Bölüm 24

198 24 1
                                    

BÖLÜM 24

KUZEY YİĞİT

Sevda, güzeldi.

Onu beklemekte öyle.

Sınavlar yüzünden birbirlerine zaman ayırmakta güçlük çekiyorlardı. Onunla telefondan ya da bir bilgisayar ekranından görüntülü konuşabilmeyi çok istiyordu. Fakat ailesinin tutumu yüzünden bu pek mümkün olmuyordu. Kuzey, buna saygı duyuyordu sonuçta onunda bir kız kardeşi vardı. Ama öte yandan… Sevda’yı özlüyordu. Onunla konuşmayı, ona takılmayı. Onu tanıdıkça ne kadar nazlı biri olduğunu da fark etmişti. Ve bu tavrı ona o kadar çok yakışıyordu ki Kuzey onunla konuşurken kendisinden geçiyordu. Onu seviyordu. Bundan emindi. Şimdiye dek çıktığı kızlar gibi değildi. Onlara hissettiğinin yarısını bile hissetmiyordu. Sevda, daha fazlasıydı. Çok daha fazlasıydı. Üstelik onunla ilgili yeni şeyler de öğrenmişti. Geçen ay arkadaşlıklarının anlamı biraz daha büyüyünce kız kendisinden uzaklaşmak istemiş, bunu neredeyse kendisine bir görev edinmişti. Kuzey, okuluna gitmiş, onu beklemiş ama Sevda ondan kaçmanın bir yolunu hep bulmuştu. En yakın arkadaşı Zülüf’e neden kendisinden uzak durduğunu sorduğunda onun kendisine anlayışlı bir tavırla yaklaşması Kuzey için yeterli bir cevap olmuştu.

Ondan vazgeçmemişti.

Bir sabah evden diğerleriyle birlikte çıkmış ancak okula girmemişti. Bunun yerine kızın okula gitmiş ardından o çıkana kadar da onu beklemişti. Öğleden sonra Sevda ve arkadaşlarını okuldan çıkarken görünce, peşlerine düşmüştü. Üşümüştü. Üstüne üstlük kırılmıştı da. Kızın peşinden sakin adımlarla ilerlerken adam akıllı bir cevabı hak ettiğini düşünüp durmuştu. En sonunda onu Zülüf’le yalnız yakaladığında, sokağın ortasında ismini söylemiş, onun kendisine şaşırarak bakmasına neden olmuştu.

Kuzey oracıkta ağlamaktan öyle çok korkmuştu ki işte o zaman Sevda’ya karşı hissettiklerinin hoşlanmaktan fazlası olduğunu anlamıştı. Bir süre ne diyeceğini bilemeden kızın bembeyaz yüzüne bakakalmıştı. Sonrasında ona doğru adım atmış o korkuyla etrafına bakıp gelmemesi için yalvarırken kaşlarını çatmıştı.

“Benimle konuşmak zorundasın!” diye bağırmıştı.

Onun daha fazla korktuğunu görünce daha çok sinirlenmişti. Daha, daha, daha!

Neyse ki Zülüf vardı yanlarında. O ikisine de ılımlı yaklaşmış, Sevda’nın koluna girerek yanına gelmişlerdi. “Caddeye çıkalım,” demişti “En azından mahalleye dedikodu yaptırmamış oluruz.”

Sonrasında Kuzey onları teyzelerinin işlettiği kafeye götürmüştü. Serap Teyzesi onları gördüğüne şaşırmış olsa da güzelce ilgilendikten sonra konuşmaları için onları yalnız bırakmıştı. Kuzey, sinirle önündeki çay bardağına bakıp duruyordu. Sevda, hemen karşısındaydı. Kendisinin aksine ürkek nefesler alıp veriyor, titriyordu. Çocuk gözlerini kapatıp “Özür dilerim” diyerek başını kaldırıp yüzüne baktığında kızın gözlerinin sulanmasıyla derin bir nefes aldı. “Öyle çıkışmamalıydım. Sabahtan beri seni görebilmek için okulun önünde bekledikten sonra…”

“Okula gitmedin mi?”

Kuzey sanki hiçbir şey olmamış gibi kızın sorduğu soru karşısında gülümsemesine engel olamamıştı. Başını iki yana sallarken, bakışları Zülüf’e takılmıştı. O kendisine ayrı bir masada oturmuş sıcak kahvesini yudumluyor, aralarındaki sorunu çözmelerini bekliyordu.

“Seni merak etmiştim,” dedi Kuzey “Bu şekilde terk edilmeyi hak etmiyorum.”

Sevda, başını önüne eğerken “Be-ben seni terk etmedim, Kuzey. Bizim aramızda öyle bir şey…”

ARKADAŞKÇAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin