The Curly Haired Boy | Bang Chan

25🖤

|Bang Chan|

Etrafımdakiler, benim oldukça zeki veya nerede nasıl davranmam gerektiğini bilen olgun bir insan olduğumu söylese de, bence gelmiş geçmiş en büyük gerizekalıydım ben. Yok yok, aptaldım. İleri derece hemde.

Chan... Kafayı mı yedin sen?

Kızı öp, seni öpmesine izin ver, sonra da kaç! Normal miydi bu yaptığım?

Ah... Delirmek üzereyim.
Onu dakikalarca öpmüştüm belki dün gece. Minik bedenine dolamıştım kollarını ve ayrılamamıştım ondan. O beni öperken gözlerimi kapatmaktan alıkoyamamıştım kendimi.

Tamam, kabul.
Çok fena etkilenmiştim.

Sanki geçen sene reddettiğim kız o değilmiş de aylardır peşinden koştuğum biriymiş gibi.

Geri çekildikten sonra felaket bir utanç hissedip, Nora'ya evine girmesini söylediğim ve hızla arabaya binip oradan uzaklaştım.

Nasıl da şok olmuştur...
Üzülmüş müdür acaba?

Of! Harbiden çıldıracağım şimdi. Ben nasıl böyle bir şey yapabildim? Tanrı aşkına onu öperken aklımdan ne geçiyordu ki?! Bundan sonra yüzüne nasıl bakacağım orası da ayrı bir mevzu zaten...

"Gerizekalısın Chan, gerizekalı..."

"Sonunda anladın."

Ben kendi kendime konuşuyordum, ama Felix'den cevap gelince kaşlarımı çatarak ona döndüm. Ben kahvaltı hazırlıyorum burada, beyefendi oturup keyfine baksın bir de bana laf çarpsın. Harika.

"Şerefsiz."
Sanki iltifat etmişim gibi sırıttığında alayla gülerek dirseklerimi tezgaha yasladım. Niye bu kadar mutluydu lan bu çocuk?

"Hayırdır? Bu neşenin kaynağı ne?"

Ellerini cebine koyarak koltuktan kalktı ve tezgaha yaklaştı.
"Böyle... Turuncu bir şeyler desem anlar mısın?"

Kaşlarımı çatıp bir süre düşündüm. O an kafama dank etti. Bu salak da dün Sue'yi öpmüştü! Arkadaş biz neden ergenliğe yeni girmiş liseliler gibi davranmıştık dün gece?

Hızla Felix'e döndüm.
"Yoksa siz artık?"

Gülümseyerek kafasını salladığında başta ben de gülümsedim ama sonradan aklıma gelen şey ile ciddileştim.

"Felix, Sue'yi diğer kızlar gibi üç gün takılıp bırakamayacağını biliyorsun değil mi?"

"Bırakacağımı da nereden çıkardın?"

"Oğlum senin bir kızdan diğerine geçme süren ışık hızından bile kısa sürüyor. Bak, Sue senin kalbini kazanabilmek için çok uğraştı. Karşımızdakinin farklı bir kız olduğunu bildiğim için söylüyorum... Ona iyi muamele et. Tamam mı?"

Elimi omzuna koyup sorduğumda, kendinden emin bir şekilde kafasını salladı.
"Merak etme. Havuç kafayı ne ben üzeceğim, ne de başkasının üzmesine izin vereceğim."

Bu sefer içim rahat bir şekilde gülümseyip omzunu patpatladım.

"Hadi otur, kahvaltı yapıp çıkalım."