Bölüm 41

69 5 18
                                    

Rastegele giydiğim siyah kot pantolonun üstüne beyaz oversize sırt baskılı tişörtümü giydim. Tişörtün arka kısmını içime koyup düzelttim. Ayağıma af1'lerimi giydim yinee. İçi boş siyah belediye dağıtımı nike çantayı alıp aşağı indim.

"Çıktım ben."

"Baban götürücek seni Mira. Bekle biraz." annem mutfaktan bağırıp elinde havluyla yanıma doğru geldi.

"O niye ya?"

"Mira uzatma kızım." ayakkabılığın yanındaki tekli koltuğa oturup beklemeye başladım.

"Yemek yemiyor musun kuzum?"

"Yok Aysun sultan şu babama söyle arabadayım acele etsin." çıkıp arabanın yanına gittim.

"Günaydın fıstığım"

"Günaydın abicik." sıkıca sarıldım.

"Daha çıkmıyo mu amcam?"

"Gelir şimdi." karşıdan çıkan Berk ve Ilgın'a gülümseyerek el salladığım da sadece Ilgın el sallamış Berk hemen kafasını çevirmişti.

"Hadi geçin." babamın sesiyle arabaya binicektik. "Ona değil." yine mi vito ya? Bişi demeden binip cam kenarına oturdum. Arda karşıya babamsa yanıma oturdu.

"Sizden çok dikkatli olmanızı istiyorum, lütfen. Arda kardeşin sana emanet oğlum."

"Baba ya"

"Sus Mira." babamın sert bakışı ve Arda'nın dediği ile ağzıma fermuar çekip dışarı baktım. "Tamam amca sen merak etme."

"Ben eşyaları yazlık eve aldırıcam. Sizi de okuldan sonra gelip kendim alıcam zaten merak etmeyin, beni bekleyin."

"Hazır ol şeklinde di mi baba?"

"Mira kes sesini çarparım şimdi." Arda çok sinirli olunca yalandan kaşlarımı çattım.

"Ne dedim ya?"

"Mira ciddi konu babacım."

"Tamam korkuyorsunuz anlıyorum ama ben de çocuk değilim yani. Kendi işimi kendim yaparım. Kendimi koruyabilirim. Sizi koruyabilirim. Bana biraz güvenseniz kafi."

"Mira sus yoksa bantlarım seni."

"Sanane be susmıycam."

"Didişmeyin, inin hadi." kapı açılınca önce ben, sonra babam ve en son da Arda indi.

'Karahanlı koleji' kendimden emin adımlarla bahçeye girdim.

"Para vermedin baba." babam cebinden çıkarttığı yüzün birini bana birini Arda'ya verip müdürün odasına girdi.

"Hazır mısın kuzi?"

"Kuzi ne kızım ya? Ergen misin?"

"Tamam ayıcık raad ol ya." sınıfa girip en arka cam kenarı sırama ilerlerken birinin çantasını gördüm. "Kimin bu?"

"Yeni çocuğun." önümdeki çocuk arkasını dönüp cevap verirken ben de cam tarafına oturup onun çantasını da diğer sandalyeye koydum.

"Kimmiş, adı neymiş?"

"Karan, Karan Yıldırım." Yıldırım tanıdık bir soyisimdi.

"Nerde?"

"Bilmem." çocuk önüne dönünce etrafa bakındım. Zilin çalmasıyla sınıfın dolması arasında 46 saniye vardı. Arda öbür köşedeki yerine geçince tanıdık simalara selam verdim. Matematikçi sınıfa girince ayağa kalktık.

"Günaydın."

"Günaydın hocam." yerimize oturduk. Tam tamına 4 sıra boş kalınca hepsinde çanta olduğunu gördüm.

Varis MafyaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin