Gözümden birkaç damla yaş aktı. Ben aldatılıyordum şu an. Sesli bir kahkaha atıp gözlerimdeki yaşı sildim. Smoke kiss ne oğlum siz mal mısınız?
"Aşağı in, müdür beyi çağır. Güvenlik görevlisine telefon et derhal. Arkadaşları okulumuzdan alsınlar." kapıdan geri çıkmak için kulpu tuttum.
"Mira?" gözümden akan diğer yaşı da sildim. "Beni dinlemiycek misin?"
"Hayır." çıkıp gidecekken kolumu tuttu. Gülerek koluma baktım.
"Gördüğün gibi değil. Bak biraz dinle lütfen. Aç-" elimi kaldırıp yüzüne doğru uzattım. Susması için. Kolumu sertçe çekip tükürürce yüzüne baktım. Bir şey söylemeden çıktım ve sınıfa indim.
"Güzellik?" sıramdan çantamı aldım. İçinde anahtar aradım. "Pişt" kafamı kaldırıp yüzüne baktım. Geri indiricekken çenemi tutup üzerime doğru biraz eğildi. "Ağladın mı sen?"
"Yo, ne alakası var?" anahtarını bulunca çantamı sırtıma taktım.
"Gözlerin kızarmış güzellik." çenemi tek eliyle tutup gözlerimi sildi.
"Ağlamam ben. Mira Karahanlı'yım ben. Ağlamam" gözlerine bakmaya devam ettim.
"Tamam güzellik ağlamazsın sen. Sakin ol." benim gözyaşlarımı başkasının siliyor olması beni daha kötü yapıyordu. Ağlamam şiddetlenirken başımı eğdim. Çenemdeki elleriyle kendine çekip başımı sardı. Biraz ağlasam kimse görmezdi ya.
"Seni götürmemi ister misin?"
"İstemem. Kendim gidebilirim." gözlerimi silip uzaklaştım. "Bana sigara versene." cebinden çıkardığı paketi bana uzattı. İçinden bir tane alıp kendi sırama oturdum. Çakmağı da alıp ucunu yaktım.
"Bana neler olduğunu anlatır mısın güzellik?" bacağımın tekini yukarı çekip dirseğimi de üstüne koydum. Dışarı üflediğim duman yüzünden başımızdan aşağı sular akmaya başladı. Sigarayı hızlıca içip masaya söndürdüm.
"Arabam yok, abim yok. Beni eve götürür müsün?" ellerimle gözlerimin altını sildim akmış rimelim yüzünden simsiyahtı muhtemelen.
"Götürürüm, çıkalım mı?" ıslak saçlarımı geriye doğru attım. İzmariti de camdan aşağı fırlattım. Çantamı elime alıp yürümeye başladım.
"Mira, Mira lütfen dinle."
"Dinlemek istiyor musun?" başımı 'hayır' anlamında salladım. Berk kolumu tutucağı zaman boğazından tuttu ve duvara yapıştırdı.
"Bırak lan beni" Berk Karan'ı ittirince Karan sendeledi ama düşmedi. Hızlıca yanına gidip kolunu tuttum.
"İyi misin?" Başını salladı.
"Mira çok yanlış yapıyorsun." Karan'ın kolunu bırakıp Berk'in karşısına geçtim.
"Asıl yanlışı sen dün yaptın. Babama itiraf ettiğin şey umarım hayatının sonu olmaz Sayer." Karan'ı kolundan çekip kapıya çıkardım. Babamı görünce Karan'ı hemen ittim.
"Noluyo lan!" Karan yerden kalkarken merdivenlerden indim.
"Hoş geldin baba"
"Bu ne hal aşkım? Sudan çıkmış balığa dönmüşsün." Kafasını Karan'a çevirdi. "Tanışıyor muyuz delikanlı?"
"Evet efendim. Yıldırımlar'ın küçük oğluyum ben. Karan Yıldırım" babamın elini öpmek için hamle yaptı. Babam da sırtını sıvazladı.
"Hoş geldin evlat."
"Ben arabaya geçiyorum."
"Geç,geliyorum"
"Saol, yeni" göz kırpıp arabaya doğru ilerledim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Varis Mafya
ЧиклитBen kitap yazmıyorum, sadece böyle bir hayat yaşamak için evrene mesaj bırakıyoruğm 😉