Üçüncü kişi ağzından anlatım ile: Kim Sue
Yemekhane bugün yine çok gürültülüydü.
Öğrenciler hep birlikte yemek yerken keyifli vakit geçiriyorlardı. Her masa da ayrı bir ses, ayrı bir kahkaha vardı. Herkes kendi masasındaki arkadaşları ile sohbet ediyordu.
Bir kişi hariç.
Kim Sue, bu kahkahaların ve esprilerin arasında tek başına kalmış, sessizce yemeğini yiyordu.
Onunla yemek yemek isteyen yoktu. Onunla arkadaş olmak isteyen yoktu. Sue hiçbir zaman arkadaş bulmak için uğraşmamıştı. O, gerçek arkadaşlığa inanan biri değildi. Her arkadaş bir gün mutlaka diğerine kazık atardı onun düşüncesine göre.
Bu gürültülü ortamda yemek yemesinin tek bir sebebi vardı: Lee Felix.
Onu bu yıl bu okulda son görüşüydü. Bir ay sonra okul bitiyor, Felix üniversiteye geçiyordu. Böylece Sue'nin bu okula katlanması için bir sebebi kalmayacaktı. Belki de okulu bırakırdı, emin değildi.
Daha fazla sinir bozucu kahkahalara dayanamayacağını anlayınca tepsisini alıp masadan ayrıldı ve mutfak tarafına bırakıp yemekhaneden çıktı. Öğle arasının bitmesine hala vakit vardı. Zil çalana kadar biraz bahçede oturmayı düşünüyordu. Gölgelik alana doğru ilerledi elleri hırkasının cebindeyken. O sırada gözüne ağacın altında oturan üç kişi çarptı.
Jung Nora, Kim Seungmin ve Yang Jeongin.
Nora, kaşı patlayan Seungmin'e yapabildiği kadar pansuman yapmaya çalışıyordu elindekilerle. Ancak Seungmin sızlanıyordu.
"Ya Nora yavaş olsana kızım! Pansuman yapacağım derken iyice yaracaksın kaşımı."
"Ben mi dedim be sanki git kafanı direğe çarp diye?! Önüne baksaydın, sızlanma şimdi sus."
Elindeki su şişesinin kapağını açıp elini ıslattı Nora, ve Seungmin'in alnından akan kurumuş kanı temizledi. Sonra da peçete ile sildi.
"Jeongin, arkandaki çantamdan yara kremini versene."
Jeongin denileni yaparken Seungmin şaşkınlıkla sordu.
"Yanında yara kremi mi taşıyorsun sen?""Geçen gün yere düştüğümde Bayan Jee vermişti."
Seungmin güldü.
"Tek sakar ben değilmişim en azından."Buna karşılık Nora onun omzuna vurdu. "Yolarım o köpek tüyü saçlarını."
"Saçlarıma laf etme kız!"
Onları uzaktan izleyen Sue sessizce güldü, 'Sevimliler' diye geçirdi içinden. İlk defa bu okuldan birileri için sevimli olduklarını düşünmüştü.
Jung Nora'yı az çok tanırdı Sue. Onu kendine benzetirdi. Çünkü Nora da bu okuldaki hiçbir kız ile anlaşamıyordu. Daha doğrusu anlaşmak için çaba sarf etmiyordu. Tıpkı Sue gibi. Tek fark vardı ki, Nora en azından Seungmin ve Jeongin ile sıkı bir dostluk içindeydi. Sue 'dostluk' kavramından çok uzaktı.
Bu yüzden Nora'yı içten içe tebrik ediyordu. Bu saçma yerde samimi bir insan olmayı başarabiliyordu.
Ah... Tabi bir de Felix vardı.
Felix'in reddettiği kızlar anında bir başkasından hoşlanmaya başlıyor ve o kişilerde şanslarını deniyorlardı. Asla gerçek sevgi değildi onlarınki, sadık da değillerdi. Sue de bunu hiç anlamıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Curly Haired Boy | Bang Chan
Fanfiction#watty2021 yarı finalist #watty2022 yarı finalist Alnına düşen her bir kıvırcık tutamı okşarken, gözlerim minik gamzelerinde takılı kalmış ve ben senin kulağına fısıldıyorum. "Ya lyublyu tebya..." -06.26.2020 ©Adoyyakli For @chanxwally 🖤