"Getirin artık pastamı be! Sıkıldım." yanımdaki Jongdae'nin çemkirmesiyle ona tuhafça baktım.
"Pastan?"
"Aman her neyse." diyerek beni susturduktan sonra gruba döndü. "Getirsenize."
"Dışarı çıkın getirelim." dedi Baekhyun.
Bunların geleneği de buydu işte. Doğum gününü kutladıkları insanı bir şekilde dışarı göndermek ve pastayı o zaman getirmek.
Bence gereksizdi ama uymak lazımdı. Grup geleneği olacaktı sonuçta.
Gözlerimi devirken Jongdae ile dışarı çıktık. Aptal aptal hareketler yaptık, gerizekalıca şeylerden bahsettik. Aşşşırı sıkıldığımız dakikalar sonucunda bizi tekrar içeri çağırabilmişlerdi.
Pastanın üzerine basılmış fotoğrafı gördüğümüz an Jongdae ile birbirimize bakıp bir kahkaha attık.
Kızların Kore'ye döndüğü gün havaalanında onları beklerken Jongdae ve ben 'Momo'yu karşılama' kavgasına girişmiştik.
Ve biz kavga ederken Momo'ya sarılan ilk kişi Jeongyeon olmuştu...
Bay Gerizekalı Baekhyun da kavga ederken fotoğrafımızı çekmiş ve ortaya bu pasta çıkabilmişti.
Ben saçma totemlere sahip bir insandım doğum günümü kutluyorsam, mumu üflerken mutlaka birinin elini tutardım. Böylece dileklerim gerçek oluyordu. En azından ben böyle hissediyordum.
Doğum günümüzü birlikte kutladığımıza göre totemimi gerçekleştirmeye en uygun kişi şu an Jongdae'ydi.
"Elini versene" dedim kendi elimi tutması için ona uzatırken.
Önce elime, sonra bana tuhaf bir bakış attı. "Asla olmaz."
İstemiyorsa zor kullan.
Her zaman işe yarar.
Zorla tuttuğumda geri çekmeye çalıştı. "Elimi sal Nayeon. Mezar taşımda doğduğum ve öldüğüm günün aynı gün olmasını istemiyorum."
"Bugün ölürsen aynı gün olmaz." dedim kesin bir şekilde.
"Bana ne." dedi umursamazca ve devam etti. "1 gün ara olmasını da istemiyorum."
Ofladım. "Mumlar eriyor Jongdae! Bırak inatlaşmayı da üfleyelim şunları!"
Pastaya bir bakış attıktan sonra beni işaret ederken Kyungsoo'ya döndü. "Bak, valla benim hiçbir suçum yok görüyorsun zorla tutuyor elimi."
Saçma inatlaşmamızı herkes gibi eğlenerek izleyen Kyungsoo, Jongdae'nin bu sözüne hiçbir tepki vermedi. Gülümsemeye devam etti.
Tepki vermemesiyle yüksek olan moralim iyice zirveye çıkmıştı. Dilek tutmak için gözlerimi kapattım.
Bütün arkadaşlarımla sonsuza kadar birlikte olalım. Hep yanımda olsunlar. Birbirimizi hiç bırakmayalım...
Dileğimin ardından gözlerimi açmamla, bunu bekleyen masa, üçten geriye saydı ve Jongdae'ye izin vermeden hızlıca üfleyip bütün mumları söndürdüm
Jongdae mızmızlanırken tüm masa yerlere yatmıştı. Yanaklarını şişirerek mızmızlanmaya devam ederken tamamen ona dönüp cıvıldayarak sarıldım. "Doğum günün kutlu olsun~~~"
Eminim ki bununla ilgili cezamı sonraya bırakmaya karar vermişti ve bağırarak doğum günümü kutladı. Koca sesini hesaba katmadığım için onun da bağırarak doğum günümü kutlamasıyla kulağım buna dayanamadığı için buruşturduğum yüzüm, sıska vücuduna bakmadan beni havaya kaldırmasıyla düzeldi ve büyük bir kahkaha attım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lucky One
Hayran KurguNayeon yeni sınıfına doğru yürüyordu ama o kadar heyecanlıydı ki pek ilerleyebildiği söylenemezdi. Sınıfa adımını attığı anda birisi ona kafa attı... İçeride Twicexo var girin ya.