı.
"Gerçekten sorun yok. Ben kızmadım size. Bay Stark'ın sevdiği birine kızamam ki. Sahi o nerede?"
"Garajında, çalışıyor olmalı. "
"Bize katılsaydı keşke. "
"Çağırma mı ister misin?" Gülerek yanıtladı Peter.
"Bu sefer onu dövmeyecekseniz neden olmasın!" Madison ayağa kalkarak içeriye yürüdü.
Peter büyük salonda diğerleri ile sohbete başladı.

---

"Efendim Bayan Sunrise, giriş izni istiyor."
"Bunu kaç kere sorma demem gerekiyor! Giriş izni ver."
Madison yavaşça içeriye girdi. Odaya göz gezdirdi. Tony elindeki vidayı yeni tasarladığı zırha takıyordu. Vida elinden kayarak yere yuvarlandı ve Madison'ın ayak ucunda durdu.
Tony ona yaklaştı, Madison o an farketti ki Tony ona yaklaştıkça kalp  atışı hızlanıyordu.
Sorusuna cevap olabilir miydi, ona sevgisi geliyor olabilir miydi?
Tony vidayı almak için eğildi. Madison da eğildi.
Tony'nin elini tuttu.
"Özür dilerim. Sabah böyle bir anı ile uyanmak hiç hoş bir durum değil desem bana hak verebilir misin Tony?" Dolu gözlerle Tony'e baktı.
"Hayır, haklı olduğun bir konuda özür dileme Mad. Asıl benim senden af dilemem gerekiyor. "
Tony yüzüne bakmamıştı, Madison elini uzattı ve çenesini yukarı kaldırarak ona bakmasını sağladı.
"Yüzüme bak Tony. Bana olan bakışlarından başka, beni sevdigini anlayabileceğim bir yol yok. Bunu benden esirgeme." Tony kızın yüzünü inceledi.
Yüzünde gördüğü neydi , ona olan sevgisi mi?
"Mad..."  Madison aralarındaki iki adımlık mesafeyi kapatarak onu öptü.
Tony, tepki veremedi. Bu uzun süreli bir öpücüktü. Onu öptü ve kendini uzun süre geri çekmedi.
Iste böyle oluyordu. Haklı olan Madison olsa da adım atan yine kendisi oluyordu.
Bu hikayenin çok seveni Madisondı.
"Üzgünüm, bunu başka yollarla yapamadığım için , üzgünüm."
Madison gözyaşını silerken ona gülümsedi ve sarıldı.
"Sanırım seni seviyorum. Bunun mantıklı bir açıklaması yok." Ellerini iki yana açtı.
Tony onu kendine çekerek alnından öptü.
"Ah neden geldiğimi unutuyordum. Peter geldi. Hadi sen de gel, herkes salonda. "
Tony bakışını kaçırdı.
"Lütfen, benimle gel Tony." Tony'e masum bir bakış attı, onu kandırmayı başardı.
Garajdan çıkıp holde yan yana yürürken Tony bir anda Madison'ın elini tuttu.
Madison duraksadı. Ellerine ve sonra adamın gözlerine baktı. Gözleri parlıyordu.
"Bunu daha sık yapmalısın. Hoşuma gitti."
"Ah, benim arsız Madison'ım." Diyerek gülümsedi.
Büyük salona girdiklerinde hepsi şok  ıçinde birbirlerine ve onlara baktılar. Birlikte koltuğa oturdular.
"Hey Bay Stark! "
"Merhaba çocuk. Çok sık gelmeye başladın. "
"Madison davet etti, geri çeviremezdim."
Madison'a baktı. Madison, her zaman iyi yürekli olmuştu.
"Seni seviyorum." Dedi tekrar. Ve başını Madison'ın  omzuna koydu.
Derin bir sohbete daldılar. Tam şuanda eski günlerdeki gibilerdi. Kahkahalar eşliğinde sohbet edip, içkilerini yudumluyorlardi.
"Bir yudum alayım bari !"
"Hayır Mad, " hepsi birden bağırdı.
"Ne? Alkol komasına girmiş insanım. Bununla baş edebilirim"
"Bunu hatırlıyor musun?"
"Aslında hayır Bruce. Ama bazen anlık geliyor . Umarım kısa sürede herşeyi hatırlarım." Umutsuzca başını salladı,.
"Steve nerde? Dün de evde yoktu?"
"Bilmiyorum tatlım, haber yok. Fury ile olmalı. "
"Kış askeri ile olmasın?"
"Onu hatırlamasan da olur Mad." Tony kadehi bir dikişte bitirdi.
"Tony, hızlı içme. Tamam bitti ." Elinden kadehi çekti ve yanağına bir öpücük kondurdu.
"Siz şimdi yeniden..." Peter meraklı bir çocuktu.
"Gayet açık olduğunu düşünüyoruz Pet." Herkes gülümsedi.
"Teşekkür ederim Mad, bana bir kez daha şans verdiğin için, bana kalbimi geri verdiğin için. "
Madison bu cümle ile yalancı bir gülüş bıraktı. Thanos'un sözleri çınladı kulağında. Cümleyi çok net hatırladı ancak kimin söylediğini anımsamadı.
Kaşları çatılırken Tony tekrar kulağına fısıldadı.
"Birşey mi hatırladın Mad, iyi misin?" Madison zoraki gülümsedi.
"Baş ağrılarım var bu ara. Sanırım hatırlamaya başlamamdan kaynaklı. " eli ile başını tuttu.
"Biraz dinlenmek ister misin?"
"Ayıp olur Tony. Peter'ı ben çağırdım zaten. Bırakıp gitmek olmaz. Geçer birazdan." Eli ile adamın sakalını okşadı. Tony elini öptü.
Bu şekilde huzurlu olduklarını düşündükleri bir gün geçirdiler.
Madison uyuduktan sonra, Tony yanına uzandı ve saçını öptü.
Madison uyanıktı ancak tepki vermedi ve anın tadını çıkardı.

---

《 Like a Star'k  》Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin