Bölüm 41

186 27 0
                                    

BÖLÜM 41

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

BÖLÜM 41

EZEL

Dersin bitmesini beklemekten yorulmuştu. Dışarıda bunaltan bir hava vardı ve Ezel içeride kalmak istemiyordu. Bugün sadece sabahtan sınavı vardı ve günün geri kalanı dönem başından beri yaptıklarını tekrar etmekten ibaretti. Kalan sınavları da verdikten sonra okula gelmeyeceği için seviniyordu. İçini çekerek, çenesini kollarının üzerine yaslayıp öğretmenini dinlemeye çalıştı fakat yanı başında homurdanıp durmakta olan Saruhan dikkatini dağıtmayı fazlasıyla başarıyordu. “Rahat dursana!” diye fısıldadığında onun “Çişimiz geldi deyip çıkalım oğlum.” Demesi üzerine güldü. Saatine bakarak “On dakika var.” Dediğinde Saruhan “Bana ne ya! Okula başladığımız günden beri sürekli tekrar yapıyoruz zaten.”

“Saruhan?”

Öğretmeninin seslenmesiyle gülümseyerek kadına döndüğünde onun “On dakika daha sabredin.” Demesi üzerine iç geçirerek kafasını sıraya yasladı. Ezel, dönüp ona bakınca da “Menaf ile konuşmam lazım.” Dedi. Ezel, geçen gün olanları hatırladıkça az da olsa geriliyordu. Menaf hala çok gergindi ve bunu etrafına da yayıyordu. Amcasının sağlık durumu hepsini korkutuyordu. “Şimdi zamanı değil bence.” Dedi Ezel. Sesini kısık tutmaya çalışıyordu. Saruhan, kaşlarını çatarak “Ne zaman peki? Sinirlenirse en fazla kavga ederiz.” Deyince Ezel kıkırdadı. Kendini tutamayacağını fark edince bu sefer öğretmeninden uyarı olan o oldu. Saruhan alttan bacağına vurunca kaşlarını çatsa da gülmeye devam ediyordu. “Barışacağınıza eminsin yani?” diye sorup arkasına yaslanırken Saruhan “Dostuz biz.” Dedi “Ağzıma sıçsa sesimi çıkarmam.”

Ezel, uzanıp saçlarını sevince homurdanan Saruhan ona yine vurunca daha fazla dayanamayıp ensesine vurdu. “Bacağımın ebesini siktin it!” deyip gözlerini kısınca cebindeki telefon titredi. Yerinde kıpırdanıp, telefonu eline alınca ekranda gördüğü isimle önce şaşırdı ardından içine işleyen hislerle gözleri parlayarak başını çevirdi. Orta sıranın sol köşesinde oturmakta olan Tamu alay eden bir ifadeyle gülümseyip, telefonunu işaret ediyordu. Derin bir nefes aldı. Mesajı açtığında otuz iki diş sırıtıyordu.

“Çok dikkat çekiyorsunuz. Sevgi ritüelinizi teneffüse saklayın.”

“Bana, senden başka kimse dikkat ediyormuş gibi gelmedi?” yazıp gönderince dönüp Tamu’ya baktı. Kucağındaki telefonu açışını, mesajı okurken verdiği tepkileri izlerken Saruhan’ı bir köşeye fırlatmak, yanına gitmemek için kendisini zor tutuyordu. Onun az da olsa gülümsediğini görmek kalbinin deli gibi çarpmasına neden olurken, önüne dönerek gelen mesajı okudu.

“Edilmeyecek gibi değilsiniz ki!”

Dudaklarını birbirine bastırarak gülümsemeye devam ederken, parmakları iş başındaydı. “Gözüne hitap edebilmek büyük onur.”

ARKADAŞKÇAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin