17 - Bölüm

160 20 12
                                    

Gözlerimi kapatmış tam dalmıştım ki bir ses işittim. Hic işitmek istemeyeceğim.

"kardeşim oluyor lalala kücük elleri olacak lalala..." kulaklarımı tıkayıp alpayın o lanet sesini işitmemek İcin Allaha dua ettim.

Sonra yanımda bir hareketlilik sezdim ve bana sarılan bir cift kol.

"akşınaşkım bak ben ne düşündüm şimdi bu cocuk dogunca adını ll. alpay mı koysalar ne dersin?" diye ciddi ciddi bana bu soruyu sordu.

"bak alpay bazen birazda olsa mantıklı şeyler düşün ne konuş olur mu?" diyip tekrar gözlerimi kapattım.

"Alpay ceneni kırmadan kapat o agzını." diye tehtit etti alper onu.

"aman sende ne kıskanc cıktın lan ne yani gelip bize mi soracaklardı bebek yapsak mı yapmasak mı acaba diye." diye sinirle söylendi alpay.

Yattıgım yerden diklendim bu işin sonu kavgaydı. "sanane lan neyi takarsam takarım."

"aynen bebek bezi verelim onuda tak." alpayın dediğinden sonra

Ben agzımı tutmuş ögürürken ikizler birbirine girmişti bile.

Herkes seslerden dolayı arka bahceye cıkınca merakla olacakları beklemeye başladım.

Savaş sinirle yanlarına koşup ikisini bir hamlede ayırdı ve tam konuşacakken araya hic ummadığım kişi girdi
" yeter ulan nedir alıp veremediğiniz sizin. Evet burada yaşıyoruz cünkü levent babamız böyle istiyo ama onların huzurunu bozmaya hakkınız yok. Bizi kendi cocukları gibi gördü büyüttü ama siz onu üzmekten başka işe yaramıyorsunuz korkum bir gün bizi kapının önüne koyup bu sıcak yuvadan ayrılmamız " diye bagırdı gözlerinden yaş gelerek. Onun korkusunu öyle iyi anlıyordum ki, cünkü bu korkuyu her gece yatarken yaşıyordum.

Savaş bir şeyler söylemek ister gibi acıp kapattı ama söylenecek bir şey olmadıgını oda biliyordu. Dayım iki adımda ona sarıldı ve saclarını okşamaya başladı.

"birincisi bir daha bu agzından cıkanları duymayayım dedigin gibi ben senin babanım ve babalar ogullarına asla sırt cevirmez. Sizler benim birtanelerimsiniz nasıl böyle düşünürsünüz ben sizden asla sıkılmam anladın mı evren." dedi ona daha sıkı sarılırken.

Bu aralar evren sıkıntılıydı zaten birde çocuk mevzusunu duyunca daha bir sıkıntı yaşamıştı anlaşılan, sevilmeyeceginden korkuyordu.

Hepimiz gözleri dolu dolu iceriye girdik. Savaşı salonda göremeyince odasına cıktım bende kapısını acımaya calıştım ama acmadı seslendim bir iki kere yine acmadı. Bende yine iş başa düşmüştü. Yan odaya gecip balkonuna tutundum ve iceriye girdim zorla.

Odaya girdigim gibi savaşla karşılaştım belindeki havluyla şaşkınca bana bakıyordu. Zorla yutkundum ve ona dogru yaklaştım. Kollarımı boynuna doladım o ise karşımda hic kıpırdamadan yanlış bir şey yapmaktan korkarmış gibi dikiliyordu.

"nasılsın hic tepki vermedin ne hissediyorsun? Paylaş benimle" dedim ona.

Elini belime atıp kendine daha cok cekti beni "mutlu oldum, uzun zamandan sonra tekrar abi olma fikri hoşuma gitti. Ama evrenin söyledikleri beni cok düşündürdü onunla iyi ilgilenemedigimi düşünüyorum." dedi sıkıntıyla.

"sakın sen cok iyi bir abisin ve tüm kardeşlerinle cok güzel ilgileniyorsun. Böyle düşünmesi cok normal kendini üzme." dedim dudaklarına öpücüğümü kondurmadan hemen önce.

Geri cekilmeme izin vermeden dahada sert öpmeye başladı beni, bunun sonunu hic düşünmek istemiyordum. Bu sefer ana ayak uydurmadan ona engel olup yavaşca geri cekildim.

ANSIZINHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin