Bölüm 25

2.2K 333 59
                                    


İYİ OKUMALAR ARKADAŞLAR... YENİ BÖLÜMLER SİZLERİN YORUM VE BEĞENİLERİNİZE GÖRE GELİYOR... OTUZ YORUMUN ALTINA BÖLÜM GELMEYECEKTİR... BOL KEYİFLER...


Bütün dünyalar üzerinde cehennem kralı Samael'in tahtını bırakıp dünyaya gelmesi kadar büyük başka bir olay yoktu. Onun varlığı başka kimseye gerekmiyordu. Ancak elbette Konstantinova çok daha farklı bir haberi patlatmakta gecikmemişti.

Cennetin ışık meleği Lucifer, buradaydı. Araf'ın gizemli müttefiki oydu demek. Açıkçası Torin hiç beklemediği bir sahneyle karşı karşıyaydı. Punk Hazard gibi bir hapishane mümkünü yokmuş gibi görünen bir tablo oluşturmuştu.

İki pagan tanrısı, bir melek, üç günah, bir majo, bir panter adam ve cehennemin kralı buradaydı.

Samael, yavaşça öne doğru yürüdü. Ne Mikaela ne de Konstantinova babalarının burada olacağını tahmin edememişlerdi ki şaşkınlıklarını gizleyemiyorlardı. Her ikisi de saygıyla başlarını eğdi.

Lucifer ise bu durumdan hiç memnun görünmüyordu. Buraya cennetten habersiz gelmişti. Herhangi bir cehennem ırkıyla bile birlikte görülmek ölüm cezası gerektirirken karşısındaki bir de cehennemin kralıydı.

Samael, ellerini arkasında birleştirmiş dikkatle karşısındaki ışık meleğine bakıyordu. Elbette ki baş melek onunla tek başına kapışacak kadar aptal olamazdı. Üstelik burada farklı bir amaç için bulunuyorlardı. Burnundan sesli bir nefes alıp verdi. "Cennetin en azından bazı üyelerinin mantık çerçevesinde hareke ettiğini görmek güzel" dedi alaycı bir gülümsemeyle. "Buraya gelerek kelleni tehlikeye atıyorsun, Lucifer"

Melek bu konudan hiç memnun değil gibiydi. Konstantinova, bunun yanlış bir şeye dönüşmesini gerçekten istemiyordu. İleri doğru bir adım attı. "Babacığım" dedi en sonunda. "Lucifer, Kaos'a karşı bize çok büyük yardımlarda bulundu ve hatta benim hayatımı kurtardı"

"Yaptığı bir iyilik bütün hayatı boyunca yaptığı kötülükleri silmez" derken Mikaela çok sinirli görünüyordu. Öfke ve nefret dolu bakışları Lucifer'dan ayrılmıyordu. Torin'e dönüp meleği işaret etti. "Bu adam beni hapsetti" dedi.

"Pek çoğumuz gibi" diye mırıldandı Torin. Onu ve Lilian'ı hapsedenlerin içinde de Lucifer vardı. Bu durumdan hoşnut değildi ancak Konstantinova onu kabul ediyordu ve bu bir bildiği var demekti.

Lucifer başını iki yana salladı. "Şeytanlara ya da günahlara bir sempatim yok" dedi en sonunda. "Kaos'un ne kadar tehlikeli olduğunu en az senin kadar iyi biliyorum, Samael. Aksi halde ne sen ne de ben bu durumda olmazdık. Bu iş aramızdaki savaşı engellemez. Ancak gerekli durumda bu savaşı bir süre içinde olsa ertelememizi sağlar"

Samael bir süre ona baktı ardından homurdanarak başını salladı. Başını çevirip Punk Hazard'ın olması gerektiği noktaya baktı. Gerçekten de o adanın olması gereken yerdeki boşluk son derece can sıkıcıydı. "O zaman buraya gelme nedenimizi yerine getirelim" dedi.

Kimse kıpırdamadı. Ne yapacaklarını merak ediyordu Juvia. Burada hiç olmayacak bir ekip vardı ve hepsi Kaos'a karşı oradaydı. Samael, elini onun başına koydu ve babacan bir tavırla saçlarını okşadı. "Adanı oradan çıkaralım" dedi.

Juvia onun peşinden adım attıysa da Torin onu durdurdu. Kolunu kadının omuzlarına sardı ve onu kendisine çekti. "Burada durman daha iyi olur" dedi genç kadının kulağına fısıldayarak.

Gerçekten de Lucifer dahil olmak üzere kimse kıpırdamıyordu yerinden. Samael'in çok güçlü olduğunu biliyordu ancak o hortum ve adayı olduğu yerden çıkarmak çok güç isterdi. Üstelik bir de adayı yerinden çıkardıkları anda Kaos'un saldırıya geçme durumu vardı.

YEDİ ÖLÜMCÜL GÜNAH 3- YALANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin