Bölüm 5

219 7 29
                                    

"Söylesene artık"

"Bu kıyafet ne kızım!? Giymeseydin keşke. Para mı verdin bir de?"

"Off aptalsın cidden. Sanane benim kıyafetimden." Bardağı kafama dikip ayağa kalktım.

"Gitme" kolumu tuttu.

"O niye?"

"İşte yanımda kal." sorgulamaya başladım. 

"Bir kerede tamam desene. Her zaman benimle iddialaşman şart mı?" kalalım bakalım. Nolucaksa?

Garson gelirken durdurdum. Birayı ve boş bardağı tepsiye koydum.

"bir kahve ve bir kırmızı daha." adam başıyla onaylayıp gitti. Berk ağzınım içinden bişiyler söyledi ama anlamak çok zordu. Kulağımı iyiyce yaklaştırdım. Kokudan burnum kırılıcaktı.

"anlamadım ne istiyorsun?"

"Eskisi gibi olmayı" fısıldayarak söylemesi garipti. Eskiden nasıldık ki biz? Her zaman kavga ederdik. Şu anda pek farksız değiliz. Bir şey söylememiştim.

O sırada garson siparişleri getirdi. Kahveyi içirmeye çalıştım. Bir tarafdan şarabımı içmeye çalışıyodum.

Kahveyi içirince Berk iyice yayılıp gözlerini kapattı. Ben de shot atıp bardağı masaya bırakıp Berk'e döndüm. E nasıl götürcez biz seni şimdi? Bıraksam mı acaba? Daha güzel bir fikrim var.

Koşarak içeri gittim. Melis'in çantasındaki makyaj çantasını alıp tekrar gittim. Sen şimdi benle uğraşmanın ne olduğunu görürsün.

Koyu kırmızı ruju elime aldım. Hatırladığıma göre zor silinen bir rujdu. O zaman yaşasın intikam diyelim.

Alnına 'Mira'nın kölesi' yazdım. Melis'in 300 lük suda bile geçmeyen rimelini aldım. Allah'ım şaka gibi kız şu saçma şeye 300 lira para verdi.

Güzelce kirpiklerine sürdüm. Zaten çok uzundu ama olsun. Ruju yanağına sürüp allık olarak dağıttım. Son olarak dudaklarına da biraz sürmüştüm. Rimeli tekrar alıp kaşlarının ortasını hafif boyadım. Çok komik olmuştu. Telefonu çantamdan çıkarıp birkaç fotoğrafını çektim. E Sayer benimle uğraşmanın sonunu gördün. Çantamı koluma takıp asansöre gittim. Düğmesine basıp bekledim.

Odaya girip ışıkları açtım. Çantayı koltuğa bırakıp ellerimi iki yana açarak yatağa bıraktım kendimi.

Uyanınca nasıl olucağını çok merak ediyordum. Ayakkabılarımı çıkarıp yatağın içine girdim.

Sabah

Gözüme gelen güneş ışıklarına küfür etmeden önce aklıma gelen gece ile hemen yataktan kalktım. Melis'in uyanmamasına dikkat ederek dolabı açtım. Uzun beyaz bir tişört alıp üstüme geçirdim. Çıkardığım botları tekrar giydim. Koştur koştur odadan çıktım.

Asansöre binip terasa çıkan kata bastım sabırsızlıkla bekliyordum.

Asansör durunca indim. Hala aynı yerdeydi. Kenardaki kolonun arkasına saklandım.

Yavaşça doğruldu ve uyanıp esnedi. Telefonumu aradım üstümde ama yoktu. Allah kahretsin. Neyse ya.

"Miraaa" kükremesiyle gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım. Elimle ağzımı kapattım. Başımı hafif çıkardığımda yine kızarmış yüzüne baktım. Burnundan soluyordu.

Yavaş ve dikkat çekmiycek adımlarla asansöre yürümeye başladım. Ensemden tutan elle ellerimi kaldırıp durdum.

"Bittin kızım sen." yavaşça ona döndüm.

Varis MafyaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin