Jongin'in beni seviyor olduğunu düşündüğünü yazmasından sonra herkes çıldırmış aptal aptal davranmaya başlamışlardı.
Bir ara Sehun ve Mina bile birbirleriyle beşlik falan çakmışlardı o derece.
Hediye team, Junmyeon-Sana-Chaeyoung geri döndükten sonra onlarla da biraz oturmuştuk.
Kısa süre sonra birkaç kişiden kalkalım türünden homurdanmalar başladığında kendisini Sehun ile randevuda hissetmeye çalışan Tzuyu'nin isteği ve Mina'nın ısrarları doğrultusunda lunaparka gitmiştik.
Kesinlikle Kyungsoo ile sevgili olursak lunaparka gitmeyecektim.
Çok klasik.Jongdae, sarmış olduğu araba yarışı oyununu burada devam ettirmek için Minseok, Momo ve Dahyun'u çekiştirerek zorla çarpışan arabalara bindirmişti. Jeongyeon da "hepinizi ezip geçeceğim" türündeki tehditleriyle onların peşine takılmış üst üste Jongdae'ye çarpıyordu.
Sevgilileriyle klasik lunapark sahnesi yaşamak isteyen yapışık dörtlü geldikleri gibi çift halinde dönme dolaba yönelmişlerdi.
Geri kalanlar ise her yere dağılmıştı. Jihyo, Sana ve Chaeyoung ile bomboş gezinirken gözüme çarpan peluş, kocaman penguenle onu işaret ederek bağırdım.
"Ay bunu istiyorum!!"
Jihyo, tezgahın arkasındaki dartı gösterdi. "Şunu geç, alırsın penguenini."
Böyle şeyleri hiç beceremezdim. Tzuyu'nin her türlü atıcılıkta çok iyi olduğunu biliyordum. İhtiyacım olan kişi oydu ama kendisi şu an dönme dolabın en tepesinde Sehun ile yiyişmekle meşguldü.
Tamam belki biraz abarttım...
Chaeyoung, benim için şansını denemişti ama yeterli puanı alamamıştı.
Yüksek bir sesle ofladığımda Sana bana umutsuz bir bakış atarak bize yardımcı olabilecek birilerini bulabilmek için arkasını döndüğü an Junmyeon'u çağırdı.
İyi atar mıydı acaba?
Junmyeon yanında gerçek pengueni ve onun ayıcık arkadaşını da getirmişti.
Sana, yanımıza geldikleri anda oyuncak penguenimi göstererek konuşmaya başladı. "Nayeon, şu pengueni istiyor ama biz düzgün atamadık."
Jongin, pengueni gördüğü anda bir kahkaha atmıştı, sonra bana dönüp bir kahkaha daha attı.
Bu kadar kulak tırmalayıcı gülmek zorunda mısın Jongin?
Aslında sadece komik gülüyordu ama şu an çok çok çok gıcık olmuştum.
Junmyeon da alaylı bakış attıktan sonra hiç aklıma gelmemiş olan atış ücretini ödeyerek atış yapmaya başladı.
Ay bu kadar kral birisi olman gerekiyor mu?
Son atışından yeterli puanı aldığı anda zıplayabildiğim kadar yukarı zıpladım ve çığlık attım.
Çalışan kadın bizden başka kimse olmadığından tüm konuşmalarımızı başından sonuna dikkatlice dinlediği için penguenimi direkt bana vermişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lucky One
FanfictionNayeon yeni sınıfına doğru yürüyordu ama o kadar heyecanlıydı ki pek ilerleyebildiği söylenemezdi. Sınıfa adımını attığı anda birisi ona kafa attı... İçeride Twicexo var girin ya.