"Siz niye hala gitmiyorsunuz? Bu kız sizin yüzünüzden bu halde! Hala utanmadan burada bekleyebiliyor musunuz?!"
"Seungmin hyung, sakin ol lütfen-"
"Haksız mıyım Jeong İn? Her şeyin sorumlusu bu ikisi!"
"Ulan sizin arkadaşınız çok mu masumdu sanki? Bang Chan'a yapışan kendisi. Kaldı ki ben orada olmasaydım nah bulurduk kızın kim olduğunu!"
"Felix, tamam... Sorun yok. Biz çıkalım en iyisi, Bay Jung hava almaya çıkmıştı, ona bi' bakalım. Seungmin de sakinleşmiş olur."
Bütün bu diyalogları duyuyor, ama üzerimdeki halsizlik nedeniyle gözlerimi açıp tepki gösteremiyordum. Seungmin'in onlarla tartışmasını engellemem gerekiyordu. Ama gerek kalmadan Felix ve Chan odadan çıkmışlardı. Jeong İn ile Seungmin bir şeyler konuşurken zorlukla araladım gözlerimi. Göz kapaklarımda ağırlık vardı, uykumu getiriyordu. Ayrıca hastane kokusu midemi bulandırıyordu.
"Nora!"
İkisi yatağıma yaklaşıp heyecan ve endişe ile suratıma bakmaya başladı.
"İyi misin? Bir yerin ağrıyor mu? Doktoru çağırayım mı?"
Seungmin'in ardı arkası kesilmeyen soruları ve korku barındıran gözleri içimi sıcacık etse de şuan bunu düşünecek halim yoktu. Korktukları için kendimi kötü hissetmiştim. Hiç uyumamış olmalıylardı dün gece.
"Gerek yok..."
Hırıltılı çıkan ses tonuma karşılık Jeong İn'in gözleri hafiften dolmuştu. Elimi tuttu.
"Çok korktuk noona."
Tebessüm ettim.
"Babam nerede?"
"Burada daralınca hava almaya bahçeye çıktı, sen uyanmadıkça o da kötü oluyordu. Ama merak etme doktor çok ciddi bir şeyin olmadığını söyledi. Belki bu gece de burada kalırsın yarın taburcu olursun."
Jeong İn güven verircesine konuştuğunda elimi tutan elini sıktım gülümseyerek. Halsizdim ama umarım bugün çıkabilirdim buradan.
"O iki şerefsiz de babanın yanına gitti az önce. Utanmadan burada bekliyorlar..."
Gözlerimi Seungmin'e çevirdim.
"Öyle deme. Felix o an orada olmasaydı belki şuan daha kötü olurdum. Karanlık sokakta beni kimse fark edemezdi.""Onun takıntılısı yüzünden bu haldesin ama!"
Kaşlarımı çattım şaşkınlıkla. Ne demek onun takıntılısı?
"Nasıl? O kız..."Seungmin tam cevaplayacaktı ki odanın kapısı açıldı. Babamı ya da Chan ile Felix'i beklerken içeri giren beden beni büyük bir şoka uğrarmıştı. Bunun ne işi vardı burada?
Seungmin ve Jeong İn kaşlarını çatarak bana yaklaşan kıza bakarken Seungmin'i dürttüm, "Bu o.." diye mırıldandım.
Seungmin hızla kızın önüne geçti, ben de uzandığım yerde doğruldum. Bunu yaparken neredeyse tüm kemiklerim sızlamıştı.
"Ne işin var senin burada?! Kaybol git!"
"Önümden çekilsen iyi edersin." Kız, Seungmin'i kenara itip yatağa yaklaştığında olabilecek en kötü bakışlarımla ona bakıyordum. Onun ise yüzünde mahçup bir ifade vardı.
"Neden geldin?"
İç çekti.
"Özür dilemek istedim."Alayla güldüm. Dalga geçiyor olmalıydı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Curly Haired Boy | Bang Chan
Fanfiction#watty2021 yarı finalist #watty2022 yarı finalist Alnına düşen her bir kıvırcık tutamı okşarken, gözlerim minik gamzelerinde takılı kalmış ve ben senin kulağına fısıldıyorum. "Ya lyublyu tebya..." -06.26.2020 ©Adoyyakli For @chanxwally 🖤