Sonunda

6.4K 562 175
                                    

•

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

4. Bölüm|Sonunda

Bir anda ne yapacağımı bilemeyip konuştum birbirine dolanan elim ayağımla.
"Yenge şey ya Kur'anım nerede diyecektim. En son Yusuf getirmişti de." Gülsüm teyze beni takmayıp eski muhabbetine devam etti.

"Ayy abla ne doğru dedin. İslâmdan âlâ gelini kim kaybetmişte ben bulayım. Bak bak utanıverirde benim kızım. Allahım bak görüyor musun Rabbimin işini. Allah söylettirdi ha sana. Hadi inşaAllah!" ben şok üstüne şok modunda derin nefesler alıp verirken yengem konuştu.

"Ne demiştin yavrum?"

Zorlukla konuştum. "Ku-Kur'anım diyordum." Gözlerim bir yengeme bir Gülsüm teyzeye giderken Gülsüm teyze "Ayh canım gelinim, güzel gelinim." diye söylenip beni izliyordu. Süzüyordu kelimesi belkide daha doğrudur. Yengemse yüzündeki tebessümle bana Kur'an-ı Kerimimin ilerdeki masanın üstünde olduğunu anlatıyordu.

Arkamı döndüm ve masaya doğru ilerledim. Derin nefesler alıp paytak ve biraz da şaşkın adımlarla masaya ulaştığımda elimi uzattım ve Kur'anımı aldım.

Bahçeye çıkmaya karar verdiğimde anında tekrardan vazgeçmiştim. Malum artık bir salıncağımız yoktu. Terasa çıkma isteğimde sıcak olduğu için gitmişti. Tek çare odamdı. Odama yol aldım bende. Burada kalıp daha fazla beynimin yanmasına müsaade edemezdim.

Kapıyı ardımdan kapattığımda Kur'anımı bilgisayar masasının üstüne koymuştum. Gözlerim arasından kayan küçük kağıt ucuna kaydı ve kaşlarımda hemen arkasından çatıldı. Ben hiç kağıt koymazdım ki Kur'anımın arasına. Ucundaki kağıdı çektim, küçük bir post-it kağıt çıktı, üstünde güzel bir el yazısı ile "Özür dilerim." yazıyordu.

Tamam derin nefesler alıyoruz ve düşünüyoruz. Kim olabilir ki. Yani yengem veya Gülsüm teyze olamayacağına göre kesin Irmak. Yusuf'un ve Caner'in yanında başı açık olarak durduğu için özür dilemek istemiştir kesin. Yada Caner koymuştur muhtemelen. Hani öyle pat diye kardeşime kolunu attığı için falan. Veya Irmakla sevgili olduğu için ne bileyim yani.

Ben saçmalamaya devam ederken beynim ise kocaman kocaman bağırıyordu Yusuf Selim diye.

Ne yapmaya çalışıyordu?

Bir dakika ya ben daha aşağıda olanları sindirememişken... Beynimin hafiften tutuştuğunu hissettiğimde zihnimde bir ayet belirdi.

Güldüründe ağlatanda O'dur!

Gözlerim yavaşça açıldı ve yüzümde belli belirsiz bir tebessüm oluştu. Kur'anımı bilgisayar masasının üstündeki rafa koydum ve yatağıma yattım.

Ne yani biz şimdi evlenecek miydik? Yusuf ve ben öyle mi? Ben ne bileyim hiç böyle bir zamanın geleceğini düşünmemiştim. Ben uzaktan sevmeye alışmıştım onu.

Yüreğimdeki İslâmHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin