Bölüm 1

3K 334 30
                                    

NİHAYET ÜÇÜNCÜ KİTABA BİR GİRİŞ YAPABİLDİK... AÇIK VE NET SÖYLEMEK ZORUNDAYIM Kİ JUVİA YAZDIĞIM EN ZORLU KARAKTERLERDEN BİRİ O YÜZDEN BENİ DE ÇOK ZORLUYOR HUYSUZ KIZ :)... HER NEYSE YENİ BÖLÜMLER SİZLERİN YORUM VE BEĞENİLERİNE GÖRE GELİYOR... BOL KEYİFLER...

O kadar uzun zamandır hapisteydi ki özgür olmanın nasıl bir şey olduğunu bile bilmiyordu. Yüz yıl boyunda bir hapishanede kalmıştı. Ondan sonrasındaysa odasında acısıyla boğuştuğu için pek bir şey hatırlamıyordu zaten.

Gözlerini yavaş yavaş tepesinde parlayan güneşe doğru açtı. Nerede olduğu konusunda hiçbir fikri yoktu. Buraya nasıl gelmişti ya da ne zaman gelmişti onu da bilmiyordu.

Yavaş yavaş doğrulup etrafına baktı. Sık ağaçlarla örtülü bir ormanın derinliklerindeydi. Kendisini zorlayarak ayağa kalktı. Etrafındaki ağaçların arasında hareketlilik vardı. Melek değillerdi. Eğer melek olsaydılar çoktan saldırırlardı. Onun uyanmasını beklemezlerdi.

Asıl soru etrafındakiler dost muydu düşman mıydı? Dudaklarının arasından hafif bir ıslık çıktı. "Gel pisi pisi" diye mırıldandı.

İnsan boyunda panterler gizlendikleri ağaçların içinden çıktı ve hemen önünde durdular. Henüz hapsedilmeden önce onlarla cehennem arasında bir ittifak kurulmuştu. Torin bu ittifak için bizzat alfalarıyla görüşmüştü. Demek dost bölgesindeydi.

Genç adam hafifçe gülümsedi. Panterlerin arasından insan bedeninde başka bir panteradam onlara doğru yürüdü. Evet, alfaları bu adamdı. Adı neydi? Raven? Hayır, hayır Reaver.

Torin elini siyah saçlarının içinden geçirdi ve kafasını kaşıdı. Hafifçe başını sallayarak selam verdi. Alfa önünde durdu. Adam ondan rahat beş santim daha uzundu. Üstelik azımsanamayacak kadar iri yarı bir adamdı. Alfa hafifçe başını salladı. "Çok derin uyuyordunuz, Prens Torin" dedi gürleyen bir sesle. Sesinde hafif alaycı bir ton vardı. "Adamlarım uyanırken sizi gözledi"

Sağ olsunlar...

Gerçekten de böyle bir koruma muhteşem bir hediye olmuştu. Etrafına bakındı sakince. Güçlerini henüz tam tamamlayamamıştı. Biraz daha zamana ihtiyacı vardı. "Teşekkür ederim" dedi hafif mahcup bir şekilde. "Seni uzun zamandır görmemiştim, Lider Reaver. Hala hayatta olduğunu gördüğüme sevindim"

Alfa buna karşılık hafifçe sırıttı. Panteradamların ömürleri uzundu ancak sonsuz değildi. İki yüz yıl önce bu adam onlarla anlaşmaya geldiğinden beri bir daha görmemişti onu. "Önemi yok" dedi neşeli bir sesle. "Uzun bir süre boyunca da adamlarıma liderlik yapmayı planlıyorum"

Hatırladığı kadarıyla bu adam oldukça kafa dengi bir adamdı. Genç adam, bunun üzerine ona doğru yürüdü. Dudaklarında şeytani bir gülümseme vardı. "Sende iyi içki vardır diye tahmin ediyorum" dedi en sonunda.

Reaver, kuşkulu bir şekilde kaşlarını çattı. "Cehennem mensupları alkole dayanıksız diye biliyorum" dedi en sonunda.

Torin, gülerek omuz silkti ve bir kolunu adamın omzuna attı. "Arada bir kendini kaybetmekten zarar gelmez, komutan" dedi neşeli bir şekilde. Gerçekten de kendisini kaybetmeye ihtiyacı vardı. O kadar uzun zamandır bu haldeydi ki biraz yenilik kesinlikle çok iyi gelecekti hiç şüphesiz.

Alfa bir süre onu izledi ardından omuz silkti. Madem prensin isteği bu yöndeydi o zaman onu kırmanın bir anlamı yoktu. "Elimde meşe ağacında bekletilip yıllandırılmış viski var" dedi en sonunda gülerek. "Ne kadar dayanırsın bilmiyorum ama tadını seveceğine eminim"

Neyden bahsettiği konusunda en ufak bir fikri bile yoktu ancak Torin'de şuanda seveceğine emindi. Kafası hala çok karışıktı ve düşünmek bile istemiyordu.

YEDİ ÖLÜMCÜL GÜNAH 3- YALANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin