EPİLOG

2.7K 339 52
                                    

EVET ARKADAŞLAR SİZLERE TORİN VE JUVİA İLE VEDA EDİYORUM... ELBETTE Kİ YENİ HİKAYELERİM GELECEK ANCAK YAZARINIZ BİRAZ TATİLE İHTİYACI VAR... ŞİMDİLİK SİZLERE GÖRÜŞMEK ÜZERE DİYOR VE SİZLERİ SEVDİĞİMİ BİLDİRİYORUM... DAHA DİNÇ BİR KAFA VE YENİ HİKAYELERLE GÖRÜŞMEK ÜZERE... KENDİNİZE İYİ BAKIN... SİZLERİ SEVİYORUM... BOL KEYİFLER...


"Bu çok güzel bir hikâyeydi"

Lilith, başını yana eğdi ve küresinden oğlunu ve yeni gelinini izliyordu. Bütün o savaş ve olaylardan sonra mutlu sonla bitmesi iyi bir şeydi. Çok çetrefilli bir savaş olmuştu. Yine de son dakika da tuhaf bir şekilde Kaos'un vazgeçtiğini hissediyordu.

Samael, eline aldığı bir kitabı inceliyordu. "Evet" diye mırıldandı dalgın bir şekilde. "Kronos'un güçlerinin hala adanın üzerinde etkisi olduğunu tahmin edememiştim" diye mırıldandı kitabın sayfalarını çevirerek.

Muhtemelen son kurşunuydu o güç. Zamanı geri alma... Gerçekten de yaşasaydı Lilith onun düşmanı olmasını istemezdi. Gerçi öyle bir adamın ölmüş olması her şekilde büyük bir kayıptı. Yine de Kaos gibi bir kadınla evlenmek onun suçuydu. Yani üzülmesine gerek yoktu.

İlginç olan şey o ejderha hakkında en ufak bir bilgisi yoktu. Ejderhalar hakkında duyduğu her şey bir masaldan ibaretti. Daha önce hiç onlardan birini görmemişti. Nedenini bilmiyordu ancak bir şekilde o saldırmamıştı. Bu konuda nasıl rahatladığını kelimelerle anlatamazdı.

Çocuklarını savaş meydanına yollamış olabilirdi ancak hiçbirini kaybetmeye dayanamazdı. Torin ve Mikaela, onu gerçekten korkutmuşlardı. Ejderha ortaya çıktığında ise yüreği ağzına gelmişti. Neredeyse bütün kanunları çiğneyerek dünyaya müdahale etmeye hazırdı.

"Mikaela beni hiç yanıltmıyor" diye mırıldandı. "Gerçekten de bana ne kadar benzediğini belli etti"

Samael, sanki ilgisini çeken bir şey söylemiş gibi başını kaldırıp ona baktı. "O panter adamın bana benzediğini mi ima ediyorsun sen?" derken kaşlarını çattı. "Ayrıca bunca zamandır neden onu kendisine sakladı ki? Geldiğinde küçük hanımla özel olarak konuşsam iyi olur"

Konuşamayacağını ikisi de biliyordu. Lilith, Samael'in boş tehditlerini önemsemedi. Dudaklarındaki gülümsemeyle küresine bakıyordu. "Özel bir nedeni yoktu" diye mırıldandı. "Sadece onun sadece kendisine ait olmasını istedi"

Muhtemelen panter adam onun bu arzusunu anlıyordu. Aksi halde içindeki güçlü sahiplenme içgüdüsünü bastıramazdı. Dalgın bir şekilde parmak uçlarını soğuk küreye değdirdi. Böyle güzel ve neşeli görüntüler her zaman görebildiği şeyler değildi. Bunu izlerken çocuklarının her bir anını aklına kazımak istiyordu.

Samael, elindeki kitabı sesli bir şekilde kapattı ve ayağa kalkıp karısının yanına geldi. Kadına arkadan sarıldı ve tek gözünü küreye dikti. "Çok huzurlu görünüyorlar" diye fısıldadı. Lilith'i tanıyorsa orada olup bu anlarını onlarla paylaşamadığı için üzülüyordur muhtemelen. "Nadir görülen bir şey bu"

Bu savaş işe yaramıştı. Bir melek, tanrılarla ve şeytanlarla ittifak kurmuştu ve şimdi de savaşın sonunu onlarla kutluyordu. Muhtemelen Kronos'un gücünü ve ölümü yaşadıklarını hatırlamıyorlardı. Dünyada her şey bir saat geriden geliyordu şuan.

Lilith, kocasının karnındaki elini sıktı ve ona döndü hafifçe. "O ejderha hakkında bir şey buldun mu?" diye sordu. Ne olursa olsun önlerinde daha çok savaş vardı ve bunlara hazırlıklı olmak istiyordu.

Samael buna karşılık tek kaşını kaldırdı. Muhtemelen anlatacaklarından hiç hoşlanmayacaktı.


YEDİ ÖLÜMCÜL GÜNAH 3- YALANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin