---
"Madion, seni pislik!"
Madison gözüne vuran ışık ile uyandı.
"Hadi ama böyle mi uyandırılır!" Elleri ile yüzünü kapattı.
"Dua et ki seni tokatlamıyorum."
"Bunu yapmazsın Happy. "
Happy başını sallayarak yatağın yanındaki sandalyeye oturdu.
"Sana ihtiyacım olduğunu biliyorsun değil mi?"
"Ne? Yanlış mı duydum , Happy birine ihtiyaç mı duyuyor?"
"Madison, şaka yapmıyorum. "
Happy'nin delici bakışlarından bunu anlamıştı.
"Tamam, özür dilerim. Kendimi biraz dağıttım sanırım. Toparlayacağım." Happy kaşlarını çatarak baktı. Madison'ın bu sözleri onu ikna etmemişti.
"Olmadı değil mi?" Madison ellerini savurdu, Happy başını salladı.
"Nasıl toparlayacagımı bilmiyorum. Bununla nasıl başedilir bilmiyorum !" Dizlerini kendine çekerek ağlamaya başladı.
"Onu çok özledim ve biraz daha görmezsem ölecekmişim gibi hissediyorum. Nefes alamıyorum, uyuyamıyorum , su içemiyorum, yemek yiyemiyorum... Onsuz bunları yapmak onu aldatmak gibi hissettiriyor. Anlıyor musun? Sanki o, orada yaşamıyormuş gibi Happy.. Ben burada devam edemem. Sesini duymalıyım, görmeliyim. Ama ulaşamıyorum. Fury'i arıyorum o da haber alamıyor. Kafayı yemek üzereyim. "
Happy kızın elini tuttu.
"Eve gitmek ister misin?"
"Evet." Happy çıkış işlemlerini yapıp Madison'ı eve götürdü.
Bu koca ev çok sessizdi. Bomboştu.
"Hoşgeldiniz Bayan Sunrise. Değerleriniz normal görünüyor. "
"Merhaba Friday. Umudum yok ama bir kez daha deneyelim mi?"
"Deneyelim efendim."
Birkaç saniye sessizlik oldu ardından Madison kalp ritmini değiştiren sesi duydu.
"Madison... " Madison ekrana baktı ve ağlamaya başladı.
"Bu... Sensin, hayattasın. Ah Tanrım! Tony!"
"Mad, sesin kesiliyor. Kaç gün oldu bilmiyorum. Zaman kavramını unuttum , başarmak üzereyiz Mad. Başarırsak birkaç güne döneceğim. Başaramazsak.... Neyse, konuş benimle Mad, Seni özledim."
"Tony, sakalın uzamış, dokunmak istiyorum."
"Bebeğim yakında... bu arada alkol krizinden haberim yok sanma. Bunu detaylıca konuşacağız."
"Ne , beraber mi tedavi olacağız, bana uyar." Gülümsedi gözyaşları eşliğinde. Tony de ağlıyordu. Yüzünde yaralar vardı. Bağlantı arada kesiliyordu ve görüntüsü donuyordu.
Madison ekrana yaklaştı ve yüzüne dokunmaya çalıştı.
"Seni seviyorum Madison, beni beklemekten vazgeçme. "
"Asla! Lütfen bana geri dön Tony. Aptalca birşey yapma. Sen yoksan ben de yokum unutma. Seni seviyorum."
Tony'nin görüntüsü birkez daha dondu. Ses kesik kesik geliyordu.
"Mad... ölmek... zorun... kalırsa...sen...sevd...unutm..."
Madison hiçbirşey anlamadı. Görüntü gitti ve ardından ses gitti.
"Tony... Tony!"
"Efendim sinyal kesildi. "
Madison garajdan çıktı.
"Happy!" Happy yanına geldi.
"Tony ile konuştum. Hayatta !"
"Bu harika bir haber!" Birbirlerine sarıldılar.
"Hadi kutlayalım." Içki dolabına yöneldi.
"Mad hayır!"
"Sakin ol koca adam. Sadece Malibu. Çoğunluğu hisdistan cevizi suyu. Likör."
"Sadece bir kadeh."
"Tamamdır." Göz kırpıp içkilerini içtiler.
"Happy, yeniden yaşama sebebi bulmuş gibiyim. Tanrım, çok rahatladım. Tamı tamına 35 gün olmuştu. Kocaman 35 gün ! "
O gece ilk defa rahat bir uyku çekmişti Madison.---
Rüyasında gördükleri ertesi sabah gerçekleşene kadar huzurlu olacaktı, bilemezdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
《 Like a Star'k 》
Fanfiction《Read Me 3.000 Times.》 "Ya dönemezsem?" diye sordu esmer adam karşısında yaşlı gözlerle ona bakan esmer kadına. Esmer kadın bu soruyla afalladı, onun dönmeme ihtimalini hiç düşünmemişti. "Cevap ver Madison." kadının yüzünü okşadı. içten bir gülü...