Bölüm 7

2.1K 326 72
                                    

YORUM SAYILARINDA BİR DÜŞÜŞ VAR ARKADAŞLAR... YENİ BÖLÜMLER SİZLERİN YORUM VE BEĞENİLERİNE GÖRE GELİYOR... LÜTFEN YORUM VE BEĞENİLERİNİZİ ESİRGEMEYİN... İYİ OKUMALAR... BOL KEYİFLER...


Onun varlığının etrafında olması çok rahatsız ediciydi. Juvia'nın içindeki bir şeyler o yanındayken harekete geçiyordu. Bazen anlamsızca onu izlediğini fark ediyordu. Neden yaptığı konusunda en ufak bir fikri bile yoktu. Geldiği zaman mutlu oluyordu ancak sonrasında bu mutluluğu büyük bir hüsran ve üzüntüye dönüşüyordu. Bu yüzdendir ki Juvia, Yalan adaya geldiğinde ortalarda olmamaya özen gösteriyordu.

Onunla karşılaşmak istemiyordu. Konuşmak, bakışmak istemiyordu. Bütün bunların içinde onu mutlu eden tek şey Lilian'ın hiç olmadığı kadar mutlu olmasıydı. Kraliçe, mutluyken ada bunu hissediyordu. Sanki Punk Hazard bu mutluluktan güç alıyor gibiydi.

Bundan bu kadar mutsuz olduğu için kendisinden nefret ediyordu. Ancak her seferinde yaşadığı mutluluğun üzerine kalbine bir hançer saplanıyormuş gibi hissediyordu. Yalan ona bakmıyordu. Gözleri sadece Lilian'ı görüyordu.

İşte en çok ondan bu yüzden nefret ediyordu. Ne olup bittiğinin farkında bile değildi ancak yaptığı tek şey Juvia'nın canını yakmaktı. Nasıl olurdu da bir erkek iki kadının birden hislerini uyandırabilirdi?

Ayaklarının üzerine su gelmeye başladığında genç kadın başını eğdi. Ne durumda olduklarını anlamak için bu kadar gecikmiş olmasına inanamıyordu. Gözleri kocaman açıldı ve inanamaz bir şekilde ayaklarının altına baktı. Su adanın içlerine doğru gelmişti artık.

Punk Hazard, suya batıyordu...

Savaş tüm hızıyla devam ediyordu. Kabul etmek istemese bile cehennem olmasa gerçekten de mahvolmuşlardı. Torin ve adının Konstantinova olduğunu söylediği günah buradaydı. Diğerlerini tanımıyordu. Gölgeden yapılma askerler, yüzleri olmayan askerlerle savaşıyordu.

"Sana söyledim. Bu savaşı kazanamazsın"

Kazanamayacağını anladığı anda adayı en dibe gömmeye mi karar vermişti? Başını kaldırıp gökyüzüne baktı. "Korkuyorsun değil mi? Juvia'nın karşısına çıkmaya korkuyorsun"

Güçlü bir kahkaha sesi adada yankılandı. Öyle ki herkes ne olduğunu anlamaya çalışarak etraflarına baktı. Ada ardı ardına güçlü sarsıntılarla sarsılmaya başladı. Öyle ki Juvia dengesini koruyabilmek için mızrağını yere bastırdı ve ona sıkıca tutundu. Adayı daha da hızlı bir şekilde suyun altına gömüyordu.

Buna izin veremezdi. Her şeyiydi bu ada. Evet, mahvolmuştu ve eski ihtişamı artık bir söylentiden ibaretti. Bir hapishaneydi. Ancak burası onun dünyasıydı. Punk Hazard, Juvia'nın var olma sebebiydi. Halkını ve adasını koruyacaktı.

Gözlerini kapadı ve başını öne eğdi. Ağlamayacaktı. Böyle bir zayıflığı gösterecek değildi. Derin nefesler alıp vererek kendisini sakinleştirmeye çalıştı.

"Juvia!"

Yalan'ın ona seslendiğini duyabiliyordu. Ancak arkasına dönüp bakmadı. Kimse bu adayı ondan alamazdı. Kraliçesi olmadığı için zayıftı. Halkını koruyacak gücü bile gösterememişti. Adasını kaybetmeye dayanamazdı.

"Juvia, gitmeliyiz"

Sıcak bir elin çıplak omzuna dokunduğunu hissetti. Bakmasa bile Yalan'ın arkasında olduğunu anlayabiliyordu. "Juvia'ya dokunma!" diye fısıldadı. "Juvia, evini terk etmeyecek."

YEDİ ÖLÜMCÜL GÜNAH 3- YALANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin