İslâm'a Âşığım Ben

4.2K 412 295
                                    

•

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

17. Bölüm| İslâm'a âşığım ben..

Yusuf Selim
(16. Bölüm, Yusuf Selim'den)

Gülümsemesinde son kez nefes alıp arabaya bindim.

Böyle günleri ne yapmıştım da Rabbim bana ikram ediyordu?

Zül'celâli Ve'l İkram.

Yani, Celâl ve İkram Sahibi.

Şükürler olsun Rabbime..

Arabayı sakin yolda sürerken bir elimi camdan başıma yaslamış düşüncelere dalmıştım. Sonra haber etmem gerektiğini fark ettim. Pat kapı gidersem birde akşam, ayıp olurdu. Telefonumu elime alıp Emreyi aradım. Uzun uzun çalsada açılmamıştı. Tekrar arayıp kulağıma götürdüğümde evlerine gelmeme çok az kalmıştı. Açılmayacağını anlayınca telefonu kapatıp ince montumun cebine attım.

Arabadan inip kilitlediğimde iki katlı binaya yöneldim. Tedirginlikle zile bastım, gelen terlik sesleri Zülfiye teyzeye aitti muhtemelen. Aynı acelikle kapı açıldı. Karşısında beni görmeyi beklemiyor olacak ki şaşırmıştı. Mahçupça gülmeye çalışarak konuştum.

"Ee.. Zülfiye teyze rahatsız ettim ama, Emre yok muydu?"

Kadıncağız hüzünle tebessüm etti. Ardından hüznü yok etmeye çalışan sesindeki şefkatle konuştu. "Yok oğlum ne rahatsızlığı. Buyur geç.. Emre'nin bu kadar erken saatte evde ne işi olur.. Bende bir an o geldi sandım. Kusuruma bakma.."

"Estağfirullah, ne kusuru."

Emre'nin bu kadar erken saatte ne işi olur derken nasıl içi acıyorsa benimde içimi acıtmıştı. Bende her akşam geç geldiğimde annemde böyle üzülüyor muydu? Ben ne pislik bir adammışım. Hiç hakkım olmadan üzerimde hakkının adedi sayılmayacak insanları üzebilecek kadar akılsızmışım.

Zülfiye teyzenin kenara çekilip yol vermesiyle dudaklarımı tedirgince yaladım. Barda, ya da Giray'ın kafesindeydi. Hayırlı biri değildim belki ama bunu da görmezden gelecek kadar insaniyet duygularımı kaybetmişte değildim. Zülfiye teyzenin yüzünden okunan hüzne bakıp konuştum.

"Ben Emre'yi de alıp geleyim.."

Kadın gerçekten gülümsedi. Neşeyle konuştuğunda bende mutlu olmuştum.

"O-olur oğlum. Al da gel haydi."

Tekrardan arabaya yönelip kilidi açtığımda sakin bir gece geçirmek için dua ediyordum içten içe. Bu arabayla, -malum kayın amcamın arabasıydı- nerelere gidecektim! Ama hayırlı bir şeydi sonuçta. Allah bilir ne yapıyordu Emre. Anasının dizinin dibine getirecektim işte fena mı?

İki yerede bakmaktansa Giray'ı aradım. İlk önce aramama şaşırsada zaten lafta bir arkadaşlığımız olduğu için çokta takmamıştı. Kafede olmadığını öğrenmem içime sebepsiz sıkıntıların girmesine neden olmuştu. Telefonu tekrardan montumun cebine koyarken yolumu eskiden gittiğimiz bara çevirdim.

Yüreğimdeki İslâmHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin