Kız bütün psikolojimi alt üst ettiği için araya giren hafta sonunda odamdan dışarıya çıkmamıştım. Sadece odamdan değil, yatağımdan çıkmamıştım.
Ve bu bana çok uzak bir davranıştı....
Kuvvetli haber ağımız sayesinde eminim ki o günün akşamında herkes bunu öğrenmişti ve ben telefonumla bile ilgilenmediğim için bazı arkadaşlarım tarafından aranmıştım.
Çok aranmıştım hem de.Evet Kyungsoo buna dahildi.
Ama açmamıştım. 10 dakikada bir arayan Jihyo hariç hiçbirisini açmamıştım, ondan sonra da telefonlar kesilmişti zaten.
Gruptaki konuşmaları bazen okuyup çıktım. Dahil olmak içimden bile gelmiyordu. Okumadığım zamanlarda büyük ihtimalle dedikodum yapıldı ama umurumda değildi.
Tek isteğim yatağımda kalmak.
Tabiki bu isteğim mümkün olacak bir şey değildi ve okula gitmek zorundaydım.
Apartman kapısından kafamı biraz çıkarıp etrafı kolaçan ettiğimde kimsecikler yoktu.
Ne o kız ne de beni almaya gelmiş birisi...
Hep yanında olacağım sözü de aynen kızlarınki gibi fos çıkmıştı galiba...
Sürekli arkamı kontrol ederek yürümek çok zor ve korkutucu olduğu için koşmaya başlamıştım.
Geçen seferki okula koşma maceramda çanta olmadığı halde zorlanmıştım. Yolda geberip kalmasam bari.
Okul bahçesine girdiğimde hızımı alamadığım için yine biriyle çarpıştık.
Bir kaç adım geri çekilen Jongin, şaşırarak konuştu. "Nayeon, neden koşuyorsun sabah sabah manyak mısın?"
Konuşabilecek nefese sahip olmadığım için duraksayarak söyledim. "Kimse....benimle....gelmediği....için."
"Nasıl ya?"
İki elimi de belime koyup derin bir nefes aldım. "Kimse yanımda olmadığı için çözümü koşarak gelmekte buldum."
Jongin, bana inanmadığıyla ilgili cümleler kurmaya devam ederken bir anda susup beni yanından kovmuştu. Pek ondan beklenilesi bir hareket değildi bu ama benim de daha fazla açıklama yapacak halim yoktu. Onunla konuşma isteğim de yoktu. Kovması işime gelmişti.
Tam sınıfa gireceğim sırada çalan telefonumu açarken içeri girdim. "Ne var sabah sabah?"
Yerime geçerken Jeongyeon, kendi kendine, konuştuğum kişiyle ilgili bir şeyler mırıldanmıştı.
"Neredesin sen 10 dakikadır aşağıda bekliyorum!" diye bağıran Baekhyun ile gözlerimi devirdim.
"Okuldayım ve seninle gelecek kadar canıma susamadım Baek."
Baekhyun hattın diğer ucundan ofladı. "Ben dedim ama, benimle gelmez, o kadar merak ediyorsan git kendin al dedim ama kıçına zor geldi tabi baykuş kılıklı gerizekalının."
"Baykuş değil o penguen!" şeklindeki yüksek bağırışımla aynı anda Kyungsoo içeri girmişti.
Beni duyup duymadığından emin olamadığım için şokla gözlerimi açmıştım.
Jeongyeon o an iç çekişli gıcık kahkahasından atmaya başlamıştı ve Baekhyun hala boş boş bir şeyler zırvalıyordu.
Duymuş olsa bile kendisinin olduğunu anlamayacağına karar vererek Baekhyun'un sözünü kestim.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lucky One
Fiksi PenggemarNayeon yeni sınıfına doğru yürüyordu ama o kadar heyecanlıydı ki pek ilerleyebildiği söylenemezdi. Sınıfa adımını attığı anda birisi ona kafa attı... İçeride Twicexo var girin ya.