"Mira?" gelen sesle gözlerimi silip burnumu çektim.
"Efendim?"
"İyi misin?"
"İyiyim Çınar ne istiyorsun?"
"Sadece geçerken gördüm ve merak ettim seni."
"Etme beni merak. İğrenç bir insanım görmüyor musun? Hala büyüyememiş, aptal küçük kızım işte. Ne istiyorsun benden?" ağlamam şiddetlenmişti. Yüzüne bakmadan ordan uzaklaşıp eve doğru yürüdüm. Kimseyle konuşmak istemiyor, kimseyi görmek bile istemiyordum.
Eve girip hızlıca üst kata çıktım ve diğer evin anahtarını aldım. Hızlıca aşağı inip beni götüren çocuğun yanına gittim.
"Kusura bakma. Normal koşullarda hiç unutmam ama çok sarhoştum sanırım. İsmini hatırlamıyorum. Anahtarımı verir misin ?" ne olduğunu anlamayarak bana baktı.
"Sizi ben götürsem?" şaşkındı ama ben de bu soruyu duyunca en az onun kadar şaşırmıştım. Kaşlarım şaşkınlımla eş değer çatılmıştı.
"Hayır?" bu cevabı bekliyormuş gibi başını eğdi.
"Size birinin eşlik etmesi gerekir efendim?"
"Sebep?"
"Eğer ben gelmezsem Ali Bey başkasını yollıycaktır zaten. Ben sizin bilginiz dahilinde olsun istedim. En azından-"
"Tamam yeter, gel." Arka koltuğun kapısını açtığında göz devirdim.
"Ben arkaya binmem." kendi kapımı açıp yerleştim.
"Dün binmiştiniz." bilmişçe oturduğu şöför koltuğunda sırıtıyordu.
"Sırıtmanı da mı ben söylemiştim?" ona bakmıyordum ama belliydi.
"Özür dilerim efendim."
"Özür dilenicek duruma düşme."
"Siz nasıl isterseniz efendim. Yolu tarif eder misiniz?"
"Niye bunu öğrenemez misin?" bana döndü. Ben de ona baktım. İfadesizdim ama o meraklı, istekli ve bir o kadar da korkuyor gibiydi.
"Öğrenirim efendim."
"Yanılıyorsun. Öğrenmen imkansız."
"Siz emrederseniz öğrenirim efendim."
"Sen Belek yoluna doğru sür." dışarıya çevirdim başımı.
"Gözleriniz kızarmış, ağladınız mı?"
"Sanane." sorduğuna pişman olmuştu. Ve mahcupca bakıyordu.
"Ben öz-"
"Ne çok özür diliyorsun?"
"Dilememeli miyim?"
"Dedim ya özür konumuna düşme ki dilemek zorunda kalma."
"Peki nasıl isterseniz." tekrar cama döndüm.
"Okulunuz yarın başlıyor efendim. Gitmeyi düşünmüyor musunuz?"
"Sen sohbet etmeye mi çalışıyorsun?"
"Yani şöyle; kafanız dağılsın diye şey etmeye çalıştım. Canınız sıkkındı. Bir de malum dün çıkan haberler tuz biber oldu. Hem de Ali bey size fena patladı. Zaten aranız da iyi sayılmazdı. Kafanız karışıktı, moraliniz bozuktu falan. Ben de hani konu deği-"
"Sen ne anlatıyorsun? İstediğim tek şey bir evet veya hayır. Bu kadar detay gerekli mi?"
"Ö-" öyle bir bakış atmıştım ki yutkundu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Varis Mafya
ChickLitBen kitap yazmıyorum, sadece böyle bir hayat yaşamak için evrene mesaj bırakıyoruğm 😉