Helâl Süt Emmiş Bir Kız

6.9K 552 263
                                    

•

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

3. Bölüm|Helâl Süt Emmiş Bir Kız

"Ama sen onlardan değilsin. Bunu biliyorum. Ve hiçbir zamanda onlardan birisi olamazsın."

Olamazsın ne demek?
Meraklımıydım ben?

Dudağımın içini kemirirken sinirli bir nefes aldım. Başka tarafa çektim bakışlarımı gözlerimin dolması geri gitsin diye. Başaramamış olduğumu bir damla gözyaşımı hissetmemle anlamıştım. Gözlerimi kapattım ve dudağımı yalayıp ağzımı açtım. Diyecek bir şey olmadığı için tekrardan kapayıp arkamı döndüm. Merdivenlerden çıkarken gözyaşlarım dinmek bilmiyordu.

Onlar gibi olmak isteyen kimdi ki? Ben Rabbime şükür ediyordum onlar gibi olmadığım için.

Odama girip kapımı kapattım ve yere oturdum. Derin derin nefesler alırken kendimi sakinleştirmeye çalışıyordum.

Güven, güven İslâm.
Rabbine güven.
Evet.
Tamam.
Tekrar et şimdi.

Allâh var.

Allâh var.

Allâh var.

Kapalı olan gözlerimi yüzümdeki tebessümle açtım. Kirpiklerimden bir damla kendi yolunu çizip tebessümüme karıştı. Sonra aklıma Yusuf Selim'in bana aylar önce söylediği sözler gelince tebessümüm ister istemez soldu.

Bardakları almak için mutfağa ilerledim. Girdim ve üst raftan iki tepsiye bardakları yerleştirmeye başladım. İkinci bardağı koyduğum tepsi bir elimin çarpmasıyla mermer betona düşünce kırılma sesi mutfakta yankılanmıştı. La havle çekip yukarıdan üç bardak daha alıp kadınların bardaklarının olduğu tepsiye yerleştirdim.

Lacivert elbisemin eteklerini toplayı eğildim ve yerdeki kırıkları toplamaya başladım. Son parçayıda tepsiye koydum ve tepsiyi tezgahın üstüne kaldırdım.

Küçük cam kırıklarını süpürmek için süpürgeyi almaya gitim. Daha doğrusu cam kırıklarının üstünden atlamaya çalışmamla çorabım kaymıştı ve ben yere yapışmıştım, tabii camlarda ellerime.

"Ahh!" diye bir acı nidası kaçtığında ağzımdan kapının önünde Yusuf belirdi. Biraz daha doğrulmak adına ani bir refleksle ellerimi yere koyduğumda ellerim kıpırdamama tepki olarak daha fazla canımı acıtmıştı. İstem dışı ağzımdan tekrar bir inleme çıktığında yüzüm acıdan buruşmuş bir şekildeydi.

"Aff ya aff!"

"İslam? İyi misin? Noldu niye bağırdın? Cam mı kırıldı? İyi misin bir yerine birşey mi oldu? Bir yerin acıyor mu? Dur tamam. Bekle ben, ne yapalım... Tamam hadi gel ilk bir eline bakayım sonra cam kırıklarını çıkarırız tamam." dedi Yusuf Selim ve bana doğru gelmeye başladı. Yavaşça ayağa kalkmaya çalıştım, beni kolumdan tuttu ve kalkmama yardımcı oldu.

Yüreğimdeki İslâmHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin