1.0

3.1K 93 2
                                    

Evin kapısını açıp kendimi içeri zar zor attım. Hemen duşa girip yatağa uzandım. Zaten uzanmamla dalmam bir oldu.

Evden gelen seslerle gözlerimi açtım. Saate baktığımda 18.00 olduğu için kızların sesidir diye geri yatmaya çalıştım ama her zamanki gibi aşırı derecede ses yapıyolardı! Odamdan çıkıp mutfağa ilerledim.

"Aptal sessiz ol uyanacak şimdi Asel."

"Ya napıyım bu tencereler asla sessiz çıkmıyor benim suçum mu?"

"Bak Asel uyanırsa tüm sesi sen yaptın ona göre." 

"Bana günaydın size kolay gelsin kankilerim." Dedim gülerek.

"Asel valla ben yapmadım o yaptı."

"Ya sus gerizekalı."

"AY DURUN! CEDİ MESAJ ATTI." Edayla ikimiz hızlı hızlı Işıl'ın yanına gidip kafamızı resmen telefonun içine soktuk.

"Oha."

"Kızlarla yemek yapıyoruz de Metecan yemeğe gelecek Furkanı alıp o da gel-."

"Hayır. Furkan gelmeyecek, Cedi ve Metecanı çağırıyorsanız çağırın." İkiside dönüp bana baktı.

"Ne oldu?"

"Yok bir şey." Işıl kolumdan çekip sandalyeye oturttu.

"Zaten bize ses yaptığımız için kızmamandan anlamalıydım. Anlat noldu?" Oflayıp kollarımı göğsümde birleştirdim.

"Akşam Furkanlaydık. Emre buraya gelmişti Furkanda rahatsız olduğumu anlayıp sevgili rolü yaptı. Sonra da gelip kahve falan içtik işte. Giderken bana uğrayacağını söylemişti. Nöbetteyken 11 gibi işte Ceyda koşa koşa birine gidiyordu. Kim diye bir bakayım dedim ki Furkan. Gidip öptü onu kızlar. Gözümün önünde. Dudağından. Sonra Furkan gelmedi. Ne aradı ne mesaj attı ne de geldi."

Kızlar şok olmuş bir şekilde bana bakıyordu.

"Ne diyorsun sen ya? Belki bir açıklaması vardır."

"Of Eda ne açıklaması aramamış kızı işte."

"Neyse işte çağırmayın Furkan'ı. Ben biraz daha yatıyorum."

Çalan telefonumun sesiyle yataktan sıçradım. Özgür hoca arıyordu. Şu an hiç açasım yoktu. Reddedip yataktan kalkarak lavaboya girdim. İçerden sesler geliyordu demek ki çocuklar gelmişti. Elimi yüzümü yıkadıktan sonra salona girdim.

"Selam." Hepsi dönüp bana bakıp selam verdi. Soluma dönünce Furkan'ında geldiğini gördün. Kızlara baktım. Kafalarını salladılar. Yani biz çağırmadık demek oluyor bu bir nevi. Kaşlarımı çattım ve Furkandan olabilecek en uzak yere oturdum. Herkes muhabbet ederken kendime çay koymak için mutfağa gidip en sevdiğim kupamı alarak açık bir çay koydum kendime.

"Selam?" Furkandı. Kafamı salladım selam anlamında.

"Küs müyüz?"

"Küs olabilecek kadar yakın değiliz."

"Noldu bir günde şimdi?"

"Dün neden gelmedin?" Ensesini kaşıdı.

"İşim çıktı. Haber veremedim sana." Güldüm. Yüzüme baktı.

"Bari yüzüme bakarak söyleme yalanlarını." Öylece yüzüme baktı.

"Gördüm sizi." Kolumu tuttu. Anında kolumu çekip göğsünden ittirdim.

"Asel bak aramı-."

"Aranızda ne olup ne olmadığı umrumda değil Furkan. Ne sen ne o. Umrumda değilsiniz." Çayımı elime aldım. Kolumdan tutup çayı elimden alıp tekrar masaya koydu.

"Konuşacağız."

"Furkan yeter artık. Her Ceydayla bir şey olduğunda bana açıklama yapmanı gerektirecek tek bir şey yok ortada. Ben senin sevgilin miyim? Ya da flörtün? Hayır." Çayımı tekrar masadan alıp salona ilerledim. Edilen sohbete katıldım bende Furkan'ı aklımdan atmaya çalışarak. Furkan gelip bir işinin çıktığını söyleyip gitmişti. İyi de yapmıştı aptal beyinli.

Metecan ve Cedi de bir süre sonra gidince kızlarla oturup saatlerce dedikodu yaptık. Metecanla Edanın çıktığını öğrendik! Daha dün olduğu için Eda bize söyleme fırsatı bulamamış. Zaten o gün sevgili olduklarını pek anlamamış Eda çünkü sadece öpmüş Metecan Eda'yı. Sonra işte konuşmuşlar falan falan.

Üçümüzünde telefonuna bildirim gelince telefonlarımızı açtık.

+90532xxxxxxx tarafından m&e adlı gruba eklendiniz.

+90532xxxxxxx: Gençler. Bu salaklar çıkıyormuş ve bizim yeni haberimiz oluyor!

Furkan Korkmaz: Hayırlı olsun kardeşim.

Metecan Birsen: sağol brom.

Edasu: sağol canimfurkkimkankim.

Kankimmiş. Bu arada Edayı Edasu diye kaydetme amacım tabi ki tam bir Pelinsu olmasıydı. Grupta onlar konuşurken ben de kendime kahve yapıp bilgisayarımı açtım.

"Oha!"

"AĞĞĞ!"

Kızların bağırmasıyla elimdeki kahve elimin üstüne dökülmüştü.

"Noluyor lan!" Koşarak yanlarına gidip telefona baktım.

"Grup mesajlarına bak çabuk." Işıl yerinde durmadan habire zıplayıp duruyordu. Mesajlara girdiğimde Cedi Işılla kendini kastederek "darısı bizim başımıza artık." Demişti. Gülümsedim. Sonra hepimiz birbirimize sarıldık. Onların mutluluğu benim mutluluğumdu. Arkadaşlığın en güzel tarafı da bu değil mi zaten?

collision || Furkan KorkmazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin