|Bang Chan|
Su şişesinin kapağını açıp yanımdaki kıza uzattım. Hıçkırarak ağlaması kulaklarımı doldururken sıkıntılı bir iç çektim. Suyu içmiş ardından şişeyi sinirden sıkmaya başlamıştı. Birkaç dakikadır hem ağlıyor hem de hafif öfke belirtileri gösteriyordu. Ne olduğunu bilmiyordum ama konunun annesi ile alakası olduğuna emindim. O kadın Nora'nın tüm dengesini bozmuştu.
"Bana neyin seni bu kadar üzdüğünü söylemeyecek misin?"
Kafasını iki yana salladı. Ağlamaktan gözleri, yanakları ve burnu kızarmıştı. Oturduğumuz taş duvarın üstünde ona biraz yaklaşıp önüne düşen sarı saç tutamlarını elimle çektim. Bana bakması için yanağını okşadım nazikçe. Sonunda gözlerini benimkilerle buluşturduğunda gülümsedim.
"Sorun ne ise söyle, beraber bir çaresini bulabiliriz. Yalnız değilsin."
Acı bir tebessüm sundu.
"Biliyorum."Bir süre durup derin bir nefes aldı ve bakışlarını parktaki keyifle koşuşturan küçük çocuklara çevirdi.
"Annem velayet davası açacağını söyledi."
Kaşlarımı çattım.
"Yine mi ikizleri alıp götürme derdinde?""Hayır... Bu sefer beni de yanına alacakmış."
Emin olamayarak sordum;
"Ve sen de gitmek istemiyorsun?"Gözlerini bana çevirdi kaşları çatık bir biçimde.
"Tabi ki istemiyorum! O beni daha önce bıraktı, bir kere giden yine gider. Hem... Ben de babamı bırakamam. Beni rahatça büyütmek için ne zorluklar çekti adam, onu yüzüstü bırakıp gidersem resmen gamsız olurum."Bu kadını gerçekten anlamıyorum. İkizlere göre yaşı büyük olduğu için Nora'ya bakmayacağını düşünüp onu yanına almamıştı. O ufacık bebeklere annelik yapmış olsa yine neyse. Ama onu bile becerememişti. Şimdi sırf vicdanını rahatlatmak için çocuklarını alıp babalarından uzaklaştırmak istiyordu. Ancak o işler onun bildiği gibi olmuyordu.
"Ama Sunbae..." Nora'nın konuşması ile düşüncelerimden sıyrıldım. "Ya gerçekten bizi götürürse? Sonuçta hapse girip çıkmış biri o... Velayeti a-alabilir mi dersin?"
Gözlerindeki endişe ve korku içimi acıtırken elimi omzuna koydum.
"Sabıkası olan birine velayet verilmesi imkansız. Eğer maddi durumu da çok iyi değilse tabi. Annenin geliri iyi olan bir işi veya tapusu üstüne olan bir evi var mı?"
Alayla güldü.
"O ve iş? Baba parası yer anca. Dedemin ona aldığı bir ev var ama tapusu onun üzerine değil diye biliyorum. Bunlar işe yarar mı?""Öyle umuyorum. Ayrıca Bay Jung'a, yani restoranta sponsor olabilecek bir kuruluş ya da marka ayarlayabilirsek annenin sizi alması tamamen imkansız hale gelir. Çünkü baban annene kıyasla güçlü durumda gözükür. Bu da size daha iyi bir gelecek sağlayabileceğinin kanıtıdır."
Nemli yanaklarını sildi bedenini biraz bana çevirirken.
"Sponsor işini nasıl yapacağız?""Mahkemeye kadar halledebiliriz. Sen sadece benden haber bekle. Ama önce baban ile konuşmam gerekiyor."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Curly Haired Boy | Bang Chan
Fiksi Penggemar#watty2021 yarı finalist #watty2022 yarı finalist Alnına düşen her bir kıvırcık tutamı okşarken, gözlerim minik gamzelerinde takılı kalmış ve ben senin kulağına fısıldıyorum. "Ya lyublyu tebya..." -06.26.2020 ©Adoyyakli For @chanxwally 🖤