[36] Renk Körü

271 21 4
                                    

Filmin sonlarına doğru herkesin üstüne bir yorgunluk çökmüştü. Tüm o övgülere rağmen film hiç de beklediğim gibi çıkmamıştı. Kurgusu güzeldi ama grafikler ve efektler çok amatörce yapılmıştı. Bu da filmi bir işkenceye dönüştürüyordu. Demek ki neymiş popüler kültürün kölelerine aldanıp her filme atlanmazmış.

"Acıktım ben. "

Şafak'a göz devirip kafetarya tarzı bir yere girdik. İçerisi tıklım tıklım doluydu. Şansımıza biz girdiğimizde bir çift de kalkmak üzereydi. Onların kalktığı masaya yerleşip oturduğum yerde dikleşerek Şafak'a baktım.

"Yemekler senden. "

"Niye ya? "

"Bilet ve mısırı biz hallettik. Yemeği de sen ısmarlayıver. "

Şafak gözlerini kısarak bize baktıktan sonra masadan kalkıp siparişlerin verildiği yere gitti. Beleşçiliğin verdiği hazla arkama yaslanıp gerindim.

Akın gözlüğünü çıkartıp tişörtünün ucuyla silerken "O değil de bugün tüm yılın acısını çıkarttık." demişti.

"Aynen ya, çok masraflıymış dışarda böyle vakit geçirmek. Bundan sonra mümkünatı yok gelmem. "

İnanmadığı belli olan bakışlarla beni süzüp gülmüştü. Şafak elinde kocaman bir tepsiyle gelince ona şaşkınlıkla bakmıştım. Ne çabuk gelmişti öyle?

"Herkese üç dilim düşüyor ona göre. Yedikten sonra da eve gidelim yoksa tapuyu bırakacağız yakında. "

Gülerek pizzadan bir dilim aldım ve yemeye başladım. Şafak da hemen pizzaya saldırmıştı. Akın ise sevgilisiyle mesajlaşmakla meşgul olduğu için daha yavaş yiyordu. Tam yanımda oturduğu için kiminle konuştuğunu görebiliyordum. Ne kadar da güzel sevgilisiz vakit geçiriyorduk öyle (!)

Şafak öksürmeye başlayınca yanımda taşıdığım çantadan şu şişesini çıkarıp ona uzattım. Anında alıp suyun yarısını kafaya diklemişti.

"Yavaş ye biraz, boğulacaksın. "

"Yavaş yersem yediğimi hissetmiyorum ki. O yüzden de doymuyorum öyle. "

Söylediklerine başımı yere eğerek gülmüştüm. Her insan farklıydı tabi.

"Oha! "

"Ne oldu? "

Pizzayı bırakıp saçını düzelten Şafak'a kaşlarımı kaldırarak baktım.

"Karşı masadaki kız az önce bana göz kırptı. "

İşte şimdi daha çok şaşırmıştım. Ne oluyordu bugün bu çocuğa? Birden bire kısmeti açılmıştı sanki. Şafakla karşılıklı oturduğumuz için kimden bahsettiğini görmek adına sandalyede biraz geriye döndüm.

"Hangisi? "

"Sarı, kıvırcık saçlı. Bak yine yaptı! "

Tanıdık gelen simayla kaşlarımı çattım. Nerede görmüştüm ben bu kızı? Aklıma geçen yıl yaşanan bir olay geldiğinde yüzümü buruşturarak geri önüme döndüm.

"Kanka o kız renk körü ya. "

"Hadi be! Yazık oldu, güzel kızmış. Neyse şimdi İpek var zaten. "

Ben göz devirirken konu Akın'ın ilgisini çekmiş olacak ki telefonu masaya bırakmıştı.

"Renk körüyse ne olmuş yani? İnsanları hastalıklarına göre yargıladığınızı bilmiyordum. "

Şafak'la birbirimize baktıktan sonra gülmeye başlamıştık. Akın'ın bizi yanlış anlaması çok normaldi.

"O, o anlamda değil ya. Bizim için şifreli bir kelime bu. Sinan bulmuştu hatta. "

Renk Körü || bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin