30.Bölüm

207 26 28
                                    

Beni gördüğünde ona doğru ilerlememe rağmen bana yaklaşıp "Günaydın kanka" diye yılışan Baekhyun'un omzuna vurdum.

"Tiksindim gerizekalı." derken yalandan kusma sesi çıkarmıştım.

"Ben mükemmel kankam aşk acısı çekiyor diye çantasını taşımak için onu bekleyeyim, güldürmeye çalışayım o bana ne desin." Her zamanki yakınma moduyla ağzına geleni söylemişti

Çantamı eline verdikten sonra alayla konuştum. "Ya size aşk acısı çektiğimi düşündüren ne?"

"Kyungsoo'yu gördüğün yerde köşe bucak kaçman olabilir mi?"

Kızdan haberdar olduğum günden beri hiçbir şekilde Kyungsoo'nun olduğu yerlere gitmiyordum. Başka bir kızın varlığı aklıma geldikçe moralim bozuluyordu.

Doğru söylese de salağa yatmayı tercih ettim. "Yoooo yalan."

İnandıramamıştım ama sabah sabah benimle uğraşmak sıkıcı bir şey olduğu için konuyu benden Momo'ya sonra Mina'ya getirdi. Mina'dan Tzuyu'ye, ordan Sehun'a ve en son Jongin'e getirdi ve "o da Kyungsoo'nun en yakın arkadaşı." diye bağlayıp sustu.

Yol boyunca susmamak, devrelerini yaktı.

Başka bir açıklaması olamaz.

Gözlerimi devirdim. "Bilmediğim bir şey söyle."

"Tamam söyleyeyim." gözleri arkamda birkaç saniye takılı kaldıktan sonra tekrar bana baktı. "Kyungsoo geliyor ve bizi gördü."

Hay ben ağzıma.

Hemen çantamı alıp kaçmaya yeltendim ama Baekhyun, kaçma girişimimi benimle çanta kavgası ederek engelledi. Kyungsoo yanımıza geldiğinde saçlarını yolarak zorla çantamı alabilmiş ve gitmek üzereydim ama konuşunca durmak zorunda kaldım.

"Kavga etmeden durduğunuz zamanlar oluyor mu sizin?"

Gidip sevgilinle muhattap olur musun sen.

İstemsiz bir şekilde soğuk çıkan sesimle "Oluyor." diye yanıtlayıp hızla yanlarından uzaklaştım.

Gerçekten kavgasız zamanlarımız oluyor muydu ya?

Hızlı adımlarıma rağmen beni yakalamayı başarabilen Jihyo, alayla konuştu. "Bundan daha soğuk bir ses tonu olamazdı tebrikler."

"Bunu iltifat olarak kabul edeceğim." dedim sırıtarak. Jihyo ise bana salak olduğumu anlatmaya çalışan bakışlar attı.

Chaeyoung'un sınıfının önünden geçerken "Kızlarrrrr" bağırtısı eşliğinde koşarak önümüze çıkan küçük bir şey yüzünden Jihyo ile çığılık atıp birkaç adım geriye gitmiştik.

"Ödüm koptu!"

Chaeyoung yerinde duramadığını belli eden hareketler yapıp "Üzgünüm kızlarrrrrrr." diye cıvıldadıktan sonra Jihyo ile ikimizin birden üzerimize atlayıp sarıldı bize.

Ahtapot gibi sarılmış olduğu ben ve Jihyo'dan ayrıldıktan sonra bile kendini durduramayıp Twice, Yes or Yes hareketleri yapıyordu.

Jihyo ve ben Chaeyoung'a anlamsız bakışlar atarken yanımıza gelen Jeongyeon "Ne bu enerji Chaeyoung?" dedi sırıtarak.

"Ben de bilmiyorum ki. Bugün çok güzel şeylerin olacağını hissediyorum." dedikten sonra işaret parmağını havaya kaldırıp devam etti. "Bugün de reddedilsem bile mutluluğum bozulmayacak."

Gözlerimi devirdim. "Günde en az 8 kere reddediliyorsun zaten."

Chaeyoung aşık olduğunu iddia etmeye başlayalı  1 hafta falan olmuştu. 2.günden sonra, reddedildiği için üzülmeyi bırakmış, bu durumu eğlence haline getirmişti. 1 gün içerisinde en az 5 defa yüz yüze, 3 defa da mesajla reddediliyordu. Ve bundan zevk alıyordu.

Lucky One Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin