Çınar ama Erdem'in oğlu olan.
"Senin burda ne işin var!?" ayağa kalktım. Düşücek gibi olduğumda Berk kolumu tuttu.
"Sürekli arayan yakışıklı sen miydin ya?" Berk'e dönerek sorduğuyla kaşlarımı daha çok çattım.
"Alın şunu hemen!" korumalar ona doğru giderken içeriye birkaç adamı girdi.
"Mehmet abiyi ara." resepsiyondaki kıza söylemiştim. Silahlar çekildiğinde etrafa baktım.
"Siz ikiniz buraya müşterilerden kimseyi sokmayın. Çıkın dışarda bekleyin." herkes dediğimi yaparken topallamamaya çalışarak yanına yürüdüm.
"Sen benim mekanımda bana silah mı çekiyorsun lan!?" başımın yanından uzanan iki silaha baktım. Gözlerim Berk'i aradığında geri de durmuş olan biteni şaşkınlıkla izliyordu.
"Kimsin lan sen?" Arda'nın sorusu ile Berk'ten bakışlarımı çektim.
"Miracım hiç beklemezdim senden ikisini de aynı anda mı idare ediyorsun? Aa çok imrendim doğrusu." bana doğru bir adım attığında Arda çoktan kafasına silahı dayamıştı.
"Bir adım daha atarsan ilk leşim sen olursun."
"Sakin ol sarışın. Sadece konuşucaz. Pişt yakışıklı uzakta kalma gel sen de." Berk'e seslenince arkama döndüm. Ayağını kaldırmış adım atıcakken bağırdım.
"Sakın yaklaşma. Orda kal." kenardaki koltuğa oturunca tebessüm ederek önüme döndüm. Arda'nın ölümcül bakışları beni bulunca boğazımı temizleyip yutkundum.
"Kaldırın şunu gözümün önünden." bizimkiler üstlerine yürüdü.
"Aa misafirine böyle mi davranıyorsun?"
"Fare noluyor!?" Arda dişlerinin arasından konuşurken Çınar'dam gözlerimi çekmedim.
"Otele haşeratlar geldi. Ben de ilaçlıyorum abicik." Arda'yı kolundan kendi yanıma çektim.
"Ha abisisin okey bebeğim ben de sevgilin var diye korkmuştum."
"Lan!" Berk atıldı.
"Pişt pişt sakin ol canım. Ben hallederim." kolundaki elime sonrada gözlerime baktı. Tebessüm ettim.
"Ha o şanslı sensin." Çınar Berk'in üstüne yürümeye başlayınca Berk kolunu benden kurtardı.
"Seni burda öyle bir döverim ki yalvarırsın biraz daha dövmem için."
"Bak yakışıklı prens sevgilinin sözünü dinle. Alırım elinden." Berk gülerek bana baktı. Tekrar önüne dönüp kafayı bir koydu. Bütün silahlar ona dönünce kolundan yanıma çektim.
"Hop hop beyler toplayın çöpünüzü kapıyı gösterirler size."
"Ah güzellik bunu size fena ödeticem." burnunu tutup yavaşça kalktı.
"Kan damlatma dilinle temizlersin."
"Görürüşücez güzellik. Görüşücez." onlar çıkarken arkama döndüm.
Ups burası daha tehlikeli. Tekrar önüme dönücekken Arda kolumu tuttu.
"Öhöm efendim abicik"
"Açıklaman için en acısız yolu seçmek seni daha uzun süre hayatta tutar. Ya da kaçabilirsin."
"Kaçıyım o zamam ben. Ha ama kaçamam ayağım kırık. Gidemem ben. Tamam canım yani açıklanmıycak bir şey yok. Yani şöyle söyliyim ben sana." İki saniyecik bir düşünmesonrasında sanki kırk yıllık bir buluşa imza atmışım edasıyla konuştum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Varis Mafya
Chick-LitBen kitap yazmıyorum, sadece böyle bir hayat yaşamak için evrene mesaj bırakıyoruğm 😉