Bölüm 27

77 4 21
                                    

Hazırlığımız bittiğinde kapı çalmıştı. 

"Gel." içeri Arda girdi. Gözlerini Ilgın'ın üstünden çekmemesinin üzerine bir de tatlı tatlı sırıtıyordu. Onu daha önce hiç böyle görmemiştim.

"Öhöm bir şey mi söyliycektin kuzen?"

"Ha şey dicektim." bana bakmıyordu bile. Çenesinden tutup kendime çevirdim. Gözleri hala Ilgın'dayken elimi gözünün hizasından tutup sertçe çevirdim ve sonunda bana bakmıştı.

"Sen bir gelsene." beni kolumdan çekip balkona çıkardı. 

"Senin amacın ne kuzen?"

"Bir amacım yok." 

"O nasıl haller öyle? Sen neden benim Ilgın'a bakmamdan rahatsız oldun?"

"Rahatsız olmadım. Konuşucak önemli bir şey yoksa gidiyorum." gitmek için hamle yaparken kolumdan tuttu.

"Sen iyi misin?" Kolumdaki elini yavaşça indirdim.

"Gayet iyiyim." içeri girip yatağa oturdum. Ayakkabılarımı giyerken Arda ve Ilgın'ın gözümün önünde flörtleşmesini es geçtim. Beyaz tek bağcıklı topuklu ayakkabıları giydikten sonra ayağa kalktım. Tekrar kapı çaldı.

"Gel" demek için ağzımı aralamışken Arda'nın benden önce söylemesine de gıcık olmuştum. Ters ters bakışlarımı geri çektikten sonra gelen Yusuf'a baktım. 

"Aşkım hadi çıkalım." kol kola girip çıktılar. 

"Bizde çıkalım hadi." ikisi de çıktıktan sonra arabanın anahtarını elime aldım. 

"Aşkım öz-" Berk içeri dalınca ona baktım. 

"Ov bu ne güzellik böyle ya?" Yanıma geldi.

"Çıkalım hadi. Aşağıda bizi bekliyorlardı." 

"Senin canın mı sıkıldı?"

"Nasıl yani?"

"Canın bir şeye sıkılmış belli oluyor. Bana anlatsana."

"Anlatılıcak bir şey yok. Artık gidelim hadi." Kapıdan çıkarken kapıyı kapatıp ellerini başımın yanına yerleştirip beni iki elinin arasına aldı. 

"Eğer canın sıkıldığında bunu bana anlatmıycaksan beraber olmamız sadece lafta kalır. Sevincimizde nasıl yan yanaysak, beraber ağlayadabiliriz. Ama hala anlatmıycaksan bunu burda sonlandıralım. Çünkü ya bana güvenmiyorsundur ya da derdini bana anlatıcak kadar sevmiyorsundur."

"Sana inanamıyorum. Cidden basit bir konuyu getirdiğin yere bak. Eğer bunu gerçekten söylediysen bitsin zaten. Uzatmanın kimseye yararı yok." Kapıyı açıp dışarı çıktım. Arkama bile bakmadan aşağı indim. Bunu hak etmiyordum. Az bir şey mutlu olmaya benimde hakkım vardı. Ama Arda bey bana yasakladığı duyguları kendisi yaşıyordu. 

Onun bana hassaslığını anlıyordum çünkü annesi onu ve amcamı bıraktığında daha üç yaşındaydı. Biz üç yaşımızda söz verip birbirimizden izin almadan kimseyi sevmiyceğimizi söylemiştik. Tamam daha çok küçük olabiliriz ama o bana hala karışıyorken kendisinin davranışları rahatsız etmişti beni. 

"Mira" Yine mi sen?

"Ne var Çınar?"

"Biraz konuşalım mı?"

"Şu an konuşmak istemiyorum." sigaramı söndürüp ona baktım.

"Peki." giderken yaptığı harekete şaşırmıştım. Umursamadan oturduğum sandalyeden kalktım. Asansöre bindim. Odanın kapısını açtım. 

Varis MafyaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin