Umarım keyif alarak okursunuz . Birkaç yorumda fena olmazdı. :)"Aptal Madison , ismini yazmayı mi unuttun? Bir de bu adam sana iş mi verecek?" Madison kendi kendine söylenerek mutfaktan bir kahve aldı.
Stark ona "Madison , umarım sensin?" yazmıştı. Numarasını tanımıyordu bu adam zekiydi ama medyum değildi ya , kim olduğunu bilemezdi.
"En iyisi geri dönmeyeyim, kendimi rezil etmeyeyim boşuna." Diye düşünerek telefonu bir kenara bıraktı sessize aldıktan hemen sonra.
Elindeki kahvesini yudumlarken bir film seçti kendine ve onu izlemeye başladı. Film pek sarmayınca kapattı, haberlere baktı. Kanalın birinde Ironman baberine denk geldi.
Tony Stark'ın nasıl bugünlere geldiğini anlatan kısa bir belgesel havasında haberdi bu.
"Bu adam gerçekten çok iyi!" Diye düşünmeden edemedi.
Birçok durumdan halkı kurtarmıştı. Hakkında pek iyi şeyler okumamış olsa da garip bir şekilde sevmişti bu adamı.
Başarısı kıskanılmaya değerdi. Kadınların etrafında pervane olmasına şaşırmamalı diye geçirdi içinden.
Bir zamanlar onun en kiymetlisiyken şimdi ise asla onun hayatında yer alamayacağını düşünüyordu.Bir zamanlardan habersizdi.
Kapının çalınma sesi ile ayağa kalktı.
"Merhaba Bayan Sunrise. Ben Happy. " adamı inceledi Madison , adam kadına sıcacık gülümsedi.---
"Friday, bu numaranın sahibini bulabilir misin?" Friday hologram ekranda gezinmeye başladı. Bir isim üzerinde durdu.
"Olivia Paradise adına Kayıtlı bir hat efendim. Hat sinyali Los Angelesta. Isterseniz adres verebilirim" Tony başı ile onayladı. Friday'in ekranda verdiği adresi Happy'e mesaj atmasını istedi.
Yazılı olan adrese Hapyy'i gönderdi ve kim olduğunu öğrenmesini, Tony Stark'a neden mesaj attığını sormasını istedi.---
"Merhaba. Sizi tanıdığımı sanmıyorum?" Soran gözlerle adama baktı.
Happy onu cok iyi tanıyordu ."Bayan Sunrise, hazır olmalısınız artık. "
"Üzgünüm, biliyorum geç kaldım ama bir sorun çıktı. "
"Bay Stark bekletilmeyi sevmez."
"Öyle mi? Hakkında okuduğum kadarı ile her yere geç katılırmış."
"Bekletilmeyi sevmez, bekletmesiyle alakalı birşey demedim. " ellerini iki yana açtı Happy. Madison buna gülümsedi.
"Ah tabi, tarzı bu sanırım. Herneyse hazırım gidebiliriz. "
Happy kadının binmesi için ön kapıyı açtı ve Madison arka kapıya yaklaştı.
"Bayan Sunrise, öne geçin lütfen. " kadın alayla gülümsedi.
"Sosyal mesafeden yanayım. Arkaya oturacağım, teşekkürler. "
Happy göz devirdi. Çok gülen bir adam değildi ciddi durmayı tercih ediyordu ve herkese karşı mesafeli olmayı seviyordu. Gereksiz sohbetlere girmez ortamdaki komik olaya gülmez, ayrı bir yerde sonradan gülerdi. Ancak Happy Madison ile tanıştıktan sonra en çok onunla güleceğini bilemezdi.
"Peki, nasıl isterseniz." Yol boyu doğru düzgün konuşmadılar. Madison tereddütlüydü, gidiyordu ancak doğru mu yapıyordu bilmiyordu.
"Pardon isminizi hatırlayamadım?"
"Happy." Madison sesli bir şekilde gülümsedi . Happy aynadan ona sert bir bakış attı.
"Şey garip geldi kusura bakma. Ismin Happy ama pek öyle görünmüyorsun."
"Iş kimliğim bu ve ayrıca tercihim. Gülmek zorunda mıyım?"
"Bence kesinlikle gizli bir yerlerde kendi kendine gülüyorsun. "
Happy kızın bunu tahmin etmesine şaşırmıştı.
"Ne? Bildim değil mi? Herkes güler Bay Happy. Birilerinin yanında ya da yalnız. " kız başını salladı.
"Sadece Happy demen yeterli. " Madison başı ile onayladı.
"Bay Tark nasıl birisi ? Yanında soylememem gereken birşey var mı?"
"Hayır problemli bir adam degil, takılmaz"
Rahatlamıştı hayır hala çok gergindi.
"Gerilmene gerek yok, özür yemeği. Sana söylemiş olduğu sözlerden dolayı biraz üzüldü çok değil ama biraz." Gülümsediler .
"Bu kadar olduğuna eminsin degil mi ?"
Olumlu anlamda goz kırptı Happy.
Stark kulesinin önüne geldiklerinde Madison gözlerini bile kırpamadı.
Büyülenmiş gibi parıldayan gözleri ile etrafı inceledi.
"Vay canına! Daha önce gelmiş olmama rağmen bu taraftan hiç bakmamıştım. "
Happy kızı inceledi, onunla iyi anlaşılacağına emindi ancak içinden Stark'ın farklı amaçlar için kullanmamasını ve sonrasında kızı kenara atmamasını diliyordu.
"Buyrun , beni takip edin." Madison Happy ile beraber büyük salona ilerledi.
Kapıya geldiklerinde duraksadı Madison. Eli ile kalbini tuttu ve nefesini düzenlemeye çalıştı .
"Daha onu görmediniz bile. "
"Happy, kalp çarpıntım var benim,ritim bozukluğu Ve bu yıllardır var olan bir problem. Kisilere bağlı degil, anladığını umuyorum ?"
"Üzgünüm, kızlar genelde heyecandan bayılıyor. " Madison derin bir nefes aldı. Kapının otomatik açılması ile birlikte salona girdiler. Görünürde kimse yoktu.
"Siz burada bekleyin, Bay Stark birazdan gelir."
Madison etrafı inceledi. Oda muazzam büyüktü. Zevkli bir dizayna sahipti.
Tekli koltuğun birine geçerek oturdu ,bacak bacak üzerine atmak ayıp mı olurdu bilemedi.
"Burada sıkılmak mümkün degil!"
Ayağa kalkarak cama yaklaştı tüm okyanus önündeydi.
Bir kez daha kalbi ağrımaya başladı, eli ile kalbine dokundu.
"Hayır, lütfen şimdi olmaz." Canı acıyordu , koltuğa oturmalıydı. Adım atmakta zorlanıyordu.
"Kan basıncı yuksek, tansiyon değeri normalden fazla. Olası ihtimal 2 dakika 15 saniye sonra oksijen yetersizliği ve baygınlık."
Bu konuşan da kimdi ? Sağa sola baktı ancak kimseyi göremedi.
"Bayan Sunrise, biraz su içmelisiniz. " işte gelmişti Tony Stark uzerini tam saran beyaz bir gömlek üzerine siyah bir yelek, siyah bir kumaş pantolon giymişti.
"Bay Stark," Madison destek alarak kalkmaya çalıştı ancak Stark ona engel oldu.
"Lütfen ayakta karşılama istemiyorum, tamam baygın bir karşılama da istemezdim ama sorun değil. Ya da hiç değilse selamlaşırken kucağıma bayılabilirdin. Bir fikir sadece." Çocuk gibi gözlerini devirdi.
Madison biraz doğruldu.
"Friday'i duydun olası ihtimal , bayılma. Zorlamamalısın. Jarvis yeniden kontrol et" emri ile Jarvis kızın durumunu kontrol etti.
"Tansiyon değeri normal seviyede. Kan basıncı normal. Olumsuz bir durum yok efendim." Robotik sesi yeniden duyunca hayranlığını gizleyemedi Madison .
"Friday işletim sistemi mi? Yapay zeka?"
"Evet. "Madison bu ismi daha önce de duymuştu ana her duyduğunda yeniden hayran oluyordu.
"Hakkınızda araştırma yaparken denk gelmiştim, yapay zeka yaptığınızı okudum ancak bu kadar beklemiyordum. Bilirsiniz düşünülen şey andriod ya da ios gibi birşeydi. Gerçekten muhteşem." Tony kızın akıcı konuşmasına hayran kalmıştı.
"Bana hayran olmayıp yapay zekaya hayranlığını görmezden geliyorum. " Madison göz devirdi.
"Daha iyi misin? Yemeğe geçelim mi?" Madison gülümseyerek ayağa kalktı , Tony kıza destek oldu. Kolunu kendi koluna geçirerek masaya kadar getirdi ve oturmasını sağladı .
Madison adam ona bu kadar yaklaşmışken kaliteli parfüm kokusunu çok net alabiliyordu. Ve kullandığı deodorantın Axe marka olduğunu anlayabiliyordu. Axe sevdigi bir markaydı, kokusunu mutlaka tanırdı.
"Teşekkür ederim, bir sürü şey hazırlanmış."
"Ben teşekkür ederim kabul edip geldiğin için. Iyi bir tanışma olsun istedim . Geçen günü unutabiliriz değil mi?" Tony kadehini kaldırarak havada salladı.
"Elbette. " madison kadehi eline aldı, içmese daha iyi olabilirdi bünyesi pek kaldırmazdı ancak şuan 2 yudumdan zarar gelmez diye düşündü. Ancak acele bir tavırla Tony kadehi kızın elinden çekti. Kadehten sıçrayan kırmızı şarap Madison'un beyaz elbisesine sıçradı.
"Ah Tanrım üzgünüm. " Madison temizlemeye çalıştı ancak çıkmayacağını biliyordu.
"Engel olacaktım, kalp çarpıntın var ve alkol almamalısın. Ancak beceremedim. " gülümsedi
"Sorun değil Bay stark. Temizlerim."
"Bu şekilde rahat olabileceğini sanmıyorum. Hadi gel sana kıyafet vereyim. " kıza destek olarak onu ayağa kaldırdı.
"Gerek yok, sorun değil."
"Israr ediyorum rahatlık benim için önemli. Karşımdaki rahat hissetmiyorsa anlarım ve bu hoşuma gitmez. Hadi. Ah bu arada bana Tony de." Madison onaylarak onun peşinden gitti. Giysi odasına girdiler ve Tony ona kıyafet baktı.
"Bay stark? Sizin kıyafetinizden mi giyeceğim?"
"Happy'i mi tercih edersin?" Gülümsedi Madison, olumsuz anlamda başını salladı.
"Bana uygun kıyafetiniz olduğunu sanmıyorum."
Tony dolapta biraz daha bakındı ve eline bir esorfman altı birde yarım kollu siyah bir tshirt aldı.
"Bak bunlar unisex kıyafetler tamam mı? Siyah. Bunları giyebilirsin. Biraz bol olacaktır ama üzerine olacaktır." Kıyafetleri eline tutuşturup odadan çıktı.
Madison garip bir şekilde mutlu hissediyordu. Stark ona yabancı gibi değilde çok içten davranıyordu. Kesinlikle hakkında yazılanlar gibi değildi, bencil bir adam değildi.---
"Ah elbette tanımıyorsunuz Bayan Sunrise. Ben Bay Stark'ın korumasıyım , şoförüyüm. Her işini yapıyorum aslında. " elini belirsizce havada salladı.
"Bay Stark mı?" Madison korkmuştu. Numarasından adresini bulmuş olabilir miydi ? Neden ona saçma bir mesaj attığını mi soracaktı?
"Evet. Kendisi size ulaşamamış. Mesajına dönmemişsiniz. Bir sorun olmadığından emin olmak istedi. "
"Aa .. Ben... aslında yok. Sorun yok. Sadece bir konu hakkında konuşacaktım ancak gerek kalmadı. Teşekkürler." Happy başını salladı ve arkasını dönerek arabaya bindi. Madison kapıda öylece dikilirken Happy gülümsedi, onu izledi.
"Hiç değişmemiş. Aynı Madison." Diye geçirdi içinden.
Şaşkındı onu görmeyi beklemiyordu aslında ancak Tony uyarmıştı karşısında Madison olabilirdi. Az çok digerlerindende birşeyler duymuştu.
Onu ilk defa evinden aldığı günü hatırladı. Yine aynı heyecanı vardı.Madison Happy'nin iyi arkadaşıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
《 Like a Star'k 》
Fanfiction《Read Me 3.000 Times.》 "Ya dönemezsem?" diye sordu esmer adam karşısında yaşlı gözlerle ona bakan esmer kadına. Esmer kadın bu soruyla afalladı, onun dönmeme ihtimalini hiç düşünmemişti. "Cevap ver Madison." kadının yüzünü okşadı. içten bir gülü...