[3] Bana Uyar

547 58 29
                                    

Arabanın içinde oluşan gergin atmosferi dağıtmak adına radyoyu açmıştı Şafak. Şansımıza gelen şarkıysa Tarkan'ın "Kıl Oldum Abi" adlı şarkısıydı. Arda Han'ın giyim tarzıysa cuk diye oturuyordu şarkıya. Kırmızı sweati, yeşil pantolonu, sarı ayakkabısıyla trafik lambası gibi gözüküyordu. Sıra sıra taktığı metal yüzükleriyle arabanın kenarına vurarak şarkıdaki ritme uyum sağlıyordu. Asıl garip olan şuydu ki herif hala yakışıklıydı. Yine de bu arabasına vurmaya devam ederse Şafak'ın onu öldürecek olmasını değiştirmiyordu.

Okula geldiğimizde direksiyonu sıkmaktan parmak boğumları önce beyazlamış, sonra da kızarmıştı. Alelacele konferans salonuna girdiğimizde gösteri başlamak üzereydi. Sandalyelerin yarısından çoğu dolmuştu. Arda Han kulise geçerken Şafak sandalyelerden birine yerleşmişti.

"N'apıyorsun Şafak? "

" Oğlum o kadar uğraştık. Bari ne tiyatrosuymuş görelim. "

Ben de yanına oturduğumda gülümsemişti. On kat merdiven indiğimiz için ikimizde de derman kalmamıştı. Gösteri başlarken kenardan Nihal hocanın bana gönderdiği bakışları görünce tırsmadım desem yalan olur. Ulan git getir dedin, getirdik. Neyin memnuniyetsizliği bu? Üniversitenin ilk yılı sunumda yanlışlıkla tahtaya projeksiyonla porno yansıttığımdan beri bana kıl olmuştu. Gerçi o da mal Şafak'ın bok yemesiydi. Bizim flaşlarımızı karıştırmıştı ve kabak benim başıma patlamıştı. Sınıftan kahkahalar yükselirken ne yapacağımı şaşırmıştım. Hocanın attığı çığlık hala kulağımda yankılanıyordu ara sıra. Okulda adım pornocuya çıkmıştı ulan! O gün bugündür dersinden geçmeme izin vermiyor ve okulu bana zindan etmek için elinden geleni yapıyordu. E şimdi haksız da sayılmazdı yaptıklarında.

Işıklar kapanıp perde açıldığında sahneye Arda Han ve birkaç kişi girmişti. Üzerindeki kostümle gerçekten çok farklı görünüyordu. Birkaç konuşmanın ardından bunun Othello piyesi olduğunu anlamıştım. Daha önceden okuduğum için repliklerin çoğunu biliyordum. Ekip arkadaşları bazı yerleri karıştırsa da Arda Han ustalıkla toparlıyor ve seyirciye hiçbir şey çaktırmıyordu. Sanki karşımda Arda Han değil de gerçekten Othello vardı. Zaman ilerlerken sahneye kadın başrol girdiğinde Şafak koluma vurarak öne eğilmişti.

"Lan bu bana tokat atan kız değil mi? Tiyatro bölümünde miymiş? "

Desdomona'yı oynayan kişiye baktığımda ayni kişi olduğunu görerek başımla onayladım. Othello ile aralarına fitne fesat sokan Iago muhtemelen akrep burcuydu. Sahneler birbiri ardına geçip giderken herkes pür dikkat onları izliyordu. Son perde de bittiğinde herkes alkışlamaya başlamıştı. Bu kadar iyi bir oyunculuk beklemediğimiz için olsa gerek Şafak'la ağzımız açık bir şekilde alkışlamıştık. Oyuncular övgüleri toplarken yandan yandan dışarı çıkmaya çalışıyorduk. Kalabalık selinden kurtulduğumuzda Şafak "Vay be!" demişti.

"Sinan! "

Koridorda yankılanan tiz sesle bıkkınlıkla arkama döndüm. Yine neyi beğendirememiştik acaba Fırfır Nihal'e?

" Efendim hocam? "

Topuklularına rağmen hızla yanıma geldiğinde sinirden yüzü kızarmıştı.

" Oğlum sen salak mısın yoksa inadıma mı yapıyorsun? "

" Salak olduğum doğrudur ama yine ne yaptığımı anlayamadım hocam. " dediğimde gülen Şafak'a attığı bakışla çocuk arkama sinmişti.

"Ama hata bende! Niye sizin gibi mankafalara güvendiysem? Hazırlıkları başka bir öğretmene devret, git kendin al gel Arda'yı. Ah, Nihal ah! "

"Hocam monoloğunuz bittiyse artık bana neden kızdığınızı söyler misiniz?"

"Kırk yılın başı bir terim öğrenebilmişsin kullan tabi yavrum, kullan. Ben sinir krizi geçiriyormuşum, birazdan seni boğazlayacakmışım, ne önemi var değil mi? " dediğinde yumuşayan sesi beni daha çok tedirgin etmişti. Tam zamanında gelmiştik, gösteriyi de herkes ayakta alkışlamıştı. Ulan ben n'aptım ki bunu bu kadar sinirlendirecek? Birden kükremesiyle ikimiz de hoplamıştık.

" Ulan salak insan! Sana adres verdim, Arda'yı getir dedim. Neden Arda yerine Ekin'i getiriyorsun? "

Şafak'la birbirimize bakarak aynı anda "Ekin kim ya?" demiştik. Arda Han hocanın arkasından çıkıp "Benim." diyince jeton anca düşmüştü.

"Ulan madem Arda değilsin niye geliyorsun bizimle ibik? " dediğimde gülmüştü.

" Siz Arda'yı çağırıyor demediniz ki, seni çağırıyor dediniz. Ben de ricanızı kırmadım kalktım buralara kadar geldim. Bir kahvenizi içerim artık hocam. "

Nihal hoca " Iğaaaağhh! " gibi garip bir ses çıkardıktan sonra topuklarını sinirle yere vura vura uzaklaşmıştı. Arkasından " Hocam valla dediğiniz adrese gittik. Bir karışıklık olmuş hocam. Hocaaaam! Geçirecek misiniz artık? " diye bağırdım.

" Ekin geçirsin sana! " dediğinde Şafak " Oha lan hocaya bak. " demişti. Beni asıl dumura uğratan şey ise Arda Han görünümlü Ekin'in " Bana uyar. " demesi olmuştu. Kulaklarına kadar varan sırıtması da işin cabasıydı.

#

-h.i.p

Renk Körü || bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin