•
2. Bölüm|Esâret
"İslam, iyi misin?"
Sesi hafif gülümseme mi barındırıyordu, bana mı öyle gelmişti? Kaşlarım mümkünmüş gibi dahada çatıldı.
"İslam, iyi misin?" sorusunu yeniledi ve devam etti.
"Yardım edeyim dur.." deyip bana yöneldiğinde beynim alarm vermeye başlamıştı.Yardım mardım diyor konuş yoksa pek hayır olmayacak bu işin sonu!
Ve beynimi dinleyip o mübarek ağzımı son anda açtım. Bir yandan yerden kalkmaya çalışırken bir yandan da Yusufa gelmemesi gerektiğini mümkünse hemen buradan uzaklaşmasını istediğimi nasıl anlatacağım adlı düşüncemle konuşmaya çabalıyordum.
"Şe-şey yok iyiyim ben sen gi- Ahh!" Evet ben beceriksiz kalkıp 'Daha ne kadar rezil olabilirim' çalışmam üzerine tekrar yere düşmüştüm.
Ah, canım feracem. Daha yeni yıkanmıştı."İnat etme işte gel. Kaldırayım seni." deyip elini uzattığında aklından ne geçiyor tam olarak merak ediyordum.
Rabbim bana 'HARAM!' Derken benim o elini tutacağımı mı zannediyordu? Diğerleri gibi yani?
"Yusuf ben kalkarım dedim sana!" sesim biraz tersler hâlde çıktığı için sonunda bir iki adım uzaklaştı ve sesini duymama izin verecek kadar konuştu.
"Ama pek kalkıyor gibi bir halin yokta.."
Elim kanamıştı ama bu canımı Yusuf'un acıttığı kadar acıtmıyordu. Bilinçli biriydi. Benim onun elini tutup tutmayacağımda belliydi zaten. Neden böyle yapıyordu ki? Neden bile isteye ateşe gidiyordu?
Yavaşça doğruldum ve ayağa kalktım. Gözlerim bir anlığına yüzünü bulduğunda gözlerimiz buluştu ve kalbim daha da salak gibi davranmaya başladı.
Nefesimi sinirle serbest bıraktım. Kendime kızıyordum. O hâlâ herkesle meşgul olabilirken ben nasıl sadece ona bağlı kalıyordum?
Sevmek suç muydu?
Suç değilse de esâretti.
Zihnini ve kalbini hükmü altına almış bir esâret.
"İslâm...niye ağlıyorsun?"
Ağlıyor muydum?
Elimi gözüme götürdüm ve akan bir damla yaşı sildim hemen.
Sessiz bir mırıltı duydum sonra. Anladıklarım beynimi durduracak cinstendi."Ağlama.. kıyamıyorum."
Kafamı kaldırdım, kaşlarımı çatarak. Göz göze gelmiştik tekrar.
Kahverengi okyanusta oluyor muydu? İnsanı boğacak kadar, ne yaptığını unutturacak kadar güzel kahverengi meselâ.
İslâm dedim. Gözlerine bakmayacaktın hani? Diye uyardım kalbimi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yüreğimdeki İslâm
ChickLit"İslâm, bekle." Küçük kız önce ismiyle seslenmesine şaşırdı. Çünkü genelde Yusuf Selim ona bücür, küçük gibi sinir bozucu lakaplarla hitap ederdi. Daha sonra elindeki kolyelere kaydı gözü. Gümüş renkli iki zincir ve ucundada yine aynı renk küçük me...