0.3

4.5K 122 15
                                    




Eda'dan

Asel gittiğinde Işıl'a doğru döndüm.

"Kanka yarın benim izin günüm. Sende al izin, zaten Asel'in nöbet çıkışı olucak. Şile'ye gideriz her zamanki gibi." dedim. Işıl tam ağzını açacakken Metecan araya girip,

"Aslında yarın seni bizim antrenmana davet edicektim." dedi. Tamam yakışıklı, basketbolcu ama çok hızlı gitmiyor muyuz sence de Metecanım!

"Gelmek çok isterdim ama hepimizin boş olduğu günü yılda bir kere yakalayabiliyoruz." dedim mahçup bir gülümsemeyle. "Ama isterseniz siz Şile'ye gelebilirsiniz tabii antrenmanla zor olmayacaksa." Işıl 'Asel bizi mahvedicek.' bakışı atınca gözlerimi açtım ve korkuyla ona baktım. Ah Aselcim nasıl oluyor da Furkan gibi çocuğa düşmezsin!

"Bence harika olur. Çocuklar?" dedi Metecan, Furkan ve Cedi'ye dönerek. Cedi gülümsedi ve kafasını aşağı yukarı salladı.

"Cedi'nin dinlenmesi gerek Mete ne Şilesi?" dedi Furkan. Al işte Asel kılıklı!

"Neyse Eda gel ben seni bırakayım. Yolda konuşuruz. Furkan sen Cedi'yi bırakırsın." deyip arabasına ilerledi. Ben de Işıl'a el sallayıp arkasından ilerledim. Arabaya binip kemerimi taktıktan sonra cama yaslandım. Ciddi anlamda yorgundum.

"Çok yorgunsun sanırım?" Kafamı kaldırıp soluma döndüm.

"Evet çok yoğunduk. Zincirleme trafik kazası vardı." dedim. Kafasını salladı.

"Asel ile nasıl tanıştınız? Hastaneden mi?" diye sordu bu seferde.

"Hayır, Asel benim çocukluk arkadaşım. Işıl'da liseden arkadaşımız. Asel'in ailesi Amerikaya taşınınca benim ailemde burada olmadığı için birlikte ev tuttuk." dedim. Benim ailem İrlanda daydı. İyi ki de ordalardı. Aramız pek yoktur.

"İrlanda mı? Neresindeler?" dedi şaşırarak. Şaşırdı çünkü onunda annesi İrlandalıydı benim ise babam.

"Annem Dublin'de ama babam Cork'da. Babam metropolden çok sakin yerleri sever." dedim. Annemle babam ayrılardı ama annem İrlandayı çok sevdiği için ordan vazgeçip buraya taşımıyordu.

"Benim annemde Dublinden. Şu an burda oturuyoruz ama çok gitmişliğim var." dedi bana hafif dönerek.

"Anladım." deyip yeniden başımı cama yasladım.

Asel'den

Üstüme giydiğim hırkanın önünü kapatıp kollarımı belime sardım. Hava gerçekten buz gibiydi ve 5 dakikadır Furkan beyi bekliyordum. En son mesaj attığında bilekliğimi ne zaman verebileceğini sormuştum ve aslında bu sabah vericeğini ama bir türlü susmadığımı söyledi. Şimdi ise 5 dakikadır onu bekliyordum. Donmuş bir şekilde! 2-3 dakika daha bekledikten sonra nihayet gelmişti paşamız. Ama bir şey diyeceğim, uzaktan daha bi' yakışıklı sanki.

"Sonunda." Dedim kollarımı iyice sıkarak. Aşırı donmuştum çünkü hava tam olarak 5 dereceydi.

"Ne oldu? Çok mu özledin beni?" Dedi ve göz kırptı.

"Aptal mısın Furkan? Ver şunu hadi hastam var ve ayriyeten götüm dondu!" Dedim ona doğru avcumu uzatarak.

"Senin tatlı dilin yok mu? Veya böyle hiç acil bir hastanın olmadığı bir zaman falan." Dedi.

"Verir misin şunu? Gerçekten zamanım yok. Özgür hoca beni böy-"

"Asel?" Al işte iti an çomağı hazırla.

"Efendim hocam?" Dedim arkamı dönerek.

"İşin yok mu senin burda gelmiş flört ediyorsun?" Dedi. Gerizekalı 2

collision || Furkan KorkmazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin