Herkese Merhaba!Bu benim ikinci hikayem.Umarım diğer hikayemden daha başarılı bir anlatıma sahip olurum.Herkesten buraya başladığı tarihi atmasını rica ediyorum ve daha da uzatmadan sizi satırlarıma davet ediyorum.
⚡
Merhaba!Size kendimi Tanıtayım.Ben Vera.Bir yazarım.Daha doğrusu yazar adayıyım.Bunun için dirsek çürütmüş ve okumuştum.Daha sonra ise birçok şey yazsamda içime sinmediği için hiçbirini basmamıştım.Şimdi ise bir yazar kampında yeni başladığım bir hikayeyi tamamlamak adına bulunmaktayım.Sessizlik ve ormanlık alan yazma şevkimi iyice çoşturduğu için burayı tercih etmiştim.Üstelik buradaki kimseyi tanımamamda benim için bir artıydı.
Gecenin 1'i olduğunda herkesin çadırına çekilmesini fırsat bilerek leptopumu, telefonumu ve kulaklığımı alıp çadırımın az ilerisindeki göle bakan kamelyaya oturdum.Kulaklığımı telefonuma takıp daha önceden hazırladığım şarkı listemi başlattım.Önümde efsane bir görsel şölen sunan gölle birlikte saat 2 yi geçene kadar yazmıştım.
Ağrıyan boynumu hareket ettirmek amaçlı sağ sola yatırdıktan sonra duyduğum hışırtı sesleriyle gölün karşı tarafına odaklandım.Karanlıkta ne kadar doğru gördüğüme emin olamadığımda kafamı iki yana sallayıp tekrar baktım.Ama doğru görmüştüm.Gölün diğer tarafında 1.80 boylarında bir erkek silueti vardı.
Bilgisayarı kapattıktan sonra ayaklanıp göle daha çok yaklaştım.Kafamı öne uzatıp yüzünü seçmeye çalıştığımda yüzünde bir maske olduğunu fark etmemle birkaç adım gerilemem bir olmuştu.
Belkide sadece çok uykum vardı ve ben halisülasyon görüyordum.Tam emin olamadığım için kimseye ses etmeden çadırıma döndüm ve daha önceden hazırladığım yatağımın içine girdim.Uyumadan önce aklımda kalan tek şey simsiyah giyinimiyle o garip maskeli adamdı...
🌪
Gözlerimi kuş cıvıltılarıyla araladığımda ilk yaptığım şey elimi telefonuma uzatıp saate bakmak olmuştu.Saatin 11i geçmesi beni şaşırtmıştı.Çünkü burada 9da toplu kahvaltı verilirdi.Belkide ben kaçırmıştım.Ancak hiç ses duymamak beni işkillendirdiğinde çadırımın fermuarını açıp dışarı çıktım.Dışarı adım atmamla yerde yatan kanlı insanları gördüm ve bu başımı döndürdüğü için sendeledim.Dudaklarım arasından çıkan çığlığı engelleyemediğimde kendimi kanlar içinde yerde yatan insanların çevresinde buldum.Onları buradaki iki günümde yalnızca birkaç sefer görmüştüm ama bu şuanki durumda üzülmeme engel değildi.
Kimisinin karnında kimisinin kalbinde olan kurşun izleri beni daha çok çığlık atıp kafayı sıyırmama sebep olsada elimle birkaçının nabzını kontrol ettim.Hiçbiri hayatta değildi.Eğildiğim yerden kalkıp hızla çadırıma girdim.Elimi tam telefonuma uzatmıştım ki iki omuzumdan geri çekildim ve çadırdan çıkarıldım.Korkuyla çığlık attığımda ağzıma kapanan ellerle zorla geri geri yürütülmeye başladım.Adımlarım arkamı görmediği için sürekli sendelerken o anki korkumla beynimde tek sağ kalan hücremi çalıştırıp ağzımı kapayan ele dişlerimi sertçe geçirdim.
Beni tutan eller sessiz bir küfürle saniyelik olarak üzerimden ayrıldığında bunu fırsat bilerek hızla ormanın derinliklerine koşmaya başladım.Etrafımdaki ağaçları hızımdan ve dolan gözlerim sayesinde bulanık görüyordum.Aynı zamanda kollarımı ve ayak bileklerimi çizen çalılar kendimi yere atma isteği yaratıyordu.Ancak bu hisse karşı koyarak çığlık çığlığa koşmaya devam ettim.Bir saniye bile arkama baksam sendeleyip yakalanacağımı biliyordum.Bana yaklaşan ayak sesleri duysamda ardımdaki kişi durmam için herhangi bir şey söylemiyordu.Son gücümle koşmaya devam ederken karşıma küçük tek katlı bir ev çıktığında oraya doğru koşmaya başladım.Evin yanında gördüğüm arabayla birlikte bu evde birilerinin olacağı umudu içime dolduğunda evin merdivenlerini çıkıp kapıya yumruklarımı vurmaya başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SERİ KATİL
Teen FictionVera, o kampa sadece yazmaya başladığı hikayeyi bitirmek için gitmişti. Ama orada onun kadar masum düşünceleri olmayan eli silah tutan ve insan öldürmekten hiç çekinmeyen bir seri katilde vardı.Üstelik bu adam maskeli bir katildi! Peki bu seri kati...