Bölüm 1

1.7K 59 9
                                    

ARKADAŞKÇA
BÖLÜM 1
'BAŞLANGIÇ'

Bir varmış bir yokmuş, seneler öncesinde basılan taşların, yürünen yolların üzerine tonlarca izler bırakılmış. Kan olmuş, göz yaşı dökülmüş uğruna. Bir 'bağ' uğruna birbiriyle alakası olmayan insanlar biraraya gelmiş. Kızıl tepelerin ardından, doğu rüzgarlarının sevgilisi olan bir yerde buluşmuşlar. Bu insanlar öyle küçük yaşayacaklarından öyle habersizlermiş ki birbirlerini gördüklerinde, dayanırız demişler. Dayanmışlar. Uğruna savaş vermişler. Kan dökmüşler. İsimlerini yazdırmışlar. Ve kendilerinden sonra gelecek olanları korumayı amaçlamışlar. Onları birbirine bağlayan 'bağ' ile kendilerinden sonra gelenleri de bağlamaya çalışmışlar...
Peki ne kadar başarılı olmuşlar? ;)

**
1 Hafta Önce

Buradan nefret ediyordu ve ona yapması konusunda baskı yapılan her şeyden. Dişlerini sıkmaktan çenesi ağrıyordu artık! Kendini anlatmaya çalışmaktan da sıkılmıştı! Madem onu dinlemeyeceklerdi neden kendisini konuşturmak için bu kadar ısrarcı davranıyorlardı? İnsanlar, neden bu kadar taraf tutuyor, hak yiyorlardı. Burnundan soluyordu. Gerçekten dayanamıyordu artık! Henüz on yedi yaşındaydı ve şimdiden bıkmıştı. Okuduğu okuldan-ki ne kadar elit olduğu umurunda değildi!-, öğrencilerinden, sınıf arkadaşlarından,yurttaki oda arkadaşlarından,kendisini ısrarla dinlememek isteyen ebeveynlerinden!

Çığlık atarak soluklanmaya çalıştı. Bu sene son senesiydi. Yapması gereken tek şey, bu gereksiz insanları yok saymaktı. Onlarla kavga ederek, sesini yükselterek bir şey elde edemiyordu. Bundan daha iyisini yapabilirdi çünkü yapabileceklerinden çok daha iyisine sahipti. Zekiydi. Dikkatliydi. Çevikti. Üstelik bu okuldaki hiçbir kızın sahip olmadığı pek çok şeye sahipti. Gülümsedi. Ailesinin hayatı efsaneydi. Herkes onlara gıpta ediyordu. Kimi yalan olduğunu söylüyor kimiyse inandığını belli edercesine arkasından fısır fısır konuşuyorlardı. Yeniden sinirlenmeye başladığını hisssetti. Ayakları onu hiç olmaması gereken bir yere götürüyordu. Temizlik odasına! Eline almış olduğu tineri, gerisin geri boşaltmaya başladı. Yakacaktı burayı! Vazgeçmişti! Sağduyulu olmak veya görmezden gelmek istemiyordu artık! Doğruldu. Ellerini ceplerine atarak çakmağını aramaya başladı. Buldu. Çakmağı çakıp, etrafındaki kokuyu algıladı. Eğer isminin anlamı cehennemse hayatını çekilmez kılan insanlara hadlerini bildirmek boynunun borcuydu. Biraz geri çekilerek,yanmakta olan çakmağı yere attı. Alevler uzayarak temizlik odasının kapısına vardı. Genç kız, koşmaya başladı. Kameraların kendisini çektiğini biliyordu. Sol elini havaya kaldırıp, orta parmağıyla işaret çaktı. Zerre pişman değildi. Bu okuldan atılmak onun için kurtuluş ve İnci Tamu için özgürlüğe bir bilet almak demekti.

...Şimdi...

Okulların açılmasına sadece bir saat kalmıştı ve o bir saat içerisinde de on beş günlük cennet gibi geçirilen tatil sona erecek yerini cehennem gibi sınav stresine,depresyona kısacası yok oluşa bırakacaktı. Uykunun en tatlı halindeydi şuan ve ısrarla çalmakta olan telefonunu duymazlıktan geliyordu. Başını yastığının altına sokarak homurdandı. Tatilden döneli birkaç saat olmuştu neden biraz daha uyumasına izin vermiyorlardı ki sanki? İçini çekti. Gerinerek inatla çalmakta olan telefonunu meşgule verip dururken, bir yandan da arayan kişinin vazgeçmesi için dua ediyordu ümitsizce. Ancak dileği kabul olmayan,sanki bütün uğursuzluğu üzerine çekiyormuş gibiydi. "Ah!" Diye sızlanarak telefonunu eline alıp kulağına dayarken değil gözünü açmayı, konuşamıyordu bile.Garip gurup sesler çıkarıyor,karşı tarafta ki homurtuların ne anlama geldiğini çözemiyordu.

"Sana diyorum Minel,hangi cehennemdesin?

Yağmur' un neredeyse ağlayacakmış gibi çıkan sesine zor da olsa gozlerini açıp, cevap vermeye koyuldu. "Mm,sıcacık yatağımda tabi ki Yağmur? Ne istiyorsun?" Diye sordu.Uzun dalgalı saçları birbirine dolanmıştı yine!

ARKADAŞKÇAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin