•
10. Bölüm|Hanım Evlâdı
Düğüne sayılı günler kalmıştı. Çok heyecanlıydım. Hazırlıkları tamamlamak için herkesin üstünde tatlı bir telaş vardı.
Bugün kahvaltıdan sonra yengem, Gülsüm annem ve tabii ki Yusuf Selimle birlikte ev bakmaya gidecektik. İki gündür araştırıp soruşturmuştuk fakat evler bize uygun olsa da ya rutubetli oluyordu, ya güneş görmüyordu. Bugün ise Gülsüm annem çok harika bir ev bulduğunu kimseye kaptırmamamız gerektiğini söylemişti. Sanırım bugün oraya gidecektik.
Amcam Yusuf Selim'e ev konusunda yardımcı olmak istemişti fakat beyefendi kabul etmedi. Bu sorumluluk sahibi hallerini seviyordum. Kendisi çalışıp adam gibi kirayı ödeyebileceğini, ailesine anlının teriyle kazandığı -kitapçıda ne kadar terleyebilirse artık- helal parayla bakacağını söylemişti. Ailesi diye kast ettiği kişinin sadece ben olmam dışında pek bir sorun yoktu tabii ki. Aslında buda sorun sayılmazdı. Sadece damağımda hoş bir tat bırakmıştı.
Ben onun ailesiydim!
Yengem iki dakikada hazırlanıp bana söylenmeye başladığında zamanımın daraldığını anlamıştım. Ben aynanın karşısında siyah eşarbımla cebelleşirken dışarıdan hafif bir korna sesi duyulmuştu. Yengem bağırmasın diye alelacele olduğuna asla kanaat getiremediğim eşarbımla merdivenlerden aşağıya indim. Çantamı alıp kapının önüne çıktım.
Zili Yusuf Selim'in dış taraftan çalmasına gerek kalmadan ben çaldığımda yengem de odalardan birinden fırlamıştı. Hızla kapıya yönelip yukarıya seslenmişti.
"İslâm! İslâm kızım geldiler! Hay Allah'ım bu kızın da huyu kurumadı gitti.." o söylenmelerine devam ederken dışarıdan seslendim.
"Yenge ben dışarıdayım!"
Yanıma geldiğinde kolumu hafif cimcikleyip kızması gecikmedi.
"Kız insan beni bekler. Ben seni beklerken ömrümü bitiriyorum, sen.."
Yengemin şakayla karışık kızmaları arasında arabaya yöneldik. Yusuf Selim arabanın dışında bize bakıyordu. Bakışlarımı ona çevirmemle yengemin söyledikleri hafif bir uğultuyla karışınca gülümseyen bakışlarına gülümsedim. Allah'ım, gözlerimi kaçırmam gerekmiyordu! Bu ne kadar harika bir histi!
Yusuf Selimle biz hafiften dalmışken yengemin tekrar o meşhur cimciklemesiyle kendime geldim. Acımıştı ama ya! Elimi koluma götürüp sıvazladığımda bakışlarımı da mızıldanarak yengeme götürmem çok sürmemişti.
"Önüne bak önüne, düşeceksin şimdi İslâm!"
Gülsüm annemde arabadan sesleniyordu.
"Hadi ama çocuğum bak hem ev sahibine geleceğiz dedim. Bekletmek olmaz ki canım, a aa. El birde. Çok tanıdığımızda değil." Yusuf Selim'in gülümsemesi büyürken oradan tam bir salak olarak görünüp görünmediğimi merak ediyordum. Elimle yüzümü kapatıp arabaya bindim. Allah'ım rezillikti!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yüreğimdeki İslâm
ChickLit"İslâm, bekle." Küçük kız önce ismiyle seslenmesine şaşırdı. Çünkü genelde Yusuf Selim ona bücür, küçük gibi sinir bozucu lakaplarla hitap ederdi. Daha sonra elindeki kolyelere kaydı gözü. Gümüş renkli iki zincir ve ucundada yine aynı renk küçük me...