|Bang Chan|
Siparişleri elimdeki ufak deftere not aldıktan sonra Bay Jung'a ulaştırdım. Olabilecek en hızlı şekilde hareket etmeye çalışıyordum.
Boşları toplayıp tezgaha koyuyordum, Woojin de oradan alıp lavaboya dolduruyordu yıkamak üzere. Bugünlük bulaşık işi ondaydı.
Restoran biraz daha büyüdükten sonra Bay Jung yeni elemanlar almayı planlıyordu. Böylece ben ona sadece mutfak kısmında yardım edecektim. Woojin sipariş almaya devam ederken yeni gelen eleman da bulaşıklar ile ilgilenecekti. Ama bunun için henüz erkendi. İşler iyi gitse de kazanç, ancak şuanki durumu kurtarabilirdi.
Buradan aldığım maaş ile üniversite masraflarımı ödüyordum. Babama kendi ayaklarımın üzerinde durabileceğimi göstermek için. O da bu durumu taktir etmiş, istediğim zaman ondan yardım alabileceğimi söylemişti. Anlayış gösterdiği için şanslıydım sanırım.
Yabancı öğrenci torpili olması nedeniyle daha rahat kazandığım okulum, bana hiç sorun çıkarmıyordu. Her şeyi kendi başıma halledebiliyordum.
Tabi bu torpil bazılarının hiç hoşuna gitmiyordu.
Gözlerimi bulaşıkları yıkayan Woojin'e çevirdim. Çoğu zaman sabit olan sert ifadesiyle ciddi bir şekilde işini yapıyordu. Normalde kibar ve iyi niyetli olan bu çocuk benden ölümüne nefret ediyordu. Ben her ne kadar bunun gereksiz olduğunu düşünsem de o kendi bildiğini okumaya devam etti. Öfkesi büyüdükçe büyüdü.
Gerçekten... Neden bu kadar uzatıyordu ki?
Flashback
"Temel alıştırmalar için Bay Ju Aron'un dersini seçmenizi tavsiye ederim. Öğrencilerin en memnun kaldığı hoca diyebilirim onun için."
Akademisyenimiz bizi bilgilendirdikten sonra amfiden çıktı. Biz de eşyalarımızı toparlayıp peşinden çıktık. İlk gündü, ve fazlasıyla heyecanlıydık. Şuan burada Felix dışında tanıdığım kimse yoktu. Liseden çok farklı bir yerdi, garip hissettiriyordu.
Felix ile koridorda ayak üstü konuşurken bir iki çocuk geldi yanımıza.
"Selam, Min Ho ben."
Çocuğa kendimizi tanıttık. Daha doğrusu ben tanıttım ikimizi de. Felix biraz odun olduğu için dik dik bakmayı tercih etmişti.
"Bir şey soracaktım. Bay Ju Aron'un dersini alabilmek kolay değil diyorlar, bir bilginiz var mı?"
"Emin değilim ama yabancı uyruklu öğrenciler diğerlerine göre daha şanslıylarmış bu konuda."
Min Ho gülümsedi.
"O zaman siz alırsınız herhalde."Felix kafasını iki yana salladı.
"Temel derslere ihtiyacım yok."Bakışlar bana döndüğünde cevapladım.
"Ben alacağım, faydalı olacağını düşünüyorum. Hem torpilimiz varken kullansak iyi olur sanırım."Gülerek konuştuğumda Min Ho, ve yanındaki sincaba benzeyen çocuk da gülmüşlerdi. Ancak diğer çocuk biraz şey bakıyordu... Sert?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Curly Haired Boy | Bang Chan
Fanfiction#watty2021 yarı finalist #watty2022 yarı finalist Alnına düşen her bir kıvırcık tutamı okşarken, gözlerim minik gamzelerinde takılı kalmış ve ben senin kulağına fısıldıyorum. "Ya lyublyu tebya..." -06.26.2020 ©Adoyyakli For @chanxwally 🖤