Panter adamlar, Samael'in yeni gözdeleriydi. Onlar gerçekten diğer yaratıklara oranla daha güçlü ve hızlıydılar. Onlar diğerlerinden çok daha iyiydiler. Bu yüzden liderleriyle konuşmalı ve anlaşma yapmalıydılar.
Ne yazık ki onları bulmak kolay olmuyordu. Panterler son derece zeki, güçlü ve çeviklerdi. Eğer bulunmak istemezlerse de bulunamıyorlardı. Mikaela bir yerde yılmakta haklıydı. Neredeyse iki gündür bu ormanda geziniyorlardı ve hala bir gelişme yoktu.
Kendinden çok emin görünüyordu. Haklarındaki kararını çoktan vermişti. Mikaela, erkeğe doğru bir adım attı. Ne yaptığının farkında bile değildi. Torin, onu tutup daha fazla ilerlemesine engel olmaya çalıştı ancak genç kadın onun elinden kurtuldu.
Kadının hareketliliği erkeğinde dikkatini çekmişti. İlk defa başını çevirip ona baktı. İlk defa birbirlerine tam olarak baktılar. Mikaela, istemeden ona doğru birkaç adım daha attı.
Reaver,başını yana eğdi. Bu zamana kadar gördüğü en güzel kadındı. Ona baktıkça bedenikadına tepki veriyordu. Elleri iki yanında yumruk oldu. Tuhaftı. Onun gibi birkraliçe kesinlikle Reaver gibi bir adamın ilgisini çekemezdi. Ancak gözleriniondan çekemiyordu
Reaver, onun gidişini gördüğü anda kaşları çatıldı. Elindeki kadehi fark etmeden öyle bir sıktı ki tahta kırıldı. Gidemezdi. Henüz değil. Onu henüz bırakmak istemiyordu. "Bu gece burada kalın" dedi sakince bakışlarını zorla erkek olana çevirdi. "İyice düşünüp size kararımı yarın bildireceğim"
Ona gerçekten de çok uyuyordu. Kibirliydi. O kibrin ellerinin altında yok olduğunu görmek muhteşem olurdu. Gözlerinin tutkuyla ona dikildiğini ve zevkin doruklarına ulaşmak için yalvardığını görmek... Kollarında inlediğini duymak...
Reaver, düşüncelerinin verdiği hisle elinde olmadan hırladı. Kadının kokusu onu tamamen sarmıştı. Bu yumuşacık kokuyu daha önce hiç hissetmemişti. Hanımeli gibi kokuyordu. Güçlü ve rahatlatıcı...
Zafer ve zevk erkeği öyle bir sardı ki neredeyse kalan ufacık kontrolünü de kaybedecekti. "Emredersin, Alameda" diye hırladı ona doğru. O ne istese onu yapacak kadar kendisini kadında kaybetmişti. "Sen benim mutluluğum olduğun sürece bende senin her arzunu yerine getiririm."
İlk defa o zaman Mikaela'nın anne ve babasından verdiği isimden farklı bir adı olmuştu. O adı ona eşi vermişti. Alameda, panterler için mutluluk anlamına geliyordu.
"Sepeda"
Kadın panter adamlardan biri önünde durdu ve bir sepet meyveyi önlerine bıraktı. Alameda, onların dilinde mutluluk demekti. Sepeda ise kral demekti. Neden bu kadar kolay kabullenmişlerdi ki onu? Daha Reaver kabullenememişti.
"Ziyaretini neye borçluyuz, huysuz kadın?"
İlk defa Mikaela'ya direk bir şey söylüyordu. Dışarıda onu yalnız bırakacak haddi nasıl kendisinde buluyordu ki? Zahmet edip buralara kadar gelmiş olması bile yeterliydi. Elleri iki yanında yumruk oldu. Bu kürkler ve o kadınlar...
Başını yana eğip ona baktı. "Bu kürklerin çöpe gitmesini istiyorum" dedi sakin bir şekilde. "Artık onları görmek istemiyorum"
Dudaklarından kendisine hiç yakışmayan bir hırlama yükseldi. Adamın önünde durdu. "Başka kadınlar olabileceğini mi düşünüyorsun?" Düşüncesi bile iğrendiriyordu. Eceline mi susamıştı bu adam? Yayı elinde belirdi. Yanlış bir cümlesinde bir günahla uğraşmanın nasıl bir şey olduğunu öğretecekti ona.
Onu öldürecekti. Başka bir şansı olmadığını düşünmeye başlamıştı artık. Bedeni onun yanına gitmek için çığlık atar hale gelmişti. Giderek daha asabi oluyordu. Sakinleşmenin tek yolu sanki onun kollarında olmak gibiydi. Mikaela, bunu uzattıkça uzatmaya çalışıyordu ancak zorlandığı da kabul etmek istemediği bir gerçekti.
Savaş meydanında olması gerekiyordu. Ciddi bir savaşın ortasındaydılar. Bütün kardeşleri meleklerle karşı karşıyayken o, bir panter adamın düşüncesiyle önünde gelen her şeyi parçalamaya çalışıyordu.
Tıpkı tahmin ettiği gibi panter hızlı bir hareketle kaçınmayı başardı. O andan itibaren Mikaela'da hızlanmaya başladı. Daha seri ve hızlı hareketlerle ona karşılık vermeye başladı. Farklı noktalardan farklı atışlar yaparak panterin kendisinden uzak durmasını sağlıyordu. Herhangi bir saldırıda bulunmamıştı. Belki de ne yaptığını anlamaya çalışıyordu.
İçinden oklarını saymaya devam etti. On altı, on yedi, on sekiz, on dokuz... Son bir okunda durdu. Panter adam ne yaptığını anlamaya çalışarak durdu. Mikaela'nın dudakları hafifçe kıvrıldı. "Elveda de, Sepeda" diye mırıldandı.
Güçlerini öne doğru attı. Bu sefer panterin kaçmasına izin vermedi. Güçleri adama çarptı ve panteri geri doğru savurdu. Tam da tuzağının olduğu yere. Panterin çarptığı ağaçların dalları onu yakaladı ve kapana kıstırdı.
HAZIR MISINIZ YENİ HEYECANLARA????? :D
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YEDİ ÖLÜMCÜL GÜNAH 3- YALAN
FantasyYedi ölümcül günahlardan biriyim, İnsanların en çok kullandığı günahım Bilmezler ne kadar ölümcül olduğumu Bilmezler tatlı kelimelerin zehirle dolu olduğunu Sizleri zehirlemeye geldim. Ben günahların derinlerinde yatan zehirim. Ben yalanın ta kendis...