KANIT

285 16 4
                                    

Sabaha karşı yataktan hapşırarak kalktım.Telefonu elime aldığımda Başak'tan cevapsız çağrılar vardı.Hemen onu aradım.
-Banu Çetin'e ne yaptınız?
-Ben ben bir şey yapmadım.
-Hastanede ve dün gece fazla hırpalanmış kaza hakkında gerçekleri mi duymak istiyorsun gel ben sana anlatıcam.
-Nereye.
-Hastaneye.
-Ama...
-Aması maması yok polislerde var onlarada dün ne olduğunu anlatırsın hem de onların arşivinden olay hakkında raporları isteriz.
-Peki tamam.
Diyip telefonu kapattım.Dün akşam ıslak kıyafetlerle yattığım için üşütmüştüm.Kıyafetlerimi değiştirip odadan çıktım.İçeride Selin ile Akın oturuyorlardı.Konuşmadan evden çıkma planımı uyguluyordum.Ta ki Akın'ın gelip kolumdan tutmasıyla planı bozdum.
-Nereye gidiyorsun?
-Sanane he bırak kolumu.diyi tokat attım.
Kolumu yavaşça bıraktı.Bir elini tokat attığım yanağına götürürken diğer elini sımsıkı yumruk yapmıştı.Aldırış etmeden evde çıktım.İçimden hangi küfür aklıma geliyorsa ona saydırmaya başladım.Durağa gittikten sonra boş bir taksi çevirip bindim,hastaneye gittim.Hastane kapısında Başak beni bekliyordu.Ne diyeceğimi bilemiyordum.Günaydın,naber,
Selam,ben bunları düşünürken coktan Başağın yanına gelmiştim.
-Mutlu musun?dedi
-Ben öyle olmasını istemedim,araya girmeye çalıştım ama başaramadım,ayıramadım onları.
Gözlerimdeki yaşların akmasına izin verdim.Başak hiç beklemediğim.bir hareketle bana sarıldı.
-O seni gerçekten çok seviyor.Banu o sana yalan söylemez.Bu işte bir yanlışlık var.
-İnan bende öyle olmasını çok istiyorum.Durumu nasıl.
-Dün beni aradılar hastaneden yoldan geçen biri yerde baygın görünce ambulansa haber vermiş.Adam konuşturmaya çalışmış o sadece senin adını sayıklıyormuş.
Dizlerimin üstüne çöktüm.O gece onun yüz ifadesi aklıma geldikçe daha da kötü oluyordum.Ve gözlerim kapandı.Uyandığımda bir odadaydım.Kolumda serum vardı.Başımı çevirdiğimde Başağı yanımda gördüm.
-Ne oldu bana.
-Dünden beri çok yorgun düşmüşsün serum taktılar.
-Çetin'i görebilir miyim?
-Evet ama bu halde olmaz seni böyle görmek onu daha da üzer.
Başımı onaylar gibi salladım.O an elindeki dosyaları fark ettim.Bana onları uzattı.Elime ilk aldığımla okumaya başladım.Birinci dosya Çetin'in bana anlattığı şeyler yazıyordu.Sarhoş bir sürücünün Mert'in arabasına çarptığı o çarpmayla Mert'in arabasının Çetin'e çarptığı belirtilmişti.
İkinci dosyayı eline aldığında Akın'ın gösterdiği haber başlıklarından vardı.Ama içeriği farklıydı.Mert gür'e sarhoşken araba sürerken çarpıp hayatını kaybeden sürücünün suçu Çetin Adalı'ya kaldı.Çetin Adalı'nın arabası kazanın bulunduğu noktadan 2 metre ilerisinde yol kenarındaydı ve Çetin Adalı içinde baygın bulundu.Diğer taraftan bütün suçlamalar bunun üzerine çürütülse de Çetin Adalı hakkında yazılan yanlıs haberler nedeniyle çoğu gazeteci işinden kovuldu.
Akın'ın gösterdiği haber de bunlar yoktu.Yine Çetin'e güvenmeyip başkasına güvendiği için kendine saydırıyordu.Başak ona sarılıp:
-Şşt tamam geçti,umarım inanmışsındır.
-Ben,ben çok aptalım.
-Senin yerinde kim olsa aynı tepkiyi verirdi ama onu hırpalayıp yağmurlu havada tek başına bırakmazdı.
-Karşı koyamadım.Akın çok güçlüydü.Çetin'i öyle görünce halim kalmamıştı.Olduğum yere kapaklanmıştım.Beni onun yanına götür Başak lütfen.
-Tamam ama önce bir kendini toparla.
Tamamen kendimi toparladıktan sonra,kolumdaki serumu çıkardım.Başak koluma girmek istese de ben istemedim.Çetin'in odasına geldiğimizde içeri girmek için bir an duraksadım.
-Eee hadi ama girsene o da seni bekliyor.
-Yüzüm yok Başak.
-Ben abimi iyi tanırım.O seni görsün hiçbir şeyi takmaz kafasına.diyip göz kırptı.
Odanın kapısını açtım,küçük adımlarla içeri girdim.Ben içeri girince dısarıyı izleyen bakışlar bana doğru yöneldi.Ve gülümsedi.Yüzünde gözünde morluklar vardi ve kaşı patlamıştı.İçimden bir parçanın kaybolduğunu hissettim.Ama bir yandan tamamlandığımı hissettim.
Yanına yaklaştım,ona doğru eğildim.Yanağından öptüm.
-Ben özür dilerim engel olamadım.
-Şşşt sus ve yanıma uzan.dedi.
Biraz diğer tarafa kaydıktan sonra uzanm için yer açtı.
-Canını acıtırsam.
-Sen benim canımı acıtmazsın.
Güldüm,başımı çenesinin altına koydum.Koluyla bana sarıldı.Bende kolumu ona sardım.
-Şansım hala duruyor değil mi?
-Hayır.
-Ne demek hayır.
-Her şeyi öğrendim de ondan.Beni affedebilecek misin.
-Şu anı bozmadan çeneni kapatabilecek misin.dedi gülerek.
-Canın çok acıyor mu?
-Artık acımıyor,geçti.Sen geldin yani ilacım.Beni bundan sonra bırakamazsın.
-Asla.
Dedim.İkimizde konuşmayı kestik.Sadece birbirimizin kalp atışlarını dinliyorduk.Huzurun ortasındaydım.Bundan sonra tek isteğim onu kaybetmemekti.
arkadaşlar yorumlarınızı bekliyorum.Bir sonraki bölümü yorum gelmeden atmicam bilginize!!

SON SÖZÜMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin