Bölüm 21

216 25 0
                                    

BÖLÜM 21

Okulda onları bir araya getiren ortak dersleri seviyorlardı. Hem okulda hem de dershanede sınavlar başlamıştı. Bahar döneminin sonuna yaklaşmak üzereydiler. Hepsi farklı yerlerde oturmuş, rehberlik dersinde tartışılan konuyu dinliyorlardı. Nefal, kravatını çıkarıp bileğine bağlamış bir halde olan bitene göz devirirken hemen yanında oturmakta olan Safira dikkatle konuşmaları dinliyor, arada kendi cümlelerini de katıyordu.

"Bu çok saçma!" diyerek araya giren Nefal, Göksu Hoca'nın tüm dikkatini üzerine çekerken Cesur karşı sıradan gülerek bir ses çıkardı. Aynı anda Safira ile göz göze geldiklerinde durulan genç çocuk, daha sonra kız kardeşinin ne diyeceğini beklerken Nefal "Reklamlarda dönen tüm kozmetik ürünlerini neden ünlüler tanıtıyor, kendinize hiç soruyor musunuz?"

"Çünkü ünlüler."

Nefal, sınıf arkadaşlarından birine bakarak gözlerini kısarken "Çünkü toplumdaki bazı kesimin hayranlığına sahipler. Satmak üzere piyasaya sürülen tüm ürünler onlar sayesinde satılıyorken, alıcılar bu durumdan ne kadar memnun? Allah aşkına, sizin aklınız alıyor mu? Tüm o gece kremlerinin ya da saç şekillendiricilerin bir işe yaradığını? Cevap zaten gözümüze gözümüze sokuluyor! O insanlar o kremleri kullanmıyorlar, çünkü botoks yapıyorlar. Yetmiyor, ciltlerini gerdiriyorlar. İstedikleri kadar sağlıklı beslensinler, bu cildin yaşlanma süresini geciktirmez. Doğaya karşı koyamazsın. Saç köpükleri, kremleri, tek yıkamada ahenkle dans eden saçlar. Ya ben iki şişe krem kullanıyorum yine öyle dalgalanmıyor. Ellerinin altında her daim hazır kuaför bulunan bu insanların o kozmetikleri kullandıklarına olan inancım ne yazık ki yok. Onlar bizim sayemizde servetlerine servet katıyorken, biz onlarca verdiğimiz parayı aylarca sürecek olan bir ödeme eziyetine dönüştürüyor, aldığımızdan da bir yarar göremediğimizle kalıyoruz."

Derin bir nefes alarak arkasına yaslanırken Mir Ali "Bu da bir sirkülasyon işte. Hoşumuza gitsin ya da gitmesin, bu şeyleri almaktan haz alıyoruz. İnsanız, zaaflarımız var."

Göksu Hoca, başını sallayarak onlara alkış tutarken Nefal oflayarak başını camdan dışarıya çevirdi. "Ezel, neden dışarıda?" diye sordu. Öğretmeni, ona anaç bir ifade ile gülümseyince kaşlarını daha çok çatan genç kız "Çifte standart." Diye homurdandı sonra zilin çalmasıyla kimseyi beklemeden dışarı çıktı.

*

"Sigara içmek istiyorum!"

Kendisini Ezel'in üzerine attığında, çocuk onu son anda yakalayabilmişti. Yerde sekmekte olan basketbol topu yanında dururken, Ezel de Nefal'i göğsünden ayırmaya çalışıyordu, gülerek. "Hayırdır asi kız?"

"Sigara içmek istiyorum." Dedi Nefal yeniden. Ardından başını yine Ezel'in göğsüne yasladı. Arkadaşlarının ve okuldaki diğer insanların gözleri önünde bir müddet birbirlerine sarmaş dolaş durduktan sonra birlikte yere oturdular. Ezel, topa uzanıp aralarına aldıktan sonra "Ders nasıldı?" diye sordu. Nefal, omzunu silkerken elinde çay tepsisi ile İrem geldi. Ezel, uzanıp tepsiyi elinden aldıktan sonra diğerlerinin de geldiğini fark ederek gülümsedi. Keşke diğerleri de burada olsaydı, diye düşündü. Karaca'yı, Behrem'i, Hanzade'yi ve hatta Pars'ı bazen çok özlüyordu. Kalabalık olmayı çok daha kalabalık olmayı istiyordu. Böylelikle içindeki çöküntüyü düşünmüyor, orayla mücadele etmiyordu. Nefal, çayına ardı ardına şeker koyarken kızı itekleyerek çayını onun gazabından kurtardı ve Kuzey'in uzatmış olduğu tostu alıp, kocaman bir ısırık aldı.

"Keşke bir sonraki ders iptal olsa da eve gitsek. Böyle havalar da ders işlenmiyor." Dedi Menaf.

"Bizi böyle havalar mahvetti, azizim."

ARKADAŞKÇAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin