Bölüm 11

2.2K 338 63
                                    


YENİ BÖLÜMLER SİZLERİN YORUM VE BEĞENİLERİNİZE GÖRE GELİYOR... YENİ BİR DÜZENLEME YAPTIK 30 YORUM SAYISININ ALTINA BÖLÜM KOYMAMA KARARI ALDIK... İYİ OKUMALAR... BOL KEYİFLER...


"Aslında nazik olma derken bu kadar ağır bir şey yapacağını düşünmemiştim" dedi Konstantinova dalgın bir şekilde. "Kadınlardan kesinlikle hiç anlamıyorsun"

"Ona nazik davranma dedin" dedi Torin perişan bir halde. "Bende ona kendisini kaptırmamasını söyledim."

Mithras elini onun omzuna koydu ve başını iki yana salladı. "Kadın savaştan yeni çıktı ve evini kaybetti. Üstelik evine ve halkına çok bağlı bir kadın. Ona böyle bir şey gösterirsen kendini kaybeder doğal olarak"

Hiç yardımcı olmuyordu. Başını çevirip Erebus'a yardım ister gibi baktı ancak o sanki olanların hiç farkında değilmiş gibi bir kenarda duruyordu. Pekâlâ, yardım gelmeyecekti. Haklı olduklarını bilmekse en kötüsüydü. Neden onunla olan her şeyi böylesine batırıyordu ki?

Konstantinova, başını iki yana salladı ve arkasını dönüp odadan çıktı. Kocası ve Mithras hemen arkasından onu takip etmeye başladılar. Bu durumda hiç de hoşnut görünmüyordu. Taht odasına gidene kadar durmadı.

Ellerini saçlarına götürdü ve derin nefesler alıp vermeye başladı. "O kızın içinde o kadar güçlü bir öfke var ki uyurken bile beni çok etkiliyor" diye mırıldandı.

Kesinlikle bir kraliçeydi. Ne kadar zorlandığını hiç belli etmemişti. Mithras sakin bir şekilde onun yanından geçti ve karşı karşıya duran üç tahttan birine oturdu. Hiçbiri diğerinden farklı değildi ya da hiçbiri diğerinden yüksek durmuyordu. Birbirine eşit mesafede ve özellikte üç taht vardı bu kalede.

"Ağabeyine kısaca kalas diyebilir miyiz?" dedi en sonunda tahta yayılarak. "Onun ilk hisseden olduğunu söylemiştin birde."

Onu güldürmek konusunda Mithras'ın üzerine yoktu. Hissedemiyor olması çok kötüydü. Şeytanlar diğer canlıların aksine duygulardan yoksun bir şekilde doğuyorlardı. Ancak geri kalanları geçen uzun yaşamla birlikte kaybediyorlardı.

Erebus'da onun gibi zaman içinde duygularını kaybetmişti. Bu yüzden duygularını kaybeden bütün canlılar arasında ebedi eş çok önemliydi. Bir süre ona baktı. Ardından başını iki yana salladı. "Belki de Torin iyi bir seçenek değildir" diye mırıldandı. "Ruth, olsaydı çok daha iyi olurdu. O hepimizden de güçlü. Üstelik Juvia'yı öfkelendirecek bir şey de yapmaz"

Erebus kaşlarını kaldırıp karısına baktı ve o da yavaşça tahtına doğru gitti. "O kadının öfkelenmek için bahaneye ihtiyacı olduğunu sanmıyorum" dedi sakince. "Kaldı ki eşinin Torin olduğunu düşünürsek şehveti hissedeceği tek kişi yine o olacak ve bu da Juvia'yı kızdıracak"

Hiçbir şansı yoktu yani. O öfkeyi kontrol altına almadan düzgünce savaşamazdı. Zaten şu an içinde bulunduğu durumda çok parlak değildi. Çok büyük bir güce sahipti ancak bunu kullanmayı bilmiyordu.

Kaos ile birebir mücadele edip ondan kurtulmayı başarmıştı. Eğer daha çok üstüne gitseydi belki onu yenebilirdi de. Böyle bir cevheri bir kenara atamazdı. Kaldı ki onun başarısızlığı diğerlerine aitti. Onları korumak için adayı gömmeye göz yummuştu.

"Çok duygusal" diye fısıldadı Konstantinova. "Ancak onun acısını gidermesini bekleyemeyiz. Bu süreçler çok fazla ve onu bunalıma sokabilir" diye fısıldadı. "Başka bir yol bulmalıyız"

YEDİ ÖLÜMCÜL GÜNAH 3- YALANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin