Bölüm-8

174 18 0
                                    

Medya :Burcu

Kolumun değişmesiyle gözlerimi açtım. Burcu tepemde hicde sempatik olmayan bir surat ifadesiyle bana bakıyordu.

"hadi akşın ne uykucu çıktın geldik hadi inelim çok heyecanlıyım." Ayıp olmasın diye bende heyecanlıymışım gibi tebessüm ettim ve yerimden kalktım.

Otobüsten indigimizde neredeyse bulunduğumuz yerde 10'a yakın otobüs oldugunu gördüm. Anlaşılan baya kalabalık bir kamp olucaktı. Hocanın bizi yönlendirmesini beklerken ilerden bana koşarak gelen alpayı fark  ettim.

Nefes nefese "akşın şu cantalardan birini taşı be kuzen çok agır vallahi, teşekkür ederim çok kibarsın ama dikkatli ol icinden bir şey eksilmesin."

"ama.." daha cevabımı beklemeden çantayı önüme bıraktı ve gerisin geri gitti.

Arkasından cırlasamda beni duymadığı kesindi. Sinirden kıp kırmızı olmuş bir şekilde hocanın gösterdiği yere dogru yürümeye calıştım, alpayın cantası o kadar agırdıki yürümekte zorlanıyordum.

Kızların nerde olduklarına bakmak icin gözlerimi etrafta gezdirdim ama hic biri gözükmüyordu. O anda ayagım taşa takılmış olucak ki yeri boyladım.

"dur sana yardım edeyim." diyerek önümde bir el belirdi bir anda, gözlerimi ellerinden yavaşca yukarıya çıkardım.

İlk sarı saçları dikkatimi çekti sonra mavi gözlerinde takılı kaldı gözlerim. Öyle güzel gözleri vardıki, normalde mavi göz pek sevmezdim ama onun gözleri bir degişikti.

Çocuğun kısık gülüşünü duyduğumda kendime geldim ve elini tutup ayağa kalktım.

"teşekkür ederim, bu arada adım akşın" dedim elimi uzatarak. Oda aynı samimiyetle elimi nazikce sıktı ve

" yigit" diye kısaca kendini tanıttı.
Elimi elinden çekip salak alpayın çantasını yerden alıcakken benden önce davrandı ve çantayı eline aldı.

"bence ikimizde bir daha düşmeni istemeyiz." dedi gülümseyerek.

Bu çocuk bir harikaydı gülüşü bakışları ay bana bir fenalık oluyordu. Akşın kendine gel şıpsevdi bir insan degilsin sen artık savaştan hoşlanmıyor muydun.

"ee oda benim kıymetimi bilseydi canım peşinden koşacak degilim ya"

"efendim anlamadım" diye merakla sordu yigit. Yüzümü buruşturup

"hayır sana demedim içimden düşünüyordum ama pek öyle olmadı." çaktırmadan tebessüm ettim.

Rezil olmuştum çocuk kesin şimdi yanımdan gitmek icin bahane aramaya başlamıştır.

"ee hangi okuldasın?" diye sordu beni şaşırtarak.

"özel Karan lisesi, sen?"

" bende güney lisesi. Daha önce böyle etkinliklerde seni hiç görmedim."

"evet yeniyim ikinci dönem geldim ben." diyerek gelişi güzel cevap verdim.

Yiğit tam agzını açmışken aylin hocanın sesini duyduk

"evet arkadaşlar toplanın.. bu yıl 4. düzenlenen gençlik kampları festivaline hoş geldiniz." herkes bir agızdan ıslık ve alkışlarla hocaya eşlik etti.

Elleriyle ögrencileri susturan hoca devam etti.

" şimdi ilk olarak yerleşiyoruz sizi hocalarınız kamp alınında yönlendiricek ve cadırlarınızı kurucaksınız. Sonra yarım saat serbestsiniz. " diyerek son sözü söyleyip yanındaki yakışıklı genç ögretmenle beraber gölün kenarına dogru ilerlemeye başladı.

ANSIZINHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin