0.5

3.5K 110 18
                                    

"Ne?"
"Oha!"
Eda ve Işıl Cedi'nin konuşmasına müsaade etmeden habire laflar söylüyordu.

"Uyduruyor." Dedim sakinlikle. Kesinlikle uyduruyor.

"Bir şeye de şaşır be kızım." Dedi Furkan gülerek. Metecan sıkıntıyla Eda'ya dönüp,

"Dışarı çıkalım mı?" Dedi. Sanırım ortada bir uydurma meselesi yok. Onlar dışarı çıkınca Cedi'nin yanına doğru kaydım.

"Metecan Eda'dan mı hoşlanıyor yani? Hı?" Dedim iyice Cedi'ye kayarak. Furkan kapüşonlumun şapkasından tutup beni geriye çekti.

"Çocuğun ağzının içine gir istersen Asel." Onu dinlemeden Cedi'ye bakmaya devam ettim. Cedi oflayarak,

"Gelince öğrenirsiniz." Dedi. Somurtup kollarımı sehpaya koydum. Telefonum çalınca kalkıp televizyonun yanından telefonumu aldım. Özgür hoca arıyordu. BU SAATTE.

"Efendim hocam?" Işıl anında bana doğru döndü çünkü Özgür hocanın bana yürüdüğünü düşünüyordu. Saçmalığa bakın.

"Nerdesin? Evinin ışıkları yanmıyor?" Kaşlarımı çattım.

"Efendim?"

"Sana geldim ama yoksun. Nerdesin?"

"E-e hocam bir hastayla ilgili bir sorun mu vardı." Dedim. Sanırım sarhoştu. Ağzını yayarak konuşmasından belliydi. Işıl'ın ben demiştim laflarını çekmemek için bahçeye çıktım.

"Evet. Hasta olan benim."

"Neyiniz var hocam? Hastaneye gitseydiniz."

"Asel, neden beni görmüyorsun hiç?"

"Hocam, şu an iyi değilsiniz sanırım. Yarın konuşalım, hastanede olacağım. İyi geceler." Deyip hemen yüzüne kapadım. Böyle durumlarda anında kaçardım. Topuk. İçeri girip yine aynı yerime oturdum. Işıl bana bakıyordu.

"Ne?" Dedim.

"Demiştim." Al işte ben ne dedim size.

"Sonra." Dedim 'sus' anlamında bakış atarak. O da anlamış olacak ki sustu.

Eda ve Metecan bahçe kapısından içeri girdiler. Eda, Metecan'a gülerek bir şeyler anlatıyordu. Onları böyle görünce gülümsedim. Aslında, tatlılardı.

"Olalım mı bizde... Şöyle"

Furkan kulağımın dibine gelmiş kulağıma fısıldıyordu. İrkilince gülüp geri çekildi. Arkamı dönüp gözlerimi kısarak ona baktım. Edalar yine aynı yerlerine oturunca yeniden Furkanla yanyana gelmiştik. Edayla bu konuyu sonra rahat rahat konuşmak için ne Işıl ne ben konusunu açtık. Cediyle Furkan ne olduğunu bildiği için sadece gülüyorlardı. Hep birlikte bir şeyler konuşurken Furkan'ın önümde duran telefonuna bildirim gelince istemsiz olarak gözlerim ekrana kaydı.

Ceyda: Yarın nöbet çıkışım. Beni almaya geliceksin değil mi?
Ceyda: *öpücük emojisi*

Telefonu Furkan'a ittim. Mesajı okuduğumu görmüştü. O da okuduktan sonra bana baktı ama ben ona bakmadım. Neden sinir olduğumu bilmiyordum. Ama sinir olmuştum. Çok pis hemde!

"Ben yatıyorum. İyi geceler herkese." Diyerek kalktım yerden. Herkes bana karşılık verirken Furkan vermedi, öylece bana baktı. İlk gözünü çeviren ben oldum. Odama girince yatağımın üstüne oturdum. Neden bu kadar sinir olmuştum? Sinir olmama da sinir oldum. Sanırım birçok şeye sinir oluyordum. Boğa burcu olduğum için hep bunlar. Çantasından bilgisayarımı çıkarıp yatağa uzandım.

'Furkan Korkmaz' yazdım yine arama yerine. Bu sefer detaylı okudum bilgilerini. Adamın boyu resmen 2 metre üstü. Benim boyum tam olarak biraltmışiki. Yanında sinek gibi kalmam çok normal. Ben nisan 1998, Furkan temmuz 1997 doğumlu. Aramızda 10 ay varmış. Kapım tıklatılmadan açılınca küt diye bilgisayarı kapayıp kenara koydum.

"Ne o terbiyesiz şeyler mi izliyordun?" Furkan gelmişti.

"Of salak salak konuşma yine. Ne istiyosun? Niye geldin?" Dedim.

"Ceydayla aramızda bir şey yok. Mesajları okuyabilirsin." Koltuğuma oturdu.

"Bana ne Ceyda ve senin aranda olan ilişkiden Furkan?" İçim rahatlamıştı aslında aramızda bir şey yok deyince. Furkan'a bir şans vermeyi denemeli miydin bilmiyorum. Sonradan pişman olmak istemiyordum. Emre'den sonra sadece kariyerime odaklanacağıma söz vermiştim kendime.

"Haklısın. Sanane ki." Dedi koltuğumdan kalkarken. Hafif bir gülümsedi ve kapıya doğru ilerledi.

"Neden öyle bir mesaj attı o zaman?" Dedim. Gülümseyerek arkasını döndü. Telefonu bana fırlattı.

"Oku." Telefonu elime alıp açtım. Şifresi yoktu, hayret.

Mesajları okudukça Furkan'a haksızlık ettiğimi düşündüm. Mesajlarda Furkan ya görüldü atıyor ya da tamam, peki, anladım gibi kelimeler kullanıyordu. Gülümseyerek tekrardan ona fırlattım telefonu.

"Aferin aslanım. Bu kıza yüz verilmez." Dedim.

"Ne oldu aranızda? Yoksa sevgilinle seni aldattı mı?" Dedi gülerek. Alay etmişti ama doğru bilmişti. Somurttum. Kahkaha attı.

"Ne? Doğru mu bildim?"

"Susar mısın?"

"Bir şey diyeceğim ama Allah var kız güzel."

"Çıkar mısın odamdan?"

"Tamam tamam, anlat bakalım mevzuyu."

Karşı çıkmayıp her şeyi olduğu gibi anlattım. Olanları duyunca gerçekten şaşırdı. Ceydadan beklemiyordu sanırım bunları. Merak etme Furkancım, bende beklemiyordum.

"O zaman, intikam almaya ne dersin?" Dedi bir anda.

collision || Furkan KorkmazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin